Bebek ve Çocuklarla İlgili Batıl İnançlar

Geçen akşamüstü yan komşumuza kısa bir ziyaret yaptık. Giderken Can’ı da mama sandalyesine oturtarak götürdük. Kahvelerimizi içerken bizimki sandalyede sürekli kıpırdanınca, komşumuz da iyi niyetle “bırakın dilediği gibi dolaşsın” dedi. Mümkün mü? Sehpaların üzerinde kırılacak ne varsa yere indireceği gibi, eşyaların sivri köşelerine çarpma riski de var. Bu nedenle teşekkür edip, minik beyimizi mama sandalyesinde oturtmaya devam ettik.

Bunun üzerine komşumuz, kendisinin bebekken oldukça geç yürüdüğünden bahsetti. Bir yaşını bayağı geçmesine rağmen yürümeyince, annesi onu üst üste 3 cuma günü bir camiye götürmüş. Ayak başparmaklarını bir kurdeleyle birbirine bağlamışlar. Camiden ilk çıkan kişinin eline bir makas tutuşturup, “ayaklarının bağının çözülmesi” niyetiyle kurdeleyi kestirmişler. Böyle 3 cumadan sonra, komşumuz gerçekten yürümeye başlamış. Bu hikaye oldukça hoşuma gitti. Eve dönünce ülkemizde bebek ve çocuklarla ilgili halk inanışlarını araştırmaya başladım. Kimi insanı gülümseten ve kimi de şaşırtan pek çok adet ile karşılaştım. İşte bulduklarım:

Haberin Devamı

Bebek ve Çocuklarla İlgili Batıl İnançlarYenidoğanlarla İlgili İnanışlar

  • Doğum yapan kadın yedi gün çocuğunun yanından dışarı çıkmaz. Çıkarsa cinniler gelir çocuğu götürür. Başka bir çocukla değiştirir.
  • Doğumdan sonra kırk gün süreyle anne ve çocuk evden dışarı çıkmaz, mezarlığın yanından geçirilmez. Çıkarsa kırk basar.
  • Lohusa anne ve bebeğinin “albastı” denilen ateşli rahatsızlıktan korunması için anne başına kırmızı kurdele takar. Kırmızı renkli lohusa şekerinden, lohusa şerbeti kaynatılır.
  • Lohusanın bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak konulursa “alkansı” (ya da al karısı) lohusa ve çocuğa zarar vermez. Alkansı lohusalara ve çocuklara zarar verdiğine inanılan cadıdır.
  • Çocuk doğan evden kırk gün dışarıya bir şey verilmez.
  • Yenidoğanın ilk dışkısı yattığı odanın eşiğine veya beşiğinin altına konursa cadı zarar vermez, nazar da değmez.
  • Bir bebek ilk defa bir aile büyüğünün evini ziyaret ettiğinde, ayrılırken yumurta verilir. Anlamı “civciv gibi çabuk büyüyen, sağlıklı ve tok bir insan ol” demektir.
  • Bebeğin kırkı çıkınca verilecek hediyeler ve anlamları şunlardır: ekmek, pirinç ya da çörekotu: bereket; tuz: ağız tadı; şeker: tatlı dil; pamuk ya da un: uzun ve tertemiz ömür; bozuk para: bol kazanç; mendil: temizlik.
  • Bebeğin kırklanması sırasında beşiğinin altına yumurta kırılır. Bir gün boyunca beşik altında kalan yumurtanın sarısı, ertesi gün bakıldığında dağılmamışsa bebek “uzun ömürlü” olur.

Fiziksel Gelişimle İlgili İnanışlar

  • Bebek ayak tabanından öpülürse erken yürür.
  • Boyu ölçülen ya da üstünden atlanarak geçilen çocuk kısa kalır.
  • Kahve içen oğlan çocuğunun bıyıkları çıkmaz, köse kalır.
  • Bebeğin saçları gür çıksın diye kazıtılır. Kız çocuğunun ilk kez kesilecek saçını dayısı keserse saçı gür olur. Oğlan çocuğunun saçını ilk kez amcası veya dayısı keser.
  • Kekeme çocuğa cami kapısı açtırılır.
  • Yenidoğanın kuvvetli olması için toprağa sürülür.

Sağlıkla İlgili İnanışlar

  • Bebek terlemesin diye tuzlanır, kundaklanır ve emziğine şeker sürülür.
  • Bebeğe sarı giydirilir ya da sarı tülbente sarılırsa sarılık olmaz.
  • Annenin gönlünden “benim çocuğum yerde kaldı, hasta olur” düşüncesi geçerse çocuğu hastalanır. Bu nedenle çocuklar yerde bırakılmaz.
  • Bebeğin ilk dişini kim görürse, o kişi çocuğun gömleğini yırtar ve böylece çocuğun acısı geçer.
  • Boş beşik sallanırsa, bebeğin karnı ağrır.
  • Bebeğin altı sıcak toprakla bezlenip, keçeyle kundaklanırsa dışkısı “tok” olur.
  • Boğmaca olan çocuğun boğazına türbe anahtarı sürülür ve türbede bir gece bırakılan gömlek, kırk gün boyunca çocuğa giydirilir.
  • Ateşle oynayan çocuk altını ıslatır.

Kişilikle İlgili İnanışlar

  • Yenidoğanın ağzına üflenirse cana yakın olur.
  • Bebegin dudağından öpülürse erken konuşur, ensesinden öpülürse inatçı olur.
  • Gözü tok olsun diye bebeğin doğumunun 20. gününde yumurta ve soğan dağıtılır.
  • Bebeğin bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.
  • Bebeğin ağzına kim tükürürse, bebek ona çeker.
  • Küçük çocuk avucunu çok sıkarsa büyüyünce cimri olur.

Gelecekle İlgili İnanışlar

  • Yenidoğan bebek iyi okusun diye eline kalem tutturulur.
  • Yenidoğan bebeğin bahtının güzel olması için, ona tuz, şeker, helva yedirilir.
  • Bebek ilk kez baba derse sonraki çocuk erkek, anne derse kız olur.
  • Bebeğin göbek bağı okul bahçesine gömülürse “iyi eğitimli”, devlet dairelerinin avlusuna gömülürse “devlet adamı”, futbol sahasına gömülürse “futbolcu”, ahırın bahçesine gömülürse “mal-sever”, evde dolap ya da sandık içinde saklanırse “evcimen” ve suya atılırsa “huyu temiz” olacağına inanılır.
  • Bebeğin kırkı çıkmadan tırnağı kesilirse ya arsız ya da hırsız olur. Bir yaşından küçük çocukların saçı ve tırnakları kesilmez. Kesilirse, çocukların ömrünün kısa olacağına inanılır. Çocuğun ilk tırnağını baba tarafından kesilir.
  • Çocuğun sırtı sağlam olsun, ömrü uzun olsun diye sırtı un çuvalına dayanır, saçını unlanır.

Diğer İnanışlar

  • Bebeğe atleti ters giydirilirse ve mavi boncuk takılırsa nazar değmez.
  • Çocuk çamaşırları gün batımına kadar dışarıda kalırsa çocuk büyülenir.
  • Erkek çocuğun kesilen ilk saçı bereket versin diye babasının cebine konur.
  • Evde bebek emekler ya da küçük çocuk apış arasından bakarsa eve misafir gelir.

Not: Halk inançlarının kimisi sağlık açısından oldukça zararlı sonuçlar doğurabilir. Mesela bebeklerin vücuduna toprak sürmek tetanoza, tuz sürmek ise hücre dengesini bozarak beyin kanamasına yol açabilir. Bu nedenle özellikle sağlıkla ilgili olan inanışlara itibar edilmemesi, sağlık sorunu olan bebek ve çocukların mutlaka doktora götürülmesi konusunu hatırlatmak isterim.

Haberin Devamı

Sevgiler,

Tanla

Diğer yazılarım için>> BebekveBen.com

Facebook>> Bebek ve Ben
Twitter>> @Bebek_ve_Ben
Pinterest>> bebekveben