Biz eşimle, hemen her “günümüz çifti” gibi, BİZ karar verdiğimizde çocuğumuz olacak sanıyorduk. Evren bizim kararımızı bekliyordu sanki. Zaten çocuklu bir aile hayatını günümüzü gün etme, kariyerimizdeki hedeflerimizi tutturma, çocuk sahibi olmadan önce mümkün olduğu kadar başbaşa zaman geçirme gibi şu ya da bu düşüncelerden dolayı ertelemiştik. Pek bir şey düşünmeden, hesap kitap yapmadan… Meğer kazın ayağı öyle değilmiş.

Biz bunları yapana kadar, zaten 33 yaşında evlenmiş bir hatun olarak benim, çocuk sahibi olabilmek için gerekli olan yumurtlama sayılarından, 35 yaş üstünde çocuk sahibi olma ihtimalinin %25’lere kadar düştüğünden, elimizi çabuk tutmamız gerektiğinden haberim bile yoktu. Denemelerimizi yapıp sonucun istediğimiz gibi olmadığını farkettiğimizde ve aşılamalarımız da tutmadığında tüp bebek denemesine geçtik hemen. Çünkü aslında günümüzde çok sık görülen bir şekilde çift olarak değerlerimiz gayet iyi durumdaydı ama açıklanamayan sebeplerden dolayı hamile kalamıyordum. Neyse, çok şükür ki yine de Allah’ın sevgili kullarından olduğumuz çok açık. Zira ilk tüp bebek denememizde, yerleştirilen iki embriyonun da tutması ikiz gebelikle son buldu ve 38. hafta içinde sezeryanla, iki bebeğimi de, biri 3.040gr, diğeri de 2.720gr olmak üzere sağlıkla kucağıma aldım. Şükürler olsun!

Haberin Devamı

Benim için ikiz bebeklerimin olması, iki çocuk sahibi olmak açısından çok ama çok önemliydi. Çünkü olamayabilirdim de! Zira bırakın ikisinin birden hayata tutunması, biri bile yaşamayabilirdi. Ve ben muhtemelen tekiz doğum yapmış olsam, makul bir zamandan sonra hemen ikinci çocuk denemelerine girişirdik, her şeyden önce “yaşımdan dolayı”! Eh, ne de olsa tüp bebek denemesine 37 yaşında başladım, 38’imde de doğurdum! Ayrıca ben tek çocuk düşünmedim hiç. Çocuğuma mutlaka (Allah izin verirse) bir kardeş vermek isterdim. Çünkü bence bir insan için dünyada en önemli destek kardeş; gerisi boş.

Bunca kardeş muhabbeti yapmışken, başıma bir şey gelmeyecekse “kardeş şart” demek istiyorum. Yazıyı yazma amacım bile bu zaten. Dünyada en büyük destekçisi, en yakını da ablası olan biri olarak tek çocuk istemeyi de çok fazla anlayamıyorum. Anlayabildiğim çok durum var tabii. Ailenin her nedense tek çocuğu yeterli görmesi, annenin ilk hamileliğini çok zorlu geçirmiş olduğundan bir hamilelik daha geçirmek ya da kariyerine bir kez daha ara vermek istememesi,… Aslında belki de her türlü sebep kabul edilebilmelidir, bilemiyorum. Hayat eskisi gibi de akmıyor artık zaten. İnsanlar hayatî tercihlerini yaparken pek tabii ki daha çok kendilerini düşünüyorlar. Bireysel tercihler ön planda. Bu da anlaşılabilir bir şey. Bir çocuk daha doğurmayı mutluluktan çok engel olarak görecek bir annenin, bir çocuk babası daha olmak istemeyen birinin, birer kez daha çocuk sahibi olup bedbaht olmasının pek tabii ki hiçbir anlamı yok.

Haberin Devamı

Benim TEK, evet TEK anlamadığım sebep, çocuğun “geleceği düşünülerek” olduğu iddia edilen, maddi anlamda ailenin bir çocuğu daha finanse Kardeş şart mıedemeyeceği fikriyle ikinci çocuğu istememesi. Evet, işte benim tek anlamlandıramadığım, hatta kabul de edemediğim seçenek bu. Sanırım bu da özellikle okul harcamalarına dayanıyor.

Haberin Devamı

İşte ben, sırf bu sebepten dolayı ikinci çocuk istememeyi anlayamıyorum. Zira bu değerlendirme bence, hâlâ okul başarısını hayat başarısı olarak görmek demek. Yoksa bir ebeveyn hiç, tek çocuğa sahip olmak istemeye sebep olarak “Sadece bu çocuğumuza iyi bir gelecek vaadedebilriz. Bir tanesine daha aynı koşullarda, aynı güzellikte bir gelecek sağlayamayız,” demezdi. Çocuğunuzu göndereceğiniz okuldan mezun olduğunda kendisinin harika bir geleceğe sahip olacağını nerden biliyorsunuz? Böyle bir sonuçtan ne kadar emin olabilirsiniz? Mutlu, huzurlu bir hayatın temelini gidilecek okula bağlamak ne kadar gerçekçi? İyi okullarda okuyanlar gerçekten mutlu mu oluyor? Bu mudur hayat başarısı kıstası? Hangi okuldan mezun olmanın verdiği haz, bir kardeş sahibi olmanın manevi değeriyle eş tutulabilir?

Bilmiyorum bu sorulara cevaplarınız ne… Ama ben her açıdan süper koşulları olan okullara gidebilmek yerine, bir kardeşim olmasını tercih ederdim her ne kadar bunlar ciddi özel fikirler olsa da. Bu da benim fikrim. Hiçbir okul, hiçbir eğitim olanağı ablamın yerini tutamaz. Bir tek ablam olsun, bana bir şey olmaz…

Kardeş şart :)