Uzman Psikolog Özlem Nur Tulum

Uzman Psikolog Özlem Nur Tulum

info@ozlemnurtulum.com

Tüm Yazıları

Kadınlar ve erkekler arasında biyolojik ve kültürel olarak inşa edilmiş farklılıklar olsa da kadın üzerindeki rol çeşitliliğinin ve uygulanan baskının ne denli fazla olduğunu görmekteyiz. Herhangi bir konuyu tek taraflı ele almaktan imtina etmekte olduğum için şu anda kadın haklarından ziyade, insan haklarını geliştirmek üzerine yazmayı defalarca yeğlerdim; elbette erkeklerin de haklarını tanıması ve koruması gerekmektedir; ancak, istatistiksel olarak bakıldığında kadınların yaşadığı eşitsizliklerin ve kötü muamelelerin fazlalığı göz ardı edilemez. İşte tam da bu sebeple, kadınların hakları konusunda bilgilenmeleri ve haklarını korumaları gerekmektedir. Kadınların, tüm rollerinin ötesinde ve öncesinde, kendilerine değer vermeleri ve hemcinsleriyle dayanışma içinde olmaları cinsiyet eşliği hususunda önem teşkil etmektedir.

Haberin Devamı

Sevgi dolu ve fedakâr anne olmak, başarılı bir kariyer yapmak, ev işlerinin ve yemek sorumluluğunun yüklenmesi, kadınlığı esas alan dayatmalar, cefakâr bir eş, ailenin istediği kişiyle evlendirilmesi, boşanma hakkının tanınmaması, doğum kontrolü ve kürtaj konusunda kısıtlamalar, dilediği şekilde giyinememek... Kadınların sadece özgür olması neden bu kadar zorlaştırılıyor? Nasıl bir çekince var ki kadınların potansiyellerini gerçekleştirebilme ihtimali dahi bazılarını, bu denli korkutuyor? Şeklinde sorular beliriyor zihnimde.

Çoğu kadın bugün, çocuk yapmak ve kariyer yapmak arasında kalıyor. Baba, anneye yardım ettiğinde ne kadar yardımcı bir baba oluyor. Aslında, baba sadece baba olma görevini yerine getiriyor ve çocuğuna baba oluyor. Ancak, toplumda anne zaten çocuğu için sınırı olmayan her türlü fedakarlığı yapmak zorunda şeklinde değerlendiriyor. Annelik üzerinden gerçekdışı bir beklenti ile kadın mükemmelliğe tutsak ediniliyor. Maalesef, birçok yargılamayı gene kadının, kadına yaptığına şahit oluyoruz. Şunu söylemek gerekir ki dayanışma içinde olmadığımız müddetçe kimse bu mücadelenin tam anlamıyla kazananı olmayacaktır.

Kadının, kendi kadınlığını ve cinselliğini (yaşama sevincini) keşfetmesi, her yaptığı işte ve her ilişkisinde, içsel nedenlerle mi yoksa dışsal baskı doğrultusunda bunu yapıyorum ya da bunun parçasıyım diye sorması elzemdir. Gerçekten istediğim bu mu? Evlenmek istiyor muyum? Çocuk doğurmaya isteğim ve bakım verecek manevi gücüm var mı? Çalışmak istiyor muyum? Yaşamdaki ana motivasyonum ve takip eden değer ve motivasyonlarım neler? Diye sık sık kendimize sormalıyız.

Haberin Devamı

Kadınlar nasıl özgür olabilir?

Öncelikle, içeriden dışarıya yayılan bir akıma ihtiyaç vardır. İç dünyamızda, özgür olmak demek; öz saygı, öz değer, öz güven kavramlarının sağlamlaşması ve dış dünyada olanlara göre şekillenmemesi ile mümkündür. Kendini tanıyan kadın, annesi ile ilgili geçmiş ilişkisini şifalandırabilen kadın, kendi değer ve motivasyonlarının farkında olan ve bir başka kadını yargılamayan kadın, bedeniyle, döngüsel ve cinsel gerçeklikleriyle barışık ve eyleme geçebilen kadın gerçekten özgür bir kadındır. Yaşanılan gerçekliğin içinden aksiyon almak ve yaşama katılmak gerekir. Kadınların, karar alırken öncelikle duygularının farkında olması ve sınırlarını çok iyi belirlemeleri özgürlük için yapı taşlarıdır. Kendilerini güvende, saygın ve özgür hissettikleri kişiler ile ilişki içinde olmak kadınların önceliği olmalıdır. Annelik, kariyer ve kadınlık konuları başta olmak üzere hangi konuda olursa olsun kendinizi eleştirmek yerine şefkatle yaklaşıyor olmak öz saygınızı ve öz güveninizi geliştirir. Böylelikle, bastırılan duygular ve durumlar öfke olarak açığa çıkmaz ve varsa hataların telafisi ve kişisel gelişme mümkün olur. Özellikle, evlilik ve hamilelik öncesi, kadınların kendi anneleri ile olan çatışmalarını psikoterapi desteğiyle çözümlemeleri çok önemlidir. Erkeklerin, kadınlardan ve kadınların kendi aralarında da daha özgür olanları olduğuna şahitlik ederiz. Özgürlük için birçok değişken olsa da en başta insanın, bu duyguyu ve olguyu içselleştirmesi gerekir bu da kadının olduğu haliyle değerli ve yeterli olduğuna inanması ve kabul etmesi ile kendinden vazgeçmiyor olmasıyla mümkündür.

Haberin Devamı

 

Eşit yarınlara dayanışma ile ulaşılır.

Saygılarımla

Uzm. Psikolog Özlem Nur Tulum

www.ozlemnurtulum.com

https://www.instagram.com/uzmanpsikologum_/