Editörün SeçtikleriYaşasın minimalist akım

Yaşasın minimalist akım

14.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Duygu ASENA

Yaşasın minimalist akım



ALEX Akimoğlu nefis bir salata yapmış, bir de fırında tavuk pişirmiş... Kar beyazı, keten Amerikan Servis'in üzerine kırmızı şarap dökülecek diye ödüm patlıyor. Salata kasesi, tabak takımları, bardaklar, her şey çok sade çok zarif... Erkeklerde de bu tür incelikler olduğu zaman çok hoşuma gidiyor.
Alex, ünlü modacı Hanae Mori'nin "hazır giyim" stilisti. Defilenin ertesi günü evinde sohbet ediyoruz.
Ama önce biraz defileden söz edeyim; bildiğiniz gibi defileler Paris'te çok ciddiye alınan bir etkinlik. Davetiyeler yollandıktan sonra geleceğini bildirenlerin yeri ayrılıyor. Herkes nerede oturacağını biliyor. Kimse yer kapmak için uğraşmıyor ve ayakta kalmıyor. Podyumun tam karşısında, yüksekçe bir set, basına ayrılmış. Hiçbir fotoğrafçı ya da kameraman podyumun önünü işgal edip seyircilerin görmesini engellemiyor. Mankenler bir bir çıkıp yavaşça yürüyorlar. Hiç kimse o güzel kızlara bakmayı düşünmüyor, yalnızca giysilere bakılıyor. Bunu nasıl beceriyorlar anlayamıyorum. Giysiler ise çok sade ve çok şık... Bir sanat eseri gibi.
İstanbul'da doğan Alex, Paris'te stilistlik okuyor ve kolunda bir dosya ile Pierre Cardin'e gidiyor. Hemen işe alınıyor. Ardından Jean Louis Scherrer'de 12 yıl çalışıyor. Şimdi Hanae Mori'nin hazır giyim tasarımcısı. Modanın kalbinde, Paris'te, böylesine başarılı olmuş birisiyle de doğal olarak hep moda konuşuyoruz.
Alex'e hemen, giderek etkisi ağırlaşan minimalist akımı soruyorum. Giysilerden, dekorasyona minimalizmi anlatmasını istiyorum...
"Minimalist akım, detaydan arınmıştır. Süssüz püssüz, kaliteli, şık ve sade anlamına gelir. Bu akım dört - beş yıldır Yamomoto, Donna Karan, Jil Sander, Calvin Klein, Prada ile sürüyor. 2000 yılının modası artık bu... Highteck... Yani gerçek gibi ama hiç buruşmayan, leke tutmayan bozulmayan fiber kumaşlar kullanılacak."
- Ben de neden bu modacıları sevdiğimi düşünüp duruyordum. Meğer ben doğma büyüme bir minimalistmişim... Ne güzel, her şey değişiyor artık...
"Evet bu değişimi kavramak ve uymak lazım. Örneğin Chanel kendini yeniledi. Düğmeyi kaldırdı ve bir minik agrafla tayyörü kapattı."
Alex'ten öğrendiğime göre 99'lu yılların son yazında BEYAZ giyecekmişiz. Keten ve kotona benzeyen teknik kumaşlar kullanacakmışız... Doğal bir görüntümüz olacakmış. Uzun ya da diz altı dar etekler, pantolonlar, uzun ceketler giyecekmişiz. Mavi tonları da varmış ve bol bol pembe aksesuvar kullanacakmışız. Sandaletlerinizi iyi koruyun bu yaz yine bol bol giyecekmişiz.
- Alex, sen bir kadınla konuşurken, nasıl giyindiğine ve nasıl giyinmesi gerektiğine bakar mısın?
"Elbette, hep düşünürüm. İstersen seninle alışverişe çıkabiliriz. Mesela şu bol ceket yerine, bele oturmuş bir ceket giysen sana daha çok yakışırdı."
- Biraz anlatır mısın, hangi tip kadın nasıl giyinmeli?
"Kalçaları dar, bacakları ince ama göğsü daha iri kadınlar yapışık üstleri tercih etmeliler. Oysa göğüslerini kamufle etmek için bol şeyler giyerler. V yakayı tercih etmeliler, diz altı onlara yakışır, evaze etekler de iyi olur. Etekte desen kullanabilirler ama iri desenli bluz giymemeliler. Üstü dar, kalça ve bacakları geniş kadınlar, bol ve kalça altında biten ceketler giymeli, etek dar ve uzun olmalı, pantolonu tercih etmeliler. Kısa boylu kadınlar V yakayı tercih etmeli bir de tombullarsa, diz üstü etek ve uzun ceket giymeli. Bu tiplere pantolon iyi olmaz. Kısa boylu kadınlar çok yüksek topuk da, puantiye ve enine çizgi de asla kullanmamalı. Canlı renkler şişman gösterir. Kısa boylu kadınlar ise iki ayrı renk giymemeli. Saçlarını da çok uzun tutmamalı."
Alex ile sohbetimiz sürdü gitti. Çok fazla süslenmeyi, takıp takıştırmayı sevenler için iyi değil ama, minimalizm 2000'li yılların tarzı olacak besbelli... Ben çok memnunum.


Beğendiğim erkekler

"YABANCILARI yazmak kolay... neden Türk erkeklerini yazmıyorsun?" diyebilirsiniz elbette... Zaten dediniz de. Ama Kevin Spacey'i yazmazsam olmazdı... Bütün filmlerine gittiğim, gidip de adama bakmaktan diyalogları kaçırdığım bir kişi bu... Neden acaba? Bilmiyorum... Korkunç bir yakışıklı değil ama ben ona hayranım. Ona sarılmak ve başımı omuzuna dayamak duygusu veriyor bu adam bana. Hatta belki de ağlamak. Sebepli ya da sebepsiz onun kollarında ağlamak. "Öff bu da nereden çıktı şimdi... bu kadınlar da hep ağlar... ne anlama geliyor şimdi bu... çekip gideyim de o da ağlasın..." diye düşüneceğini hiç sanmıyorum. Çünkü bana öyle geliyor ki o; güvenilir bir erkek, kendine de güveniyor, yalana başvurmuyor, komplekslerini aşmış, ne düşünüyorsa söylüyor. İltifat ediyorsa bunu etmiş olmak için değil, gerçekten öyle düşündüğü için yapıyor. Sevdiği kadının karşısında son derece içten, sıcak, doğal... Sevdiğini, özlediğini söylüyor. Dokunuyor, sarılıyor. Eğer birlikte olmak istiyorsa açıkça söylüyor, binbir numara
yapmıyor. Davranışlarıyla, söyledikleri çelişmiyor. Seviyorum diyorsa seviyor ve sevgi ne gerektiriyorsa onu yapıyor. Sevmiyorsa da seviyormuş gibi yapmıyor... Kevin Spicey bana dokunmak, sarılmak duygusu veriyor. Bu duyguyu duyabildiğim erkekler konusunda hiç yanılmadım.


Cemil ve Hamza'dan bir düğün teşekkürü

HOLLANDA'da doğmuş büyümüş bir genç kızımıza şu ilanı gösterdim, "ne düşünürsün böyle bir ilanı görünce" dedim. Hemen anladı ve bıyık altından güldü... "İki erkek evlenmişler demek ki, meğer Türkiye ne kadar ilerlemiş" dedi.
Milli Gazete'de gördüğüm bu teşekkür ilanı bir düğün için. Hamza Özbalta evlenmiş ve düğününe gelen kişilere teşekkür için ilan vermiş... Tamam da Hamza Özbalta kiminle evlenmiş? Eğer bir kadınla evlenmişse, bu kadının adı niye ilanda yok? Kadının adının olması gereken yerdeki isim, Cemil Özbalta kim? Herhalde Hamza ile Cemil evlenmediler... O zaman niçin bay ve bayan Özbalta'nın düğünlerinin teşekkür ilanlarında Bayan Özbalta'nın adı yok? Cemil Bey ne sıfatla ilana giriyor ve teşekkür ediyor?
Bu tür "kadının adı yok" durumlarına çok sık rastlıyoruz. Ve de çok üzülüyoruz. Hamza Özbalta, evlendiği kadının adını niçin saklıyor? Niçin ortak yaşamlarındaki ilk olay olan düğünde, eşinin adını saklıyor, onu teşekkür edebilecek bir "adam" yerine koymuyor? Onun ağzından da teşekkür etmiyor?
Çok ayıp, çok üzücü... Niçin kadınlar böyle bir ayrımcılığa razı oluyorlar? Düğün tamamen iki kişiye ait bir olaydır... Artık burada da kadına yer verilmezse, hayatın diğer alanlarında neler oluyor varın düşünün artık...


Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları

Cadde | 06.06.2025 - 07:41

Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte birçok ünlü isim sezonu açtı. Ayrılık iddialarında yer alan Cemre Baysel'den Yunanistan'a giden Afra Saraçoğlu'na kadar... İşte ünlü isimlerin plaj tarzı.

Yazarlar