Her Şeyi Sessize Al

Lütfen önce herkes sakin olsun. Bırakın elinizdeki silahları… Evet, tam da böyle günlerden geçiyoruz. Herkeste bir kavga, gürültü gidiyor.

Bazen kendi iç dünyamı, iç seslerimi sessize alır, dışarıdaki sesleri de kısar sadece gözlemlemeye başlarım. Son dönemde bu gözlemlerimde son derece rahatsız edici ifadeler görüyorum. İki kişi karşılıklı oturuyor; ne konuştukları bende kısık olduğu için bana pek ulaşmıyor ama birinin mimiklerinden nefret akıyor.

Yolda yürüyen iki arkadaş görüyorum, bedenlerinden büyük beden dilleri var. Delikanlının çene kasları gerilmiş, sinirle yürüyor. Adamın garsona sipariş verirken takındığı küstahça ifade hemen anlaşılıyor. Kazak satın alan genç kız kasadaki görevli kızın elinden poşeti çekerek alıyor. Satıcı, aldığı ürünü kadına al da git der gibi uzatıyor. Bir taksi duruyor yolcusunun para üstünü neredeyse üstüne atıyor. Kuaför içeri giren müşteriye sahte sahte gülümsüyor. Eczacı, amcanın reçetesini elinden hızla çekerek alıyor. Servis hostesi öğrenciden bir an önce kurtulmak istercesine çocuğu apar topar neredeyse araçtan “fırlatıyor”. Örnekler uzar gider…

Haberin Devamı

Alın kendinizi sessize… Dünyayı bir de öyle izleyin. En çok da kendinizi... Nasıl bir hâliniz var? Sözler çıkınca sizden geriye ne kalıyor? Hareketleriniz düşüncelerinizle ne kadar ahenkli? Teşekkür ederken içten misiniz? “Üzüldüm” derken ne derece samimisiniz? Birine iyilik yaparken gerçekten iyilik olsun diye mi yapıyor musunuz? Yoksa bunları yapmış olmak için mi yapıyorsunuz?

Biraz yavaşlayalım, sesleri kısalım. Yaptığımız her eyleme, kalbimizi, bedenimizi (ki o da kalbi izler) katarak yapalım. Dünyada hepimize yetecek iyilik ve güzellik zaten var. Yeter ki iyi şeylerin olduğunu ve gerçek iyiliğin bulaşıcı olduğunu bilelim.

İyi şeyler olur dostlarım...