Flört şiddeti ve hukuki boyutu

Şiddet deyince akla ilk olarak şiddetin bir türü olan fiziksel şiddet, tokat atma, tekmeleme gibi vücut bütünlüğüne verilen zarar eylemleri akla gelmektedir. Ancak şiddetin birçok türü vardır; kişinin özgürlüğünü sınırlayan yıpratıcı tutumlarla birlikte kişide manevi olarak çöküntüye uğratan, kişilik haklarını, onurunu ve haysiyetini zedeleyen psikolojik zarar amaçlı eylemler de şiddete girmektedir.

Duygusal bağ kurulan ilişkilerde gerçekleşen flört şiddeti, birçok kişinin uyguladığı ya da şiddete maruz kaldığı ama “Flört Şiddeti Nedir?” diye sorulduğunda ne olduğu bilinmeyen bir şiddet türüdür. Eminim hemen hemen herkes hayatının bir döneminde flört şiddetine maruz kalmış ya da bilmeden uygulamıştır. Elbette ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de şiddetin en ağır ve yaygın olan fiziksel şiddet en temel konumuzdur ve bir an önce çözüm getirilmesi gerekmektedir. Ancak fiziksel şiddetin temeli olan psikolojik ve sosyal şiddetin kimse bilincinde değildir. Nitekim flört şiddetine maruz kalan kişiler öz güven eksikliği, travma, depresyon ve kaygı bozukluğu yaşamaktadır. Bu nedenle flört şiddeti konusunda herkes bilinçlenmeli, karşılaştığı vakit ise bu durumun yanlış olduğu algısını çevresine kazandırmalıdır.

Haberin Devamı

Uzmanlar, flört şiddetinin temelinde aşağılık kompleksi, ihmalle büyüme, yetersizlik duygusu veya şiddet ile büyüme olduğunu belirtmiştir. Üstelik şiddetin cinsiyeti yoktur, şiddet uygulayan sadece kadın veya erkek diyemeyiz. Sıklıkla kadınlar şiddete maruz kalsa da erkeğin de şiddete maruz kaldığı durumlar vardır.

Peki bugüne kadar siz hiç flört şiddetine maruz kaldınız mı ya da yakınınız flört şiddetinden mağdur oldu mu? Aşağıda sınıflandırarak verdiğim örneklerde flört şiddetinin psikolojik ve sosyal boyunu ele aldım. Örnekler size eminim yabancı gelmeyecektir.

1- Kıskançlık, genellikle sevgi gösterisi olarak bilinmektedir; ancak ilişkinin temeli olarak güven kurulmalı ve saplantılı düşüncelerden arınmalıdır. Kıskançlık adı altında yapılan sınırlamalar ve baskılar yıpratıcı etki taşımaktadır.

Haberin Devamı

- O eteği giymeyeceksin,

- Elbise ve mini etek giymen yasak

- Arkadaşlarınla gece dışarı çıkamazsın

- Ben o kız/erkek ile görüşmeni istemiyorum

- O kız/ erkek ile arkadaşlığını bitireceksin

- Ya o ya ben!

- Eve vardığında beni ara

- Karşı cinsle samimi olmanı istemiyorum

2- Baskı kurma, partneri üzerinde zorlayarak güç elde etme olarak tanımlanabilir.

- Eğer benden ayrılırsan ailene her şeyi anlatırım

- Benden ayrılırsan fotoğraflarımızı tüm arkadaşlarına gönderirim

- Benden ayrılırsan intihar ederim

- Bir daha telefonuma geç cevap verilmeyecek

- Mesajlarıma anında cevap istiyorum

- Senden fotoğraf istediğimde bana göndereceksin

- Instagram/Facebook hesabının şifresini ver

- O kızın/erkeğin fotoğrafını beğenmeyeceksin

3- Takip altına alma (stalking), partnerinin gerek sosyal medya üzerinden gerek sosyal ortamda yapmış olduğu davranış ve hareketlerine yön vermek amacıyla sürekli izlemesidir. Ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini aslında yine kıskançlık altında baskı kurarak sergiler.

Haberin Devamı

- Bu saatte kiminle konuşuyorsun?

- Whatsapp’ta en son gece çevrimiçi olmuşsun

- O erkek/kızın fotosunu neden beğendin?

- O arkadaşını neden takip ediyorsun?

- Takipten çıkart

4- Sosyal ortamda rencide etme, partnerlerin girmiş olduğu kalabalık ortamlarda (özellikle arkadaş gruplarında) küçük düşürücü ve onurunu, saygınlığını zedeleyici hareketlerde bulunulmasıdır. İnsanların içerisinde azarlaması, sesini yükseltmesi, hakarette bulunması, aşağılaması partnerini girdikleri sosyal ortamlarda rencide edecektir.

- Sen ne anlarsın?

- Bizimki bilmez.

- Sen geri zekalısın

- Her şeye karışma, sus

- Senle eve gidince görüşeceğiz.

Flört yaşının düştüğü ve özellikle ergenlerin kurduğu duygusal ilişkide, flört şiddetinden mağdur olduğu yaşlar düşmektedir. Karakterinin ve hayat bakış açısının şekillendiği bu yaşlarda, maruz kalınan bu baskı ile öz güvende düşüklük, sürekli suçluluk duygusu barındırma, kendine acımasızlık etme ya da ileride intihar girişiminde bulunma durumları da meydana gelebilir. Birçok uzmanın da belirttiği gibi yapılan psikolojik şiddetin boyutu ileride daha da artarak devam edecektir. Flört şiddeti kabul eden davranışlar sergilenmemeli, herkes bu konuda bilinçlenmelidir.

Diğer bir boyut ise flört şiddetine vermiş olduğum psikolojik şiddet örneklerinin çoğunun hukuki yaptırımı bulunmaktadır. Misal, “Benden ayrılırsan…” diye başlayan cümlelerle bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlanması şantaj suçuna girmektedir. Şantaj suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesinde düzenlenmiş olup tehdit suçunun özel bir şeklidir. Partnerini ayrılmamaya ya da bir şey yaptırmaya zorlamak adına haksız çıkar sağlamak için işlenilen şantaj suçunun yaptırımı ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır.

Bunun yanında Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenen tehdit suçu da flört ve duygusal bağlarda sıklıkla işlenmektedir. Eğer kişinin kendisine veya yakınına vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına ya da mal varlığına karşı saldırı geleceğinden bahisle sevgilisini korkutan kişi tehdit suçunu işlemiş olacaktır. Tehdit suçunun basit halinin yaptırımı ise “6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası”dır. Örneğin; “Onunla bir daha görüşürsen senin ayağını kırarım, evini başına yıkarım” gibi iç huzuru bozacak ve kişide korku uyandıran sözler tehdit suçudur.

Ayrıca sevgililer arasında en çok işlenen ve kişinin onur, saygınlık ve şerefini küçük düşürecek nitelikteki sözler hakaret suçunu oluşturmaktadır. Örneğin; sevgilisine hakaret etme amaçlı “Şerefsiz, aklı kıt, beyinsiz, insan müsveddesi, geri zekalı” gibi sözler sarf etmesinin basit halinin yaptırımı 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Şiddet çok geniş ve türlerinin, örneklerinin sayfalarca yazılacağı bir konudur. Bu konuda insanlar bilinçlenmeli, şiddetin her türlüsüne dair açıkça bilgi sahibi olmalıdır. Böylelikle şiddetin her türü kabullenilmemeli ve normalleştirilmemelidir. Ben kendi adıma şiddete dair insanları bilinçlendirmek adına elimden geleni yapacağım. Herkes kendi bedeni, hayatı üzerinden kendisi karar vermeli, bir başkasının müdahale etmesine izin vermemelidir.