Editörün SeçtikleriÇok şükür evlendi

Çok şükür evlendi

12.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çok şükür evlendi

Çok şükür evlendi


Dans pistinde saz, caz, roman havası. Levrekten bıldırcına, karidesten danaya geniş bir zoolojik yemek masası... Çok konuşulan, yasaklar konan bir düğün çorbası

Ahmet Tulgar


Adalet Ağaoğlu'nun ünlü romanı "Bir Düğün Gecesi"nde kalabalık arasından ilk duyulan ses şöyle der: "İntihar etmeyeceksek içelim bari." Hakan Şükür ve Beyda Sertbaş'ın Hilton Oteli'ndeki düğün töreni ise genç çiftin "yuvasının yapıldığı" yapıcı bir etkinlikten çok düğün törenlerinin yerli ve yabancı bütün işaretlerinin, bütün geleneklerinin aynı mekana tıkılmaları sonucu oluşan basınçla patladığı, dağıldığı yıkıcı bir eyleme, intihar eyleminin daniskasına dönüştü.
Havuz başında pembe beyaz balonlar, Japon fenerleri ve cazbandla kurgulanan Kaliforniya havası, yemek salonuna geçildiğinde ses düzeninden çağlayan Che Guevara ağıtıyla oluşan "devrimin hemen ardından halkın talanına uğrayan başkanlık sarayı ambiyansı", bir yayla kafasına raptedilmiş, pilot ya da astronotları hatırlatan Madonna tarzı mikrofonu ve cumbada oturup şarkı terennüm eden anneannelerimizi çağrıştıran uduyla Coşkun Sabah'ta simgelenen "Türkiye milenyumu" kapılarını konuklara art arda açtı: Cumbadan rampaya bir yolculuk ve binlerce dolarlık havai fişeklerin patlamasıyla yeri göğü kaplayan kesif barut kokusu içinde ilk dans... Türkiye günlerdir bu düğünü konuşuyor, bekliyordu.
Gelinle damadın yetişkin havuzuyla çocuk havuzunu ayıran yüzeye kurulmuş platformdaki nikah masasına gelişleri dev ekranlara yansıtılıyor, ancak kameranın, genç çifti gözden kaçırdığında giriştiği arayış sırasında bizler giderek yükselen müzik eşliğinde Hilton Havuzbaşı'nın depo, elektrik trafosu gibi gizli köşelerini izliyorduk.

Kral'ın nostaljisi

Fatih Terim ve Mustafa Denizli'nin şahitliğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın kıydığı nikahın sonunda Gürtuna, "Her ne kadar Medeni Kanunumuz ailenin reisi erkektir dese de..." diyerek evlilik cüzdanını "hanımefendi"ye takdim etti. Oysa, Medeni Kanun'un bu maddesi çoktan değişmiş ve aile reisliği kadın ve erkek arasında pay edilmişti.
Havuzbaşındaki törenden sonra konuklar polis kordonu arasında yemek yiyecekleri Convention Center'a doğru uzun bir yolculuğa çıktılar. Düğün için epeyi masrafı göze aldıkları her hallerinden belli bazı konuklar bu uzun yürüşüyüşte korkuya kapıldı: "Ya kendimizi birden Harbiye kaldırımlarında, taksi kuyruğunda bulursak..."
Neyse ki levrekten bıldırcına, karidesten danaya kadar geniş bir zoolojik deneyim sunan mönüden yararlanma ve Coşkun Sabah'ın "İspanyola"sı başladığında da ilk göbek danslarımızı icra etme olanağına kavuştuk.
Dünyaevinin eşiğinden geçtiği gece, geleceğe yönelik şarkılar dinlemesi beklenen Hakan Şükür'ün önce Coşkun Sabah, sonra Emel Sayın'dan talep ettiği parçalar ilginçti: "Çoktan unuturdum ben seni, ah bu şarkıların dili olmasa, Anılar, Eski Dostlar..."
Gırtlak nağmeleri kadar televolelerde Galatasaray gollerinin ardından attığı çığlıklarıyla da ünlenen İbrahim Erkal, birkaç şarkı patlattıktan sonra aniden nereden geldiği belirsiz bir duyuruda bulundu: "Şehit Anneleri de Hakan'ı tebrik ediyorlar."
Erkal'a sahnede sürpriz bir sanatçı, Galatasaray'ın ünlü futbolcusu Tugay eşlik ediyordu ve söylediği şarkı pek manidardı: "Dönülmez akşamın ufkundayız."
Gecenin totemi, kat kat düğün pastası salona tamtamlar eşliğinde girdiğinde, iyice ısınmış genç konuklar danslarını pasta etrafında sürdürdü. Düğünlerimizin küçük kamberleri, ponponlu çorap, dantel etek ya da minyatür takım elbise giydirilmiş çocuklar bir aşağı bir yukarı koşularıyla sanki umarsızca uykudan kaçıyorlardı.

Veda saati

Geceyi kaçırmak istemeyenler sadece onlar mıydı? Artık iyice hakimiyetleri altına aldıkları düğünü, gençler ve orta yaşlılar el ele tutuşarak saat ikiye doğru alt salona taşırken, ayak bilekleri şişmiş ihtiyarlar da, "biraz daha" umuduyla peşlerine takıldı.
Ancak alt salonda az sayıda oturma grubu bulunuyordu. Gençler hepsine el koymuştu. Biraz bekledikten sonra, "Evladım, siz kalkın biz yaşlıyız, yorulduk" yakınmalarına başladılar.
Düğün, başladıktan sekiz saat sonra burada bitecekti. Tam bir iş günü. Adapazarı otobüsünün kalkmak üzere olduğu bildirildi. Vedalaşmalara geçildi. Herkes birbirine şiddet ve hüzünle sarılıyordu. Çünkü bir kez daha böyle bir gece yaşanmayacaktı. Bu gece biricikti ve elimizden kayıp gitmişti.
Hayatımızı bir düğün çorbasına çevirmiş, kültürü birbirinden kopuk, uyumsuz binlerce öğenin tesadüfi bir araya geldiği bir potaya dönüştürmüş, anlaşılmaz karmaşıklıktaki yaşantılarımızı, günübirlik deneyimlerimizi tekrarlanabilir gelenekler olmaktan çıkarmıştık. Sonra dans pistine çıkıp saz, caz, roman havası, halay... Ama hep bir kereye mahsus. Gerçi Hakan bunu iki kez yaptı.


Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncu trafikte çıldırdı! Küfürler yağdırdı...
Ünlü oyuncu trafikte çıldırdı! Küfürler yağdırdı...

Cadde | 03.06.2025 - 10:49

İlker Aksum, İzmir'in Urla ilçesinde trafikte bir sürücüyle tartıştığı görüntülerle sosyal medyada gündem oldu.

Yazarlar