Yaşam Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu! '6 yaşında reçete yazmaya başladım'

Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu! '6 yaşında reçete yazmaya başladım'

09.04.2024 - 06:53 | Son Güncellenme:

Henüz 6 yaşındayken evde kendi sabunlarını ve kremlerlerini yapıyor, kendi kendine reçeteler yazıyordu. Kozmetik ürünlere olan merakı tarihte uzun bir yolculuk yapmasına sebep oldu. Antik güzellik uygulamalarının izini süren Mısra Berna Özdemir, tek ürünle pek çok cilt problemini çözebilen formülü buldu. Şimdilerde ise 23 yaşında ve şirket sahibi.

Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu 6 yaşında reçete yazmaya başladım

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Mısra Berna Özdemir, 2001 yılında İstanbul'da doğdu. Oldukça meraklı ve üretken bir çocuktu. Kozmetik ürünlere olan ilgisi küçük yaşlarına dayanıyordu. Çocukken sürekli kendi kendine sabunlar, kremler yapmıştı ancak bunu profesyonel bir boyuta taşıma isteği lisedeyken gerçekleşti. Son yıllarda popüler olan 'Kore kozmetik ürünleri'ni düşünüyordu. Arkadaşlarıyla kendi aralarında ürünlerle ilgili konuştukları bir günde aklına tüm hayatını değiştirecek o fikir geldi. "Korelilerin böylesine güzel ürünleri var, peki ya bizim neden olmasın?' dedi. Ancak aradığı şey çok daha derinlerdeydi. Niyeti, Anadolu'nun antik güzellik sırlarına uzanan bir yolculuğa çıkmaktı.

Haberin Devamı

Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu 6 yaşında reçete yazmaya başladım

Mısra Berna Özdemir kendi markasını yaratma fikrinin nereden geldiğini şu cümlelerle anlattı:

"Anadolu'nun antik güzellik uygulamalarını yeni teknoloji bir kozmetik ürününe çevirme fikri bende lise döneminde Kore kozmetiğine ilgi duymamla gelişti. Kore kozmetiğinin böylesine köklü olması ve her zaman moda olması ilgimi çekti. 'Kendi ülkemizde bizim topraklarımızın böyle bir hikayesi var mı acaba?' diye merak edip Anadolu'daki uygulamaları araştırdım ve çok farklı bilgilere ulaştım. Edindiğim her bilgiden sonra daha fazlası var mı diye araştırdım ve Antik Çağ dönemine kadar gittim. Araştırmalarım sonucunda bu bilgilerin hâlâ kullanılabilir ve uygulanabilir olabileceğini düşündüm. Hikâyem de aslında bundan sonra başladı. Cilt bakımını daha özgün ve sağlıklı hale getirmeyi istedim. Hepimizin bildiği gibi günümüz kozmetiği her ne kadar gelişmiş de olsa bir moda trendi gibi devamlı değişmekte. Tüm bunlara ihtiyacımız var mı? Aslında ihtiyacımız olan şey cildimizi tanıyıp ihtiyaçlarını gidermek değil miydi veya cilt bakım ürünlerinden beklediğimiz verim bu değil miydi? Ben de bu trendleri en sağlıklı haliyle kendi topraklarımızdaki bir nevi antik trendlerle birleştirmeyi düşündüm. Girişimciliğim bu şekilde doğdu."

KÜÇÜKKEN SABUN VE KREMLERİ KARIŞTIRIP OYNUYORDU

Küçüklüğünden beri kozmetiğe bir ilgisi vardı. Henüz 5-6 yaşlarındayken evde sabun ve kremleri karıştırarak kendi kozmetik ürününü yapıyordu. O yıllarda yaptığı karışım bir oyundan farksızdı ancak bu oyunun ilerleyen yıllarda işi olacaktı. İlkokuldan itibaren biri ona gelecekte ne yapmak istediğini sorduğunda ise hep aynı cevabı verdi: "Kendi işimi ve şirketimi kurmak istiyorum." Öyle de oldu.

Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu 6 yaşında reçete yazmaya başladım

Profesyonel anlamda ilk denemesi bir dudak kremi yapmak oldu. İnternet üzerinden yaptığı araştırmalar yeterli gelmediğinde makale okumaya başladı. Ancak o zamanlar için edindiği bilgiler çok kısıtlıydı. Sonra üniversiteye başladı. Bu kez bölüm hocalarından destek almaya, onların tavsiye ettiği kitapları okumaya başladı. Bizans'tan Osmanlı dönemine kadarki reçetelerin peşine düştü. Farklı dillerde ve farklı yüzyıllarda uygulanmış sayısız kozmetik sırları keşfetti. Birden çok medeniyeti inceleyen Mısra en çok Anadolu kültüründen etkilendi. Kendi hikâyesini bunun üzerinden kurdu. Lisedeki farkındalığı içindeki ilgiyle birleşti ve ortaya 'The Futural' adını verdiği markası çıktı.

Haberin Devamı

İŞE DUDAK KREMİ YAPMAKLA BAŞLADI

Dudak kremiyle başladığı üretim yolculuğunda sayısız reçeteyle birçok ürün geliştirdi. Mısra Berna Özdemir, ürünlerinin temel prensibini ise şöyle anlattı:

"Temel prensibimiz, Anadolu’daki geçmiş kozmetik uygulamalarından esinlenerek günümüz teknolojisindeki doğal ham maddeler ve aktifler aracılığıyla kozmetikteki ürün çeşitliliğini minimalize etmek. Sonrasında da daha az adet cilt bakım ürünüyle daha fazla etkinin görülmesini sağlamak. Örneğin, hibisküs ekstraktı içeren bir cilt bakım serumumuz var. Bu serumumuz düzenli kullanımda cildin temiz görünümlü pembe cilt alt tonuna günler içerisinde kavuşmasına yardımcı oluyor. Yanaklar doğal pembeliğine dönüş yapıyor. Bir diğer örneğimiz ise beş etkili cilt bakım toniğimiz. Bu tonik de cilde beş farklı etki sağlayarak ciltteki lekelerin, sivilce ve siyah noktaların, gözeneklerin, kırışıklık problemlerine karşı geliştirildi. İçerisinde 12 farklı bitkisel içerik barındırıyor."

Mısra kendi markasını oluşturmuştu, evet ama kısa bir zaman sonra bu ürünleri güvenilir yerlerde gerekli onayları alarak üretmek istedi. Sonrasında yolu TÜRKAK (Türk Akreditasyon Kurumu) ile kesişti. Şimdilerde ürünleri TÜRKAK tarafından onaylı laboratuvarlarda belirli testlere tabi tutularak analiz ediliyor. Sonrasında bakanlık tarafından ÜTS kayıtları yapıldıktan sonra satışa sunuluyor.

GÜMÜŞ MADALYA DA KAZANDI

Mısra Berna Özdemir, markasını kurduğu ilk yıllarda iki yıl boyunca Teknopark İstanbul Laboratuvarları'nda AR-GE çalışmaları yaparak günümüz teknolojisi ile Anadolu uygulamalarını birleştirerek altı farklı ürün geliştirdi. Bazı ürünlerinin ulusal ve uluslararası patent başvuruları dahi mevcut, hatta 2022 yılında ISIF’22 Uluslararası Buluş Yarışması'nda Gümüş Madalya da kazandı.

Haberin Devamı

Formülünü tarih kitabında bulunca şirket kurdu 6 yaşında reçete yazmaya başladım

Mısra, bu süreçte kendisini etkileyen bir uygulamayı ise şu cümlelerle aktardı: "Osmanlı döneminde hibiskus çiçeği havanda dövülerek toz haline getirilirmiş. Bu toz yanakları pembeleştirmek amacıyla, su ve gül yağı ile karıştırıldığında dudakları renklendirmek için kullanılırmış. Biz hem yanakları olması gereken pembeliğe kavuşturması hem de antioksidan özelliğiyle cildi canlandırması amacıyla cilt bakım serumumuzda hibiskus kullandık. Bunun dışında Kanuni Sultan Süleyman döneminde at kestanesi ağaçları faydalarından ötürü oldukça yaygınmış. At kestanesi yağını hamamlarda cildin yenilenmesi ve kan dolaşımını artırması için kullanılırmış. Biz göz çevresi bakım serumumuzda kan dolaşımına, morluk ve şişliğe iyi geldiği, kırışıklık karşıtı olduğu için at kestanesi yağı kullanıyoruz."

'OLMASI GEREKEN GERÇEK İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK'

Haberin Devamı

Mısra Berna Özdemir'in kurduğu markanın birden fazla formülasyonu var. Üretim yaparken bitkilerin yağlarını, sularını, ekstraktlarını kullanıyor. Kuşburnu, aloe vera, papatya, gül, pirinç kepeği yağı,ıtır, selvi,sedir, nar çekirdeği, at kestanesi, kayısı çekirdeği, buğday bunların bir kısmı.

Lise sıralarında aklına gelen fikri üniversitede hayata geçiren genç girişimci var gücüyle çalışarak kendi gibi heyecanlı, istekli, üretken bir ekip de kurdu. Yaşamdaki 23 yılına gümüş madalya, sayısız başarı ekleyen Mısra, şimdilerde içinde bulduğu süreci ise şöyle özetledi:

"Antik dönemlerdeki formülleri yazmak yerine kullanılan ürünleri anlamaya çalışıyorum. Hangi amaçla kullanılmış ve biz bundan nasıl fayda sağlayabiliriz? Hangi ham maddelerle birleştirebiliriz? Günümüz trenlerine nasıl entegre edebiliriz? Tüm bunlar başlıca birer AR-GE süreci istiyor. Bizim onlarca cilt bakım ve kozmetik formüllerimiz mevcut. Her birini zamanı geldikçe piyasaya sunacağız. Daha öncesinde de dediğim gibi olması gereken cildin gerçek ihtiyaçlarını karşılamak. Bu alanda kişiye özel kozmetik formüller de çalışıyoruz. Danışanlarımdan aldığım her olumlu dönüş yaptığım işin doğruluğundan emin olmamı sağlıyor."

Yazarlar