Tarama testleri çok erken dönemde uygulandığı için her bebek çeşitli nedenlerle (sakin değildir, dış kulak yolu vernix ile kaplı olabilir vb) ilk uygulanan testleri geçemeyebilir. Bu nedenle testten kalırsa endişelenmeyin. Öncelikle tarama testleri tekrarlanmalıdır. Test farklı günlerde olmak üzere iki kez daha tekrarlanabilir. İkinci test planlaması genellikle 5 gün sonrasına atanır. Yine kalırsa 15 gün sonraya test planlaması yapılır. İşitme tarama programı iki basamaklı planlanmış olup, test sonucuna/risk durumuna göre ileri tanısal testler gerekebilir. İleri tanısal testler Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş hastanelerde Odyologlar tarafından gerçekleştirilir. Tüm testlerden kalırsa ileri testler için doğum yaptığınız hastane sizi referans merkezi hastanelere sevk eder. Bu durumda tartışmasız ileri tanı testlerinin olabildiğince erken yapılması gerekir. Risk faktörü varsa bebek testten geçse bile referans merkezine sevk edilmelidir. Aile mutlaka ileri testleri yaptırmalıdır.
İşitme duyusu bireyin etrafını keşfetmesi ve uyum sağlayabilmesi için çok kritik bir öneme sahiptir. Bu adaptasyon süreçlerinden birisi de dil ve konuşma gelişimidir. Lisanın doğru gelişebilmesi için mutlaka işitmenin normal sınırlarda olması gereklidir. Çünkü duymadığımız, maruz kalmadığımız lisanı öğrenemeyiz” diyen Dr. Odyolog Emel Uğur, bebeğin en geç 3 aylık olduğunda işitme kaybının tanılanması ve 6 aylık olana kadar tedaviye başlanmasının hedeflendiğini, böylece işitme kaybından kaynaklanabilecek sorunların önüne geçilebileceğini söylüyor.
İşitme kaybı sadece doğumsal değil, yaşamın herhangi bir döneminde çeşitli nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. İşitme kaybı ne kadar erken tanılanır ve müdahale edilirse çocuk için daha avantajlıdır.
Dr. Odyolog Emel Uğur “İşitme kaybı sorunu tanılandığı gün ve müdahalelerin başladığı gün bizler için milattır. Amacımız daima, işitme kaybının bir engel olmasının önüne geçmek, işitme kayıplı bireyi topluma entegre etmek, bireysel potansiyeline ulaşması için önünü açmak, gelecekte çocuğun eğitimli, üreten ve topluma yararlı bir birey olmasını sağlamaktır. Bu nedenle tedaviye, çocuğun dil-konuşma gelişimi, bilişsel gelişimi gibi faktörlerin dışında akademik başarısı, sosyal yaşantısı gibi konuları da dikkate alarak karar veririz” diyor.