İşitme duyusu bireyin etrafını keşfetmesi ve uyum sağlayabilmesi için çok kritik bir öneme sahiptir. Bu adaptasyon süreçlerinden birisi de dil ve konuşma gelişimidir. Lisanın doğru gelişebilmesi için mutlaka işitmenin normal sınırlarda olması gereklidir. Çünkü duymadığımız, maruz kalmadığımız lisanı öğrenemeyiz” diyen Dr. Odyolog Emel Uğur, bebeğin en geç 3 aylık olduğunda işitme kaybının tanılanması ve 6 aylık olana kadar tedaviye başlanmasının hedeflendiğini, böylece işitme kaybından kaynaklanabilecek sorunların önüne geçilebileceğini söylüyor.
İşitme kaybı sadece doğumsal değil, yaşamın herhangi bir döneminde çeşitli nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. İşitme kaybı ne kadar erken tanılanır ve müdahale edilirse çocuk için daha avantajlıdır.
Dr. Odyolog Emel Uğur “İşitme kaybı sorunu tanılandığı gün ve müdahalelerin başladığı gün bizler için milattır. Amacımız daima, işitme kaybının bir engel olmasının önüne geçmek, işitme kayıplı bireyi topluma entegre etmek, bireysel potansiyeline ulaşması için önünü açmak, gelecekte çocuğun eğitimli, üreten ve topluma yararlı bir birey olmasını sağlamaktır. Bu nedenle tedaviye, çocuğun dil-konuşma gelişimi, bilişsel gelişimi gibi faktörlerin dışında akademik başarısı, sosyal yaşantısı gibi konuları da dikkate alarak karar veririz” diyor.