Klima çarpması belirtilerinin kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve yüksek ateş gibi belirti ve bulguların sıkça görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Ek olarak kas ağrıları da görülebilir. Özellikle fibromyalji, miyofasyal ağrı sendromu gibi yumuşak doku romatizmalarıyla sıkça karşılaşılır” dedi. Ani ısı değişimi karşısında vücutta meydana gelen değişikliklerin titreme, ellerde ve ayaklarda üşüme gibi şikâyetlere neden olabileceğine dikkat çeken Karamehmetoğlu, “Baş ağrısına klima ortamının neden olduğu düşük nem seviyesi sebep olabilir. Bazı araştırmalar bakımı yapılmayan klimaların da baş ağrısına neden olabileceğini gösteriyor. Klima çarpmasıyla birlikte halsizlik ve yorgunluk hissi ortaya çıkabilir. Vücut aşırı ısı değişimiyle mücadele etmek için fazladan enerji harcamak zorunda kalır, bunun neticesinde halsizlik ve yorgunluk ortaya çıkabilir. Sıvı ve elektrolit dengesinin bozulması da halsizliğe neden olabilir. Klima çarpması durumunda, burun tıkanıklığı, kas ve eklem ağrıları gibi semptomlar da ortaya çıkabilir” açıklamasını yaptı.
Klima çarpması belirtilerinin soğuk algınlığı veya grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının belirtileri ile benzerlik göstermesinin tanı konmasını zorlaştırabileceğine değinen Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Klima çarpmasını teşhis edebilecek bir laboratuvar testi yoktur. Dehidrasyon riskine karşı bazı tahliller yapılmasını istenebilir” dedi. Klima çarpmasının spesifik bir tedavi yöntemi olmadığını da kaydeden Karamehmetoğlu, belirti ve bulgulara yönelik tedavi uygulanabileceğini söyledi. Klima çarpmasından korunmak için önerilerde bulunan Karamehmetoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Klimayı 21-22 derece 2 saat çalıştırıp ardından kapatmak hava kalitesinin bozulmasını ve klima çarpmasını önlemeye yardımcı olabilir. Klimadan gelen havayı doğrudan vücuda yönlendirmekten, klima karşısında oturmaktan veya yatmaktan kaçınılmalı. Düzenli aralıklarla klima filtrelerinin değiştirilmesi ve klima bakımının yapılması ortamın hava kalitesinin bozulmasını önler. Klimanın yanlış kullanımına bağlı ortaya çıkan dehidrasyon riskini azaltmak için bol sıvı tüketilmeli. Klima, önerilen süre boyunca çalıştırıldıktan sonra kapatılmalı, bulunulan ortamın camları açılarak temiz havanın içeri girmesine izin verilmeli.”