Hem uzağı hem yakını tek mercekle göremeyenler için bu yöntem bir denge kuruyor. Genellikle dominant olmayan göze yakın görme için küçük bir ayar yapılırken, diğer göz uzak görüş için olduğu gibi bırakılıyor. Beyin zamanla bu dengeye alışıyor. Genellikle 40–50 yaş arası hastalar için uygulanıyor. Okuma gözlüğünden kurtulmak isteyen, lazer için uygun gözü olan kişiler bu yöntemle rahatlıyor. Fakat herkes bu dengeye uyum sağlayamıyor. Bu nedenle işlemden önce mutlaka deneme lensleriyle test yapılması gerekiyor. Uyum sağlayanlarda ise hem kitap okumak hem de araba kullanmak gözlüksüz hale geliyor.
Tek bir yöntemle çözüm bulamayan hastalar için lazer ve lens gibi kombine çözümler gerekiyor. Yani gözlükten kurtulma süreci bazen tek hamleyle değil, birkaç yöntemin birlikte uygulanmasıyla gerçekleşiyor. Bu yaklaşımların tamamen kişiye özel olduğuna işaret eden Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Demir şöyle diyor: “İleri yaş hastalar, çok yüksek numaralı gözlük kullananlar ya da hem yakın hem uzak sorunu yaşayanlar bu gruba giriyor. Ama her yöntemin avantajı kadar riski de olabileceğini unutmamak gerekir. Doğru planlama, sabır ve doktor önerilerine sadık kalmak çok önemlidir.”