İşte bir başka efsane daha! Seksolog ve Endokrinolog Dr. Antoine Lemaire söz konusu durumu şöyle açıklıyor; "Penisin boyutu kişinin genetik özelliklerine ve yaşına göre değişir. Erkeklik hormonlarının boyut üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Penisin boyutlarının da erkeklerin cinsel istekleri üzerinde etkisi yoktur. Doğanın cömert davrandığı erkekler kendilerine güvendiklerinden biraz daha davetkâr olabilirler. Ancak cinsel isteğin tek tetikçisi hormonlardır. Ne kadar yüksek testosteron, o kadar yüksek libido!" Dr. Mimoun ise "Penisin boyutu ne olursa olsun, önemli olan çiftler arasındaki iletişim, ön sevişmedeki oyunların kalitesi ve fantezilerdir" diyor ve ekliyor; "Bazen doğru kelimeler ve hayal gücü libido üzerinde hormonlardan çok daha etkili olabilir" diyor Dr Mimoun. Bu uyarı da cinsel ilişki sırasında kullanılan kelimelerin iyi seçilmesi gerektiğine parmak basıyor.
Eğer yolunuz günün birinde Arnold Schwarzenegger misali bir erkek ile kesişir ve yatakta hayal kırıklığına uğrarsanız hiç şaşırmayın! Sert kaslar, geniş omuzlar, şişkin pazılar; gerçek seksüel kimliğin ikincil göstergeleridir ve tüm erkeklerde bulunan Y kromozomu tarafından biçimlenir. Androjenlerin bu konuda belirleyici özelliği yoktur.
Bir diğer klişe ise erkek ne kadar kıllı ise seks gücünün de bir o kadar şiddetli olduğu yönünde... Oysa uzmanlara göre bu genelleme tamamen yanlış. Dr. Antoine Lemaire; "Saç dökülmesi son derece duygusal kökenli bir olgudur. 30 yaşındaki bir erkek, normal testosteron oranına rağmen saçlarını hızla kaybedebilir. Benzer durum kıllar için de geçerli. Çok kıl, fazla testosteron demek değildir" diyor. Hintlilerin ya da genel olarak Asya orijinli erkeklerin hemen hemen hiçbiri kıllı değildir, çoğunun sakalı dahi çıkmaz. Ancak bu durum erkekliklerinden şüphe etmemizi de gerektirmez. Bu noktada zamanın, yani yaşın da etkisi vardır. "Erkekler yaşlandıkça daha fazla tüylenirler, kadınlarda ise tam tersi yaşlılıkla birlikte tüylenme azalır" diyor Medikal Estetik Uzmanı Catherine de Goursac.
Evet! Testislerin küçük olması, genellikle düşük hormonal seviyeye işaret eder. Dr. Sylvain Mimoun'a göre; ergenlik çağından itibaren küçük testisler ya da küçük penis duygusal travmalara da neden olabiliyor. Bunu engellemek için eksiksiz bir hormonal denge programı oluşturmak büyük önem taşıyor.
Nörobioloji Uzmanı Catherine Vidal durumu şöyle açıklıyor; "Bu insanların kolayına giden bir inanış. Daha küçük yaşlarda erkek çocuklarla kız çocuklar birbirlerinden ayrıştırılıyor. Bu ayrıştırma, toplum içinde kabul görmek için bir tür zorunluluk. Erkekler ağlamamalı çünkü erkek adam güçlüdür. Kızlar narin olmalı, duygularını ender dile getirmeli. Eğer hamilelik, menopoz, andropoz, ergenlik gibi geçici bir durum yoksa insanların kadına ve erkeğe biçilen rollerden şaşma hakkı da yok. Çünkü eğitim, toplum ve kültür bunu gerektiriyor." Marie Claire