Bu tip saç dökülmesinin tedavisi için öncelikle nedenin ortaya konması gerekiyor. Ardından da uygun tedaviye başlanıyor. Hastanın saçlarına uygun şampuan kullanması da tedaviyi destekliyor.
Dökülen saçların yüzde 70’inin yeniden çıktığını söyleyen Dr. Hülya Sağlam, iyi sonuç alabilmek için saç mezoterapisi ve PRP gibi işlemler uygulanabileceğini kaydediyor.
Erkeklerde genetik geçişli olarak başın üst ve yan taraflarında ortaya çıkan saç dökülmesi “androgenetik alopesi” olarak tanımlanıyor. Nadiren kadınlarda da görülen bu tip saç dökülmesinin 25 yaşına gelen her dört erkekten birinde görüldüğünü,
50 yaş döneminde de görülme oranının yüzde 50’ye çıktığını anlatan Dr. Hülya Sağlam, “Tedavide hormonal ilaçlar, topikal minoksidil ve mezoterapi ve plazma (PRP), saç kök hücre ve otolog mikrogreft tedavileri (kılcal damar yenileme terapisine) kullanılıyor. Daha ileri vakalarda da saç ekimi yapılır.” diyor.
Androgenetik alopesinin erken dönemde tedavi edilmesi daha iyi sonuç alınmasını da sağlıyor. Doğal yollarla elde edilen şampuan ve losyonlar, dökülmeyi durdurmaya ve saç kalitesini artırmaya katkı sağlıyor. Soyadan elde edilen aminoasitler, biotin gibi vitaminler, çinko gibi mineraller dolaşımı artırıcı bitkisel ekstratlar kullanılıyor.
Halk arasında saçkıran hastalığı olarak bilinen “alopesi areata” tipi saç dökülmelerinin nedeni tam olarak bilinmese de stres kaynaklı olabilecekleri düşünülüyor.
Aynı zamanda otoimmün hastalıklar kapsamında ele alınan saçkıranın pernisyöz anemi (vücudun B12 vitamini eksikliğinden dolayı yeterli miktarda sağlıklı alyuvarın yapılamamasına bağlı kansızlık) ve tiroit hastalıkları ile birlikte görülebildiğini kaydeden Dr. Hülya Sağlam, “Saçkıran genellikle kendiliğinden iyileşir, uzamış vakalarda tedavide uyarıcı baskılayıcı kortizonlu ilaçlar kullanılır.” diye bilgi veriyor.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, saç dökülmesini önlemek için kullanılan yöntemlerin PRP, mezoterapi, otolog mikrogreft ve kök hücre tedavisi olduğunu belirtiyor.
Günümüzde en önemli saç dökülme tedavilerinin başında PRP gelir. Yeni nesil bir tedavi şekli olan PRP, “Platelet Rich Plasma- Platelet Yönünden Zenginleştirilmiş Plazma” anlamına geliyor. Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrfüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma”nın (PRP), yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alıyor. 3 hafta ara ile 3 seans uygulanıyor. Dr. Hülya Sağlam, bu tedavi yönteminden sağlanan sonuçların memnuniyet verici olduğunu belirtiyor.
Saçlı deri mezoterapisi; saç dökülmesini durdurmak, var olan saçın kalitesini artırmak ve yeni saç çıkışlarını aktif hale getirmek için belli periyotlarla saçlı deriye uygulanan bir tedavi yöntemi. Özel vitamin, mineral ve protein karışımları, saçlı deriye enjekte ediliyor, böylece uygulama yapılan alanda kan dolaşımı artıyor. Kıl foliküllerinin kanlanmasının artırılması daha iyi beslenmelerine ve gelişmelerine yardım eder.
Otolog mikrogreft yönteminde genellikle kulak arkasında saç teli içeren bir alandan doku örneği alınarak anında özel sıvı ile birleştiriliyor. Ardından bu doku çok küçük parçalara ayrıştırılarak büyüme faktörleri içeren karışım ile birlikte saçlı deriye enjekte ediliyor. Tek seans olması bir avantajıdır.
Kök hücre tedavisinde yine kulak arkasında kıl folikülü içeren doku parçası alınarak özel laboratuvarlarda kök hücre üretiliyor. Elde edilen hücreler bir ay sonra enjeksiyonla kişiye veriliyor. Bu yöntemlerin etkisinin 2-4 aylık sürede gözlendiğini belirten Dr. Hülya Sağlam, “Saçta hacim artışı ve incelmiş yok olmak üzere olan saç tellerinin tekrar kalınlaşması ile saç miktarında artış gözle görülebilir.” diyor.