Kalsiyum oksalat taşları, en yaygın böbrek taşı türlerinden biri ve aşırı maden suyu tüketimi, idrarda oksalat seviyelerini artırabilir. Bunun sonucu olarak da kalsiyum oksalat taşlarının oluşumu kolaylaşabilir. Bazı maden suları yüksek oranda sodyum içerir. Aşırı sodyum tüketimi de idrarda kalsiyum atılımını artırır ve böbrek taşı oluşum riski artar. Ayrıca, idrardan kalsiyum kaybı osteoporoz riskini arttırabilir" ifadelerini kullandı.
Maden suyu tüketiminin doğrudan taş oluşumuna neden olmadığını vurgulayan Güven, "Ancak böbrek taşı olan hastalarda fazla miktarda tüketilmesi önerilmiyor. Ayrıca maden sularının ph derecesi içme suyuna göre daha düşüktür. Biz böbrek taşı olan hastalarımıza ph derecesi yüksek su tüketmelerini öneriyoruz" dedi.
Böbrek yetmezliği olan kişilerin maden suyu tüketimi konusunda doktora danışmaları gerektiğini belirten Güven, "Böbrek yetmezliği böbreklerin normal işlevlerini yerine getiremediği durumdur. Böbrek sağlığını etkileyen birçok faktör var. Böbrek yetmezliği olan hastalarda, sodyum ve mineral alımını sınırlamak veya tamamen kesmek gerekebilir.
Maden sularının çoğunlukla mineral ve sodyum içerikleri yüksektir, bu da böbrekler üzerinde ek bir yük oluşturabilir. Bu nedenle, böbrek yetmezliği olan hastalarda maden suyu tüketimi sınırlandırılabilir veya tamamen kesilebilir" diye konuştu.