2006 yılında başlayan bir araştırma estetik tıbbının en merak edilen konusunu açıklığa kavuşturacaktı. Öncelikle, araştırma için genetik olarak tamamen aynı olan tek yumurta ikizleri seçildi. Ancak bu ikizlerin yaşam tarzlarında önemli bir fark vardı. İkizlerden biri 13 yıl boyunca düzenli olarak botoks yaptırırken, diğer ikiz bu tedaviye yalnızca birkaç kez başvurdu.
Araştırma süresince ikizlerin yüzleri düzenli aralıklarla fotoğraflandı. Fotoğraflar, botoksun cilt üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde değerlendirmek için kullanıldı. Ayrıca, ikizlerin yaşam tarzları, cilt bakım rutinleri ve çevresel faktörler de yakından incelendi.
Araştırmanın sonuçları, botoksun cilt üzerindeki etkisini açıkça ortaya koydu. Düzenli botoks yaptıran ikizin alnındaki derin çizgilerin neredeyse tamamen kaybolduğunu ortaya koydular. Cildi, pürüzsüz ve gergin bir görünüm kazanmıştı. Özellikle kaşlar arasındaki dikey kırışıklıklar ve göz kenarlarındaki kaz ayağı çizgileri, azalmıştı.
Buna karşılık, nadiren botoks yaptıran ikizin alnında ve göz çevresinde kırışıklıklar çok daha belirgindi. Bu fark, botoksun düzenli kullanımının ciltteki yaşlanma belirtilerini önemli ölçüde azalttığını kanıtlıyordu. Araştırma yalnızca 2006’da yapılan ilk incelemeyle sınırlı kalmadı. 2012, ikizler 44 yaşına geldiğinde tekrar bir değerlendirme yapıldı. Bu ikinci incelemede, botoksun etkilerinin yalnızca alın ve kaş bölgesinde değil, ağız çevresindeki kırışıklıklarda da etkili olduğu görüldü.
Botoks yaptıran ikizin yüz hatları, botoks yaptırmayan kardeşine kıyasla daha genç, daha dinç ve daha gergin görünüyordu. Araştırmanın ilginç yönlerinden biri, ikizlerin farklı coğrafyalarda yaşamış olmasıydı. Biri, Almanya’nın Münih kentinde, daha soğuk ve nemli bir iklimde yaşarken, diğeri ise Kaliforniya’nın Los Angeles şehrinde hayatını sürdürdü.
Güneş ışınlarının cilt yaşlanması üzerindeki olumsuz etkileri bilindiğinden, bu durum araştırmanın sonuçlarını etkileyebilecek bir faktör olarak değerlendirildi. Ancak her iki ikizin de ciltlerini korumak için düzenli olarak güneş kremi kullandığı belirtildi. Bu nedenle, ciltlerindeki farklılıkların büyük ölçüde botoksun etkisine bağlı olduğu sonucuna varıldı.
Araştırmanın belki de en dikkat çekici bulgusu, botoksun uzun vadeli kas hareketleri üzerindeki etkisiydi. Dr. Binder, botoksun düzenli kullanımının kasları hareketsiz bırakarak bir tür “kas hafızası” etkisi yarattığını belirtiyor. Yani, yıllarca botoks yaptıran bir kişi, yüz kaslarını daha az hareket ettirmeye alışıyor ve bu da kırışıklık oluşumunu doğal yollarla engelliyor.
Dr. Binder’a göre, “Uzun süreli botoks kullanımı, kası hareketsiz bırakarak hastanın bilinçaltında bu kasları hareket ettirmeyi unutmasına neden olabilir.” Bu bulgu, botoksun yalnızca kozmetik bir uygulama olmadığını, aynı zamanda yüz kaslarının davranışlarını yeniden şekillendirebileceğini ortaya koyuyor.