Kadın beyninin hormonlardan doğrudan etkilendiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Östrojen ve progesteron gibi hormonlar, nörotransmitter sistemleriyle etkileşime girerek bilişsel ve duygusal süreçleri değiştirebilir” dedi. Zeynep Betül Alp, hormonal dalgalanmaların yaşandığı dönemlerde kadınlarda görülebilecek değişiklikleri şöyle açıkladı: “Adet döngüsünün farklı aşamalarında dikkat, hafıza ve duygusal yanıtlar değişebilir. Örneğin, östrojenin yüksek olduğu dönemde (folliküler faz) bilişsel beceriler genellikle daha iyi olabilir. Luteal fazda ise bazı kişilerde duygusal dalgalanmalar görülebilir. Hamilelikte beynin özellikle sosyal biliş ve empati ile ilgili alanları gibi bazı bölgelerinde yapısal değişiklikler olduğu görülmüştür. Bazı kadınlar hamilelikte unutkanlıktan şikâyet edebilir ama bu uzun vadeli bir bozulma değil, daha çok geçici bir adaptasyon sürecidir. Menopoz döneminde ise östrojen seviyeleri düştüğü için hafıza, dikkat ve bilişsel esneklik biraz etkilenebilir. Ancak bu, her kadında aynı şiddette yaşanmaz ve beyin plastisitesi sayesinde birçok kadın bu değişikliklere adapte olabilir.”
Kadınların çoklu görev yapma becerisinin erkeklere göre daha iyi olduğu konusunda kesin bir kanıt bulunmadığına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Ancak bazı araştırmalar, kadınların bilişsel esneklik konusunda avantajlı olabileceğini gösteriyor. Yani bir görevden diğerine geçerken daha hızlı adapte olabilirler” dedi. Çoklu görevlerin genel olarak verimi düşüren bir durum olduğuna da değinen Zeynep Betül Alp, “Birden fazla işi aynı anda yapmaya çalışmak, hem kadınlarda hem erkeklerde dikkat dağınıklığına neden olabilir. Ama kadınlar genellikle sosyal roller ve yaşam deneyimleri nedeniyle çoklu görev yapmaya daha fazla alışkın olabilirler. Yani biyolojik bir üstünlükten çok, hayatın getirdiği bir alışkanlık olabilir” şeklinde konuştu.
Toplumsal cinsiyet rollerinin bir yandan kadın beyninin potansiyelini sınırladığını bir yandan da şekillendirdiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, şunları söyledi: “Kadınların toplumsal olarak yönlendirildiği alanlar, beyinlerinin nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Örneğin, kız çocukları daha fazla dil ve iletişim odaklı oyunlara teşvik edilirken, erkek çocukları daha çok mekânsal becerileri geliştiren oyunlara yönlendirilebiliyor. Bu da beyin plastisitesi sayesinde uzun vadede bazı yeteneklerde fark oluşturabiliyor. Ama bu, kadınların belli alanlarda doğal olarak daha kötü ya da iyi olduğu anlamına gelmiyor. Beyin, deneyimlerle şekillenen bir organ ve kadınlara eşit fırsatlar verildiğinde birçok alanda erkeklerle aynı seviyede veya daha iyi performans gösterebildiklerini görüyoruz.”
Kadın beyni hakkındaki yanlış inanışları değerlendiren Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, bu mitleri şöyle sıraladı:
‘Kadınlar daha duygusaldır, erkekler daha mantıklıdır.’
Beyindeki duygusal işlemleme merkezleri (limbik sistem) hem kadınlarda hem erkeklerde aktif. Kadınlar sosyal olarak duygularını daha fazla ifade etmeye teşvik ediliyor olabilir ama bu, mantıklı düşünemedikleri anlamına gelmiyor.
‘Kadınlar bilim ve matematikte başarısızdır.’
Matematik ve bilim becerileri cinsiyetle değil, eğitim ve teşvikle ilgilidir. Kadınların mühendislik veya bilimde az temsil edilmesi, biyolojik değil toplumsal bir durumdur.
‘Kadınlar çok konuşur, çünkü beyinleri öyle çalışır.’
Kadınların dil merkezleri daha aktif olabilir ama bu, bütün kadınların çok konuştuğu anlamına gelmez. Konuşkanlık, bireysel ve kültürel faktörlere daha çok bağlıdır.
‘Kadın ve erkek beyinleri tamamen farklıdır.’
Aslında büyük ölçüde benzerler ve bireysel farklılıklar cinsiyet farklarından daha belirgindir. Yani bir kadının beyni, başka bir kadının beyninden bile daha farklı olabilir.