26.02.2021 - 12:39 | Son Güncellenme:
DOĞRUSU: Hastaların çoğu kötü bir hastalık çıkacak korkusu ile “Bende hemoroid var, kanama nedeni herhalde odur” söylemiyle hekime başvurmuyor, komşunun tavsiyesine uyup alternatif tıbba yöneliyor. Bazen de hekim özellikle genç ve kronik kabızlığı olan hastalarda muayenede hemoroid ya da fissür (çatlak) varsa kanamayı bu duruma bağlıyor. Oysa makattan kan gelmesi bir kanserin ya da büyükçe bir polipin habercisi olabilir. Mutlaka ayrıntılı inceleme gerekiyor.
DOĞRUSU: Kanserlerin yüzde 15’i genetik zeminde oluşur. Kişinin birinci derece yakınında kolon kanseri olması ya da ailevi kolon polipozisi bulunması kansere yakalanma riskini artırır. Ancak ailesinde hiç kanser olmayan kişilerde de kalın bağırsak kanseri gelişebilir. Son yayınlarda ailesel olmayan kolon kanserlerinde de tümör dokusunda genetik tarama yapılması öneriliyor.
DOĞRUSU: Kronik kabızlık ya da hassas bağırsak sendromunun kolon kanserine yol açtığı konusunda bir bilgi yoktur. Ancak kolon kanseri ya da büyükçe bir polip bağırsak boşluğunu daraltacak kadar büyüdüğünde kabızlık, bağırsak tıkanması ya da makattan kanama görülebilir. Bağırsak alışkanlığı bu yönde değişen kişilerin mutlaka bir gastroenteroloğa görünmesi gerekir.
DOĞRUSU: Kolonoskopi uzman ellerde riski oldukça düşük bir işlemdir. Kolonoskopi esnasında bağırsağın delinmesi ya da kanama 1000’de 1’den azdır. Kolonoskopi öncesi hasta eşlik eden hastalıklar açısından değerlendirilir, ilaçları ayarlanır. (Örneğin; kalp kapağı değiştirilmiş olanlarda antibiyotikler, kan sulandırıcı ilaçlar, anti-diyabetikler vs.), bilinen hastalıklarına ya da vücut yapısına göre bağırsak temizliği yapılır, işlem derin sedasyon (uyku) altında yapıldığı için hasta ağrı duymaz ve işlemde özel durumlar dışında genel anestezi uygulanması gerekmez.
Bir insanın hayatı boyunca kolon kanserine yakalanma riski yüzde 6 gibi hiç de küçümsenmeyecek bir olasılıktır. Yani her 18 kişiden 1’inde kolon kanseri gelişebilir. Kolon polipleri ve kolon kanserine obez kişiler ve sigara içenlerde, düzenli alkol kullananlar, işlenmiş gıda ile beslenenler, ailesinde kolon kanseri olanlar ve egzersiz yapmayanlarda daha sık rastlandığı bilinmektedir. Oysa kolonoskopi ile kolon kanserinden ölüm riski yüzde 45 oranında azalmaktadır.
Bu konuda çok çalışılmış olmasına rağmen net bir sonuç yok. Bazı çalışmalarda non steroid antiinflamatuar ilaçlar, kalsiyum, magnezyum, folik asid, B6 ve B12 vitamini, D-vitamini, statinler ve aspirinin kanseri önleyici etkisinden bahsedilse de bu etki geniş serilerde doğrulanmamış. Başka amaçla aspirin kullananlarda belki marjinal bir iyilik elde edilebilir deniliyor. Bu konuda alınacak çok mesafe var. En iyisi sağlıklı ve liften zengin beslenmek, egzersiz yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak ve kilo almamak.
Genelde tarama yaşı, ortalama risk grubunda olan kişiler için 50 yaş olarak kabul ediliyor. Tarama, hassas yöntemle her 2 yılda bir dışkıda gizli kan bakılarak ve testi pozitif çıkanlara kolonoskopi uygulanarak yapılıyor. Bulgulara göre kolonoskopi 1-3-5 ya da her şey normalse 10 yıl sonra tekrarlanıyor. Taramanın sonlandırma yaşı 75 olarak belirlendiyse de bu süre kişiye göre uzatılabiliyor.
Son yıllarda erken yaş kalın bağırsak kanserinin artış göstermesi üzerine taramaya 45 hatta 40 yaşında başlanması öneriliyor. Birinci derece yakınında kolon kanseri olan ya da ailevi polipozis sendromlarından biri bulunan kişilerin taranmasına daha erken yaşta başlamak gerekiyor.