MS hastalığının belirli bir sebebi saptanamamıştır. Bağışıklık sisteminin miyelin kılıfını hedef alması şeklinde açıklanabilecek oto-immun bir reaksiyon sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bunu tetikleyen faktörlerle ilgili pek çok görüş ileri sürülmüştür. Bu tetikleyici faktörler arasında; bazı kimyasallara ve radyasyona maruz kalma gibi çevresel faktörler, bazı virüsler, etnik köken ve genetik faktörler sayılabilir. Hastalık, kadınlarda ve ılıman iklim kuşağında yaşayanlarda daha sık görülmektedir. Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa hastalık riskinin yüksek olduğu bölgelerdir. Ülkemizde yaklaşık 40 bin Multipl Skleroz (MS) hastası olduğu tahmin edilmektedir. Dünyada ise 2 milyondan fazla kişi bu hastalıkla yaşamaya çalışmaktadır.
Hastalığın başlıca belirtileri; halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, yürüme ve denge bozuklukları, mesane ve idrar problemleri, cinsel işlevde bozulmalar olmakla birlikte bu belirti ve bulgular kişiden kişiye değişmektedir. Merkezi sinir sisteminin etkilenen bölgesine bağlı olarak aynı kişide zaman içinde de farklı belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın seyri, etkilenen bölgeye bağlı olarak, genellikle ani gelişen ve atak olarak adlandırılan bir nörolojik fonksiyon kaybı ve arkasından bu kaybın yavaş yavaş normale dönmesi şeklindedir. Ataklar her seferinde tam olarak düzelmeyebilir ve zaman içinde hastalığın kronikleşmesiyle kalıcı fonksiyon kayıpları ortaya çıkmaktadır.
Multipl Skleroz (MS) hastalığında tedavi daha çok akut alevli dönemlerdeki semptomları yatıştırmayı ve uzun vadede hastalığın seyrini daha ılımlı hale getirmeyi hedeflemektedir. Multipl Skleroz (MS) hastalarının mümkün olduğunca bağımsız bir hayat sürdürmeleri ve üretken kalmaları için desteklenmeleri gerekmektedir. Bu amaçla fizyoterapi ve psikolojik destek yaklaşımlarının da medikal tedaviyle birlikte yürütülmesi önemlidir.