Bunun yanı sıra bazı hastalarda kalınbağırsak bağ dokusunda genetik geçişli kalıtsal bir yatkınlığın gösterildiği yeni çalışmalar da mevcut.
Diverkitüller belirgin bir semptom oluşturmadıkları için genellikle farklı bir nedenle karın bölgesine yönelik çekilen bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri veya kolonoskopi esnasında tesadüfen saptanıyor.
Sık sık karın ağrısı atakları yaşayan, gaz ve şişkinlikten yakınan orta yaş grubundaki hastalarda, kolonoskopi divertiküllerin tanısında etkin bir yöntem olarak yerini koruyor.
Divertiküller tespit edildiğinde kabızlık problemine karşı sebze ve meyve içeriği yüksek liften zengin beslenme ve kırmızı et tüketiminin sınırlandırılması öneriliyor. Ayrıca günde 2 – 2.5 litre su içmek de büyük önem taşıyor.
Divertikülit oluşmuşsa, yani enfeksiyon gelişmişse, bu hastaların büyük bir bölümünde ataklar ağızdan ya da damardan antibiyotik tedavisiyle kontrol altına alınabiliyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Emre Sivrikoz, “Eğer enfeksiyona apse eşlik ediyorsa görüntüleme altında apseye bir dren yerleştirilerek içinin boşaltılması sağlanıyor” diyerek cerrahi tedavinin ne zaman gündeme geldiğini şöyle anlattı:
“Cerrahi tedaviye ise kalın bağırsağın delinmesi sonucunda karın boşluğuna iltihap veya dışkı sızması, apsenin görüntüleme yöntemleriyle tam olarak boşaltılamaması, antibiyotik tedavisine rağmen yeterli kontrol sağlanamamasıve çok sayıda atak yaşanması gibi nedenlerle başvuruluyor.”
Divertikülit atakları geçmişte ilk atak damardan uygulanan antibiyotiklerle yatıştırıldıktan sonra kalın bağırsağın ameliyatla alınması ile tedavi ediliyordu.
“Son dönemde yapılan çalışmalardan edinilen bilgiler doğrultusunda bu yaklaşımdan uzaklaşıldı” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Emre Sivrikoz, şunları söyledi:
“Günümüzde sık aralarla tekrarlayan ataklarda cerrahi tedaviye öncelik verilmesi benimsenmeye başlandı. Artık hastanın günlük hayatını etkileyen sancılar, bağırsakta dışkının geçiş zorluğu, sık kanama veya iltihaplanma atakları geliştiğinde, etkilenen bölgenin ameliyatla çıkarılması tercih ediliyor.
Genellikle kapalı yöntemle (laparoskopik) gerçekleştirilen ameliyatlarda oldukça başarılı sonuçlar elde edilebiliyor ve hastalar bu sorunlarından kurtularak günlük hayatlarına hızlı bir şekilde geri dönebiliyor."