Hastalığın ilk görüldüğü ve yüksek vaka sayılarına sahip Çin’de hastalığın sıklığı, tedaviyi geciktirme, etkisizleştirme ve ölüm oranlarında tütün kullanımıyla 14 kat artışla somut ilişkili olduğunun akademik çalışmalarla ortaya konduğunu vurgulayan Kara, “Aktif içiciler kadar pasif içicilerin de risk altıda olduğunu unutmamak gerekir. Böylesine ciddi bir toplum sağlığı sorunu tütün kullanımıyla hem kullanıcısı hem de pasif içiciler için daha ağır sonuçlar doğurabilir. Aktif içicilere hem kendilerinin hem de sevdiklerinin sağlığı için bu riskli dönemi tütün elektronik sigara ve nargile kullanımını bırakma ve tam dumansız ortamlara geçme çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Yeşilay Genel Başkanı Prof.Dr. Mücahit Öztürk ise şunları söyledi: "Bağımlılıklar bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve bu nedenle her türlü hastalığa yakalanma riskini artırıyor. Bu risk corona virüs gibi küresel çapta etkili bir virüs gündemde olduğunda daha da artıyor. Bağışıklık sisteminin zayıflığı tedavi sürecini geciktirmesi ve tedaviyi güçleştirmesi gibi nedenlerle de sağlık için bir tehdit oluşturuyor. Üstelik bu etki bağımlılık yapıcı maddeler, ara sıra kullanılsa bile ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle virüslerden korunmak için bağımlılık yapıcı tüm maddelerden uzak durmak büyük önem taşıyor."
Nargile içilirken tek kullanımlık ağızlık hijyen önlemi gibi uygulanıyor. Ancak aynı nargileyi farklı zaman aralıklarıyla farklı kişilerin kullanması tek kullanımlık ağızlık olsa da nargile suyu ve hortumun iç kısımlarında barınabilecek mikroorganizmalar yönünden enfeksiyon riski taşıyor. Aynı anda birden fazla kişinin içebileceği şekilde tasarlanan nargileler ise başta solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere bir kısım enfeksiyonların yayılımında önemli bir risk faktörü olarak değerlendiriyor. Veriler nargilelerin özellikle ortak kullanılmasının bulaşıcı hastalıkların transferi için risk oluşturduğunu gösteriyor.