Kortizolün sürekli yüksek seyretmesi; gastrit, reflü, huzursuz bağırsak gibi sindirim sistemi problemlerini, kronik yorgunluk ve kronik iltihaplanma süreçlerini de tetikler. Kısacası, vücudumuzun savunma sistemini hasara uğratarak, daha sık hastalanmamıza neden olur. Magnezyum, kortizol seviyesinin dengeli aralıklarda olmasına yardım ederek, bizi hem strese karşı, hem de diğer hastalıklara karşı korur.
Kan şekerimizin ideal düzeyde olmasına yardım ederek, vücudumuzun iç dengesinin korunmasında rol alır. Kan şekerimizin sürekli olarak yükselip düşmesi, vücudumuzda kronik iltihap sürecinin oluşmasını tetikler. Basit karbonhidrattan zengin diyetler, hareketsiz yaşam tarzı, yetersiz beslenme, kontrol edilmeyen tıbbi durum gibi faktörler, kan şekeri dengesini bozan başlıca faktörlerdir.
Kan şekerinin geniş aralıklarda dalgalanması, kronik iltihap süreciyle birlikte hormon dengesizlikleri ve kilo alımına da neden olabilir. Sıralamış olduğumuz bu faktörler, stresli bir ruh halinin ve kaygılı bir zihnin oluşmasına zemin hazırlar. Doğal karbonhidratların dengede olduğu ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir beslenme protokolüne ek olarak, magnezyum seviyesinin de yeterli düzeyde olması, kan şekerinin kontrolünü sağlayarak stresin hafiflemesine destek olur.
Beynimizde, iletişimden sorumlu maddelerin aktivitesini arttırarak, zihinsel ve bedensel anlamda rahatlatıcı etki gösterir. Sinir hücrelerimiz arasında, muazzam bir iletişim mekanizması bulunur. Bu iletişim sisteminin en önemli maddelerinden biri de GABA (Gamma – Amino Bütirik Asit)’tir. GABA, zihinsel hallerimizin dengelenmesi, dikkat ve rahatlama konusunda büyük etkilere sahiptir.
Aslında aşırı stresli, tedirgin olmamıza neden olmuş ve gerginliğimizi ciddi derecede tetiklemiş bir olaydan sonra, rahatlama hissinin oluşmasını sağlayan madde GABA’dır. Magnezyum, GABA alıcı maddelerini uyarmasıyla ve GABA’nın oluşumunu arttırmasıyla birlikte, sakinleşmemize ve gerginliğimizin giderilmesine katkı sağlar.
Depresyon belirtilerinin ve kaygı bozukluğunun tedavisinde, magnezyum mineralinin olumlu etkisi bilimsel araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Stres, hormonal sisteme etki ederek bedenimize zarar verir. Bu yolla ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklardan ikisi de, depresyon ve kaygı (anksiyete) bozukluğudur. Kaygı bozukluğundan muzdarip olan kişilerin yaklaşık %90’ı, depresyon belirtilerine de sahiptir. Magnezyum ise; sinirler arası iletişim maddelerini dengeleyerek (örneğin GABA), kan şekerinin ideal aralıklarda seyretmesine destek olarak ve enerji üretimini destekleyerek psikolojik belirtilerin tedavisine yardımcı olur.
Mutluluk hormonu Serotonin’in üretiminde rol alarak, zihinsel anlamda rahatlamamızı sağlar. Serotonin hormonuna hepimiz aşinayız artık. Kendimizi mutlu, sakin ve dingin hissetmemizi sağlayarak akıcı bir şekilde düşünmemizi destekler. Yapılan bazı çalışmalarda magnezyumun, beyindeki serotonin üretiminde rol aldığı ve bu yolla stres durumumuzu düşürerek rahatlama sağladığı ifade edilmiştir. Magnezyumun, stresli durumlarla başa çıkmamıza ve stresin bedenimizde yarattığı olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır.