Yumurtalık kanserinin belirtileri kendine özgü olmadığı ve başka hastalıkları taklit edebildiği için, bu şikayetler ortaya çıktığında mutlaka kadın doğum uzmanına da görünmek ve bu yönden de tetkikleri yaptırmak büyük önem taşıyor. Aksi taktirde erken tanı imkanının kaçırıldığını vurgulayan Prof. Dr. Mete Güngör; özellikle bel, karın ya da kasık ağrısı, karında şişlik, gaz, halsizlik, sık idrara çıkma veya idrar zorluğu, kabızlık, bağırsak hareketlerinde değişiklik ve bazen de anormal kanama gibi şikayetlere çok dikkat edilmesi gerektiğini belirterek “Ülkemizde ne yazık ki yumurtalık kanseri konusunda toplumsal farkındalık yeterli seviyede değil. Öyle ki tanı alan her 3 kadından 2’sinin bu sessiz ve sinsi düşmanın adını bile ilk kez doktor odasında duyduklarına şahit oluyoruz” diyor.
“Yaş ilerledikçe yumurtalık kanserinin görülme oranının arttığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, “En sık 60’lı yaşlarda görülmekle birlikte son yıllarda yanlış yaşam alışkanlıklarının ve çevresel faktörlerin de etkisiyle gençlerde de sık görülür hale gelmiştir. Yumurtalık kanserinin etkili bir tarama yöntemi olmadığı için, herhangi bir şikayet olmasa da düzenli şekilde muayene olmak bu sinsi kanserin erken tanısının konulabilmesine ve tedavi edilebilmesine olanak sağlamaktadır” diyor.
Her kadının en azından yılda bir kez jinekolojik muayenesinin yapılması ve jinekolojik şikayetleri olduğunda vakit kaybeden hekime başvurmasının, bu ölümcül kanserin erken tanısı açısından da kritik önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Güngör şöyle konuşuyor: “Yumurtalık kanserinde olguların yüzde 75’inden çoğu ileri evrelerde tanı alabildiğinden kadın kanserleri arasında en ölümcül seyredenlerinin başında yumurtalık kanser geliyor.. Genellikle 60’lı yaşlarda görülmekle birlikte son yıllarda obezite, östrojen hormon maruziyeti ve gebeliğin ötelenmesi gibi etkenlerle genç yaşlarda da görülme sıklığı artan yumurtalık kanserine zemin hazırlayan etkenlerden başlıcalarını; hiç doğum yapmamış olmak, erken yaşta adet görmek, geç menopoza girmek, endometriozis, sigara, sağlıksız beslenme, alkol ve aşırı kilo oluşturmaktadır. Her ne kadar yaş, aile öyküsü ve genetik yatkınlık gibi risk faktörlerini değiştirmek mümkün olmasa da, sağlıklı yaşam tarzı benimseyerek, örneğin hareketsizlikten kaçınıp düzenli egzersiz yaparak, sağlıklı beslenerek, sigara ve alkolden uzak durarak ve sağlıklı yollarla aşırı kilodan kurtularak risk faktörlerini azaltmak mümkündür.“