Ancak yaşlanmakla birlikte yüzdeki yağ yastıkçılarının aşağı doğru sarkması nedeniyle elmacık kemiği üzerinde ve gözaltındaki yanak dokusunda hacim kaybı olur.
Sarkan doku, çene kenarında birikerek çene hattını silikleştirir ve burun kenarlarından ağız köşelerine doğru uzanan olukların (nasolabial oluklar, marionette çizgileri) oluşmasına neden olur. Yüz kalp şeklinden , üçgen şekline doğru değişir. Bu durum, yorgun ve yaşlı bir görünüme neden olur.
Dolgu uygulamalarında, eskiden sadece yüzde oluşan olukları çizgileri doldurmak amaçlanıyordu. Ancak bu uygulamalar, tatmin edici sonuçlar vermiyordu.
Artık amacımız olukları doldurmak değil, olukların oluşma nedenini yok etmek. Yeni nesil dolgularla uyguladığımız tekniklerde, küçük hacimde dolguları, belli destek noktalarına uygulayarak, yüzde şişmiş bir görünüme neden olmadan yüzün ağırlık noktasını, tekrar elmacık kemiklerine taşıyabiliyor, yüzde germe etkisi yaratıyor ve yüzü tekrar kalp şekline çevirebiliyoruz.
Böylece ifadenizi değiştirmeden daha canlı ve genç görünmenizi sağlayabiliyoruz. Bu yeni tekniğe ‘nokta lifting’, 'sıvı yüz germe' gibi isimler verilmektedir.
Son zamanlarda popüler olan diğer bir dolgu uygulaması da 'jawline dolgusu' da denilen çene hattı dolgu uygulamaları. Çene ucunun ve/veya çene köşesinin yapısal olarak geride olması, hem kadınlarda hem erkeklerde yüz profilini yuvarlak gösterir.
Yaş almakla beraber çene boyun geçişi iyice silikleşir ve gıdı görünümü oluşur. Çene ucu ve çene köşesine yapılan dolgu uygulaması, çene hattını keskinleştirir, gıdı görünümü azalır.
Bu sayede daha çekici bir yüz profili oluşur. Güçlü bir çene görünümünün, erkek yüzü açısından çok önemli olması nedeniyle çene dolgusu, erkekler tarafından en çok tercih edilen dolgu uygulamasıdır. Tabii ki kadınlarda ve erkeklerde uygulama tekniği açısından farklılıklar vardır.
Günümüzde çoğunlukla kullandığımız dolgular, çapraz bağlı hyaluronik asit dolgularıdır. Uygulama bölgesine göre farklı kıvamda üretilmiş dolgular tercih edilmektedir. Elmacık kemiği, çene, gözaltı gibi bölgelerde derin plana uygulanan dolguların kalıcılıkları, 12-18 ay civarındadır.
Dolgu uygulamaları, lokal anestezik krem sürülmesini takiben kanül veya ince iğneler yoluyla uygulanmaktadır. Dolguların çoğunlukla lokal anestezik madde içermesi nedeniyle işlem sırasında pek ağrı duyulmamaktadır. İşlem sonrası hastalar, normal günlük aktvitelerine devam edebilmektedirler.
Kadınların yüzlerinde yaşlanma etkilerini farkettikleri erken dönemlerde dolgu uygulamalarından yardım almaları, hem daha uzun süre genç ve güzel görünmelerini hem de yaşlanma sürecini geciktirerek güzel yaş almalarını sağlayacaktır.
