Doç. Dr. Tuman, “Her 100 kişiden 13’ünde sosyal anksiyete bozukluğu görülmektedir. Kadınlarda biraz daha sık görülür. Genellikle ergenlikte başlar. Korkulan sosyal durumla karşılaşma hemen her zaman kaygıyı doğurur. Kişi, korkusunun aşırı ve anlamsız olduğunu bilir. Korkulan sosyal durumdan kaçınma, kaygılı beklentiye neden olur ve kişinin olağan günlük işlerini, mesleki işlevselliğini, toplumsal ilişkilerini bozar" dedi.
"Tedavide ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte kullanılır. Terapide öncelikle kişinin, eleştirilme, olumsuz değerlendirilme, dışlanma, aşağılanma, reddedilme gibi bilişsel düzeydeki endişeleri açığa çıkartılır. Sonraki aşamada ise, korkularının temelinde yer alan bu tür olumsuz düşüncelerin, hastayla birlikte ele alınarak, düzeltilmesi amaçlanır. Oluşturulan bilişsel değişiklikler, üstüne gitme gibi davranışçı uygulamalarla pekiştirilirken, düşüncenin yanı sıra davranış düzeyinde de değişikliğin olması sağlanır”