Editörün Seçtikleri Giysi eğlence moda canidir

Giysi eğlence moda canidir

23.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Giysi eğlence moda canidir

Giysi eğlence moda canidir

       UZUN yıllardır abiye kadın kıyafetleri dikerek tanıdığımız Cemil İpekçi kendi adını taşıyan bir dükkan açtı. Burada özel dikim tarzı kıyafetlerinin yerine kadın - erkek için günlük giyim parçaları ve aynı zamanda küçük ev aksesuvarları bulunuyor. Kıyafet tamam da ev eşyaları nereden çıktı diyebilirsiniz. Cemil Home adı verilen bu kısımda İpekçi, eksik bir şeyi giderdiğini anlatıyor: "Türkiye'de bir antika merakı çıktı. Ama antikayı kültürüyle birlikte edinmeniz gerekir. Bir de Brokant denen yani eski olup antika sınıfına girmeyen parçaları satıyorum. Dışarıda çok vardır böyle mağazalar. Eski eşyaları sevip antikaya parası yetmeyenlere yönelik tabak, çanak, resim, çerçeve gibi objeler. Bunların yanı sıra hazır alabileceğiniz ya da sipariş verebileceğiniz yastıklar, masa örtüleri, peçeteler, yemek takımları da var. Masa süslemesi bile yapıyoruz. Yaza nikah şekerine ve çeyiz odasına da gireceğiz. Zaten bazı müşterilerime gerdek odası hazırlardım. Sabahlıklar, süslemeler gibi."

       Butiğin adını koysaydı "Gönlünce" koyacağını söylüyor; "Benim gibi doyumsuz ruhlular her sabah kalktığında başka bir şeyle uğraşmak ister. Bu dükkanda bunu yapıyorum. Bir sabah tabakla bir sabah eldivenle uğraşabiliyorum.
       Mekan giydirmeyi de insanı giydirmek kadar seviyorum. Zaten bu bir bütün. Çünkü insanı giydirirken bir mekan içine oturtursun. Ayrıca moda kavramı kötü. Cani bir kavram. Ölçüler koyan, satış uğruna insanları silen, kompleksler veren bir kavram. O yüzden tasarım, yaratım kelimelerini tercih ederim. Ben tasarımcıyım. Bugün elbise yarın pencere tasarımı yapabilirim."
       Mağazada eldivenden gömleklere kadar pek çok şey var. (Gömlekler 15-20, montlar 30, yastıklar 5 milyon civarında) 1974 yılında açtığı Çingene mağazasının o zamanlarda açtığı çığıra bir anlamda devam ediyor: "Çingene sayesinde 74 yılında pazenler şilebezleri giyildi. Sonra dükkanı kapatmıştım ama talep azalmadı çünkü insanlar 20 senedir o parçaları giymeye devam ediyorlar. Bu insanlar çoğalıyor. Ama kumaş tercihleri günümüzün modasına göre likra, krinkıl, kadife gibi değişiyor. Tarz yine etnik. Bedeni çok belli olmayan. Modası olmayan. Yıllar boyunca bedenin değişse, belin kalınlaşsa da giyebileceğin şeyler."
       İşte Cemil İpekçi'nin sırrı da burada yatıyor. Bedeni belli olmayan kıyafetlerde!

       Yıllardır işin içinde olan tasarımcı ile Türk kadınının giyim durumunu da konuştuk.
       "Türk kadını giyimde eskisinden daha iyi. `Çonçon sınıfı' dediğim, alt bazı olmayan, belirli parayı bulmuş ve kendini bir fotoğrafa adapte etmeye çalışan tipler vardır. O muhite hitap edebilmek için o kalıba girerler; üstü yaldızlı, altı faciadır. Onlar bile herkes gibi olmak istemiyor. Gitgide birbirine benzeyen insanlar azalıyor. Zaten 5 senedir moda yok kavramı oluştu. Her tasarımcı kafasına estiği tipte ürün çıkartıyor ve isteyen bunları alıyor. Ben trende de karşıyım. Bir sene sonra ne çizeceğimi, ne hissedeceğimi nasıl bilebilirim? Artık insanlar parayı ve beyinlerini ruhlarına yatırmak istiyor. Seyahate, tiyatroya gitmeye, kitap okumaya. Çünkü senin ruhun doymuşsa üzerindeki paçavra da iyi durur. Onu güzelleştirmeyi bilirsin. Giysi eğlencedir ve sabah kalkınca kişinin kendini ifade ediş şeklidir. O sabah nasıl kalkarsan öyle giyinirsin."

       Burada, her sabah kafanıza göre giyinerek stil sahibi olmamak gibi bir soru ile karşılaşabilirsiniz. Ama ona göre bu stilsizlik değil. Her gün farklı giyinsen de tarzından çıkmış olmazsınız. Çünkü bu bir hikayenin her gün farklı yorumlanması gibidir. Sonuçta hikaye aynıdır. Tiyatro sahnesi aynıdır ki o sizsiniz. Önemli olan doğru giyinmektir. Şişman insan siyah giymeli diye bir şey yok. Mühim olan rengi bedene uydurmaktır. Toplu biri de kırmızı giyebilir. Bu kadar dertli bir dünyada elbiselerimiz mi bir sorun? Giyim kişiye hürriyetini verir. Onu kısıtlamaz...



Yazarlar