Doğamız gereği kendimizi güvende hissetmek, daha konforlu bir alanda kalmak, düşlediğimiz ölçüde rahat yaşamak için her zaman daha fazlasını isteriz. Herkes yaşamındaki güzel şeylerin daha da çoğalması, kötü şeylerin iyiye gitmesi için elbette çabalar. Bunu yaparken bir yandan da farkında olmadan kıtlık bilinci meselesiyle baş etmeye çalışırız. Çünkü farkında olmalıyız ki aslında bir şeyler elde ettikçe doyum duygusunu yavaş yavaş kaybederiz. Elde ettiğimiz her şeyden sonra daha fazlasını isteriz. Bu, bizim kıtlık bilincimizle birleştiği zaman bilinçaltımızın da yönlendirmesiyle beraber daha fazla çabalamaya, daha fazla negatif düşünmeye, özellikle maddi konularla ilgili olarak stoklama dediğimiz yığılma halini daha fazla oluşturmaya başlarız.
Birikim yapmak, yatırım ya da bilinçli bir tasarruf yapmakla aynı şey değildir. Bir anda her şeye ihtiyacımız olacağını varsayarak onları bir köşede biriktirmeye başlarız. Bu, enerji olarak da bir yüktür ve yaşamımızda konforsuz bir alan oluşturur. Çünkü hem her şeyimiz varmış gibidir hem de hiçbir şeyimiz yokmuş gibidir ve tamamlanmamış hissettirir. Hayatımızda bir şeylerin hem varlığını hem de yokluğunu aynı anda deneyimlemeye başlarız. Bu yoğun sıkışık enerji alanından çıkmak için sadeleşmek bizler için en katkı dolu alandır. Çünkü kontrol edebildiğimiz, yönetebildiğimiz ve kendimiz için en elverişli hale getirebildiğimiz her şey bizim için çalışan birer araca döner. Hayatımızda bir şeylerin varlığı kadar onları nasıl kullandığımız, bizim için nasıl kullanışlı hale getirdiğimiz çok önemlidir. Birçok şeye sahip olmamız onlardan tam olarak katkı alabildiğimiz anlamına gelmeyebilir. Örneğin birden fazla aynı modelden kazağımız varsa hepsini düzenli olarak giymediğimizi, dolaplar dolusu eşyamız da olsa sadece on tanesini kullandığımızı fark edebiliriz.
Sadeleşme alanına girdiğimizde ve geri dönüp baktığımızda, altı ay boyunca elimizi sürmediğimiz her eşya aslında ihtiyacımız olmayanlar grubuna girer. Onları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, geri dönüşümde değerlendirmek ya da kazanç haline gelecek şekilde değerlendirerek satmak, takas etmek bizlere daha pozitif hissettirecektir. Çünkü bir şey beklediği zaman durma enerjisi oluşturur. Durma enerjisi, olduğumuz yerdeki hareketi azaltır ve farkında olmadan bizi durduran, sabote eden bir alana geçeriz. Bu da hem her şeyi yapma hem de bir o kadar yapmama isteği oluşturur. Bu, dışarıdaki enerjiyle içerideki enerjinin çakışması anlamına gelir. Hem ertelemekle ilgili problemimiz yokmuş, aslında istesek yaparmışız gibi hissederiz hem de bir o kadar kendimizde o gücü bulamıyormuşuz gibi gelir.
Dolu olan her şey enerjetik olarak durgundur. Evren boşluğu doldurur, bu nedenle enerji alanında hayatımıza çekmek istediğimiz ne varsa o alanda bir boşluk oluşturmamız gerekir. Bu boşaltma sırasında yaşanan yorgunluklar ve tahammüller, alışkanlıkların getirmiş olduğu konfor alanındaki rahatlık ve ezberlenmiş davranış kalıplarının getirmiş olduğu enerjiler olmadan gösterilen çabalar kulağa her ne kadar zor gelse de bu alandan başarıyla çıktığımız zaman kendimizi daha dengede ve dingin hissederiz. Çünkü bir şeylerin çok olması hiç olmamasıyla aynı noktaya varır. O kadar çok vardır ki zaten birçoğunu kullanamaz hale geliriz ve tıpkı hiç olmadıkları zaman kullanamadığınız gibi olur. Zihin aslında her şeyden birer tane elde ettikten sonra tatmin olur fakat biz daha fazlasını oluşturmaya çalışarak kendimize ve bilinçaltımıza "Daha fazlasını hak ediyorum" mesajından çok "Daha fazlasını kaybetmekten korkuyorum, bu yüzden de bunları yığıyorum" mesajı veriyoruz. Bu nedenle sadeleşerek çoğalmak en etkili egzersizlerden biridir.
2024 yılının son ayına giriş yapmadan hemen önce sadeleşmek, dolu olan fakat bizi boş hissettiren ne kadar eşyamız varsa ayıklamak, uzaklaşmak bizler için idealdir. Hatta bu yolculuğu biraz daha derinleştirmek gerekirse, bizlere pozitif katkı olduğunu varsaydığımız fakat öyle olmamakla beraber yaşamımızı zorlaştıran, bize ait olmayan sorumlukları üstlenmemize sebep olan, bizi negatife sürükleyen kişilerle olan ilişkilerimizi ve sınırlarımızı gözden geçirmek, hayatımıza yeni bir bakış açısına sahip olmak için gayret etmek, özgüvenimizi tazelemek 2024 yılı biterken güzel bir arınma ritüeli yapmamızı sağlar. Bazen büyümemiz için, gelişmemiz için kontrol edebildiğimiz, kendimiz için işlevsel hale gelebilecek şekilde düzenlenmiş bir yaşam tarzı gerekir.
Bilmeliyiz ki gelişeceğiz, büyüyeceğiz, daha fazlasını elde edeceğiz diye azalmaya ve dağılmaya başlamışsak, hayatımız kontrol alanımızdan uzaklaşmış ve yönetimini kaybetmişsek, ellerimizle çoğalttığımız her şey artık bizler için boğucu, sıkıcı, tahammül edilemez bir hale gelmişse burada bir şeylerin artık değişmesi gerektiğinin mesajı veriliyor demektir.
Yaşamınızın mucizeden güzel geçmesini dilerim.
Astrolog Seçkin İlbuğa
Plüto Kova burçlara etkisi: Benzersiz bir dönemdeyiz
3 Aralık 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
2 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
2 Aralık 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Hangi diş macununu nasıl kullanmalıyım?
2 Aralık 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
1 Aralık 2024 Yay Burcunda Yeniay: Harekete geçme zamanı
30 Kasım 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Yay’da şiddetli yeniay
30 Kasım 2024