Çoğu zaman etrafımızdaki kişilerin hakkımızda ne düşündüğünün bizim için önemli olmadığını söylüyor olabiliriz. Fakat iç sesimiz ve taban enerjimiz, her zaman bir parça başkalarının bizi kabul etmesini, varlığımızı olduğu gibi onaylamasını ister ve bu gayet normaldir. Peki, olduğumuz yerde kabul görüp görmediğimizi nasıl anlarız?
Kabul görmek, bir noktada varlığımızın, karakterimizin, düşüncelerimizin kendimize ait olduğunu, hayatı yaşama şeklimizin böyle olduğunu gösterme halimizdir. Kendi sınırlarımız, kendimizi ifade etme şekillerimiz ve önem verdiğimiz her şey kabul alanımızı belirler. Kendimizi kolay ifade edebildiğimiz, sevdiğimiz şeyleri rahat söyleyebildiğimiz, kendimizi sürekli düzenlemek zorunda kalmadığımız, söylediklerimizin yanlış anlaşılmasından korkmadığımız alan, etkileşim içinde olduğumuz kişilerin yanında gerçek kendiliğimizi yaşadığımız alandır. Yargıdan uzak, baskılanmamış olan yer kabul alanını oluşturur.
Diğer taraftan karşımızdaki kişiyi de aynı oranda kabul etmemiz gerekir çünkü uzun soluklu ilişkinin temelini oluşturan en önemli unsurlardan biri karşılıklı kabul görmektir. Kabul etmediğimiz, öyleymiş gibi yaptığımız ya da karşımızdaki kişiyi zaman içinde değiştireceğimizi düşündüğümüz bir ilişkide bir süre sonra hüsrana uğrayabiliriz. Çünkü kişiler, kendileri arzu etmedikleri sürece değişmezler. Bu sebeple kendi sınırlarımıza gösterilmesini istediğimiz saygıyı biz de sürdürülebilir şekilde karşı tarafa göstermeliyiz.
Kabul görmek, benliğimizi ve ruhumuzu besler, iletişimi destekler. Diğer türlü daima mücadele içinde ve çaba enerjisiyle yaşamak, hem yorucu olur hem de bir süre sonra kendimize yabancılaşma sürecini başlatır. Alışkanlıklarımız, günlük rutinlerimiz yaşam alanlarımızı oluşturur ve bu alanlara yapılan müdahaleler, kısıtlamalar, hoş görülmeme ve değiştirilme çabaları reddedildiğimiz, istenmediğimiz gibi bir hisse kapılmamıza neden olabilir. Bulunduğumuz ortamda kabul edilip edilmediğimizi sorguluyorsak, aşağıdaki soruları cevaplayarak netleşebiliriz:
- Kolaylıkla sevdiğim/sevmediğim şeyleri söyleyebiliyor muyum?
- 'Hayır' demekten korkuyor muyum?
- Düşüncelerimi ifade edebiliyor muyum?
- Normalde olan rutinlerimi bu ortamda sürdürebiliyor muyum?
- Sürekli yanlış anlaşılmaktan korkuyor muyum?
- İç sesim huzur içinde mi?
- Kendimi sürekli suçlanmış gibi hissediyor muyum?
Bu ve benzeri sorular, konu hakkında netleşmemiz için bizlere ışık tutabilir. Kendi gerçekliğimizi deneyimlediğimiz yerlerde olmamız dileğiyle…
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
29 Nisan Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
29 Nisan 2024
Oğuz Kara
Pozitif Adımlar: Kendi İyi Yanlarını Keşfetme Sanatı
27 Nisan 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Venüs ve Mars burç değiştiriyor
27 Nisan 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
22 Nisan Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
22 Nisan 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
21 Nisan 2024 Uranüs-Jüpiter Kavuşumu: Finansal sistemin kalıcı dönüşümü
20 Nisan 2024