Dekorasyon Marshall Osmanlı Renkleri Şimdi de Çarşılar Koleksiyonu ile Hayatı Renklendiriyor

Marshall Osmanlı Renkleri Şimdi de Çarşılar Koleksiyonu ile Hayatı Renklendiriyor

01.06.2011 - 10:38 | Son Güncellenme:

Yarım asrı aşkın süredir rengin dekorasyonda kullanımları konusunda öncülük ederek, sunduğu koleksiyonlar ile insanların hayatına renk katan ve geçtiğimiz yıl hazırladığı Marshall Osmanlı Renkleri Koleksiyonu ile Osmanlı kültüründeki çok renkliliği evlerin içine taşıyan AkzoNobel Marshall Boya, şimdi de, bu renkliliği evlerin dışına yansıtacak çok özel bir koleksiyon hazırladı.

Marshall Osmanlı Renkleri Şimdi de Çarşılar Koleksiyonu ile Hayatı Renklendiriyor

“Renklendir Hayatı” sloganıyla, gri ve kasvetli alanları renklendirerek, insanların hayatına, bir damla boya ile ilham katan AkzoNobel Marshall Boya, geçen yıl tüketicilerin beğenisine sunduğu, “Lokum, Akide, Şerbet ve Kahve” tadındaki Marshall Osmanlı Renkleri İç Cephe Koleksiyonu’nu “Dış Cephe Çarşılar Koleksiyonu” ile genişletti. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da, Osmanlı Sanatı Uzmanı ve Marshall Osmanlı Renkleri Konsept Danışmanı Serdar Gülgün’ün işbirliği ile hazırlanan yeni koleksiyonunu tanıttı.

Haberin Devamı



Marshall Boya, hayatı renklendirmeye devam ediyor


Bu koleksiyon ile yakaladıkları önemli başarıdan büyük memnuniyet duyduklarını dile getiren AkzoNobel Marshall Boya Genel Müdürü Dick Velings, “AkzoNobel Marshall Boya olarak, yarım asrı aşkın süredir insanların hayatına renk katma misyonu ve gerek ülkemiz ekonomisine gerekse sektörümüze hep daha iyisini sunma vizyonu ile renk hareketine öncülük ediyoruz. Bu misyon ve vizyon dahilinde, yüzyıllara dayanan çok renkli kültürümüzden de ilham alarak, konusunun uzmanı Sayın Serdar Gülgün işbirliğiyle geçen yıl hazırladığımız Marshall Osmanlı Renkleri Koleksiyonu sayesinde bu renkliliği, dekorasyonun en önemli parçası olan evlerimizin duvarlarına taşımış olmaktan çok memnunuz. Bu memnuniyetimizi, bu yıl, yepyeni bir konsept olan Çarşılar Koleksiyonu ile zenginleştirerek, hayatı renklendirmeye devam ediyoruz” dedi.

Haberin Devamı



“Çocukluğumuzun oyun alanları olan Çarşılarımızdan ilham aldık”


Marshall Osmanlı Renkleri Dış Cephe Çarşılar Koleksiyonu’nun serisinin tamamlayıcısı olduğunu vurgulayan Osmanlı Sanatı Uzmanı ve Marshall Osmanlı Renkleri Konsept Danışmanı Serdar Gülgün ise konuşmasında şunları dile getirdi: “Geçen yıl, çocukluğumuzu hatırlatan tatlardan yola çıkıp hazırladığımız lokum, akide, şerbet ve kahve renklerine evlerinizin kapılarını açtınız. Bu yıl da, Marshall Osmanlı Renkleri’ni dışarı taşımanın zamanı diyerek, yine ilham almak için çocukluğumuzun oyun alanları olan çarşılara uzandık. Geçmişten günümüze gelmiş kokuları, sesleri ve renkleri bulmak için gittiğim Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısı, bugün hala benim oyun alanım ve ne güzel ki; çarşılarımız yüzyıllardır ayakta. İşte yeni koleksiyonumuzda da bu gizemli ve sürprizli çarşılarımız ile çarşılarımıza hayat veren eşsiz renkleri evlerimize taşıdık.”



Günümüz alışveriş merkezlerinin atası, bir masal alemi: Kapalı Çarşı


Fatih döneminde inşaatı başlayan Kapalı Çarşı, tam bir masal alemiydi. Bu devasa alışveriş sarayı, pek çok deprem ve ondan fazla yangına rağmen ayakta kalmış, her zaman küllerinden doğmuş bir Zümrüdüanka kuşudur. İlk yapılan kısmı, içinde en kıymetli mücevher ve eşyaların satıldığı İç Bedesten’dir. Güven veren, kale gibi mimarisinden dolayı dönemin zenginleri en değerli eşya ve paralarını buraya emanet eder, adeta bugünün banka kasası gibi kullanırlardı. Kapalı Çarşı’nın, İç Bedesten’den sonra yapılan ikinci önemli binası Sandal Bedesteni idi. Zaman içinde bu iki bedestenin arasındaki dükkanların üstlerinin kapatılmasıyla Kapalı Çarşı oluştu. Dönemindeki Batılılar için İstanbul hanımlarının görülebileceği tek yer, Kapalı Çarşı’ydı. Hanımların satın alacakları eşyaları daha yakından incelemek için kaldırdıkları peçelerin yüzlerini görmek büyük bir ayrıcalıktı. Diğer bir adıyla Çarşı-yı Kebir’de altın ve gümüşün en iyi işlenmişi, ipeğin en altınlanmışı, billurun en iyi yontulmuşu, atlasın ve kadifenin en ince, en inanılmaz renklerle bezenmişi mevcuttu. Günümüzün alışveriş merkezlerinin atası olan Kapalı Çarşı, hala en gözde eşyaların satıldığı dükkanları, barındırdığı renkleri ve her daim süren canlılığıyla zamana meydan okumaktadır.

Haberin Devamı



Marshall Osmanlı Kapalı Çarşı Renkleri ile asırlık renklerin canlılığı evinizde

Haberin Devamı


Kapalı Çarşı Renkleri olarak Marshall Osmanlı Renkleri Dış Cephe Koleksiyonu’na katılan koleksiyonda sekiz renk yer alıyor. Her bir renk, birbirinden özel hikaye ve anlamları ile evlere Kapalı Çarşı’nın masal alemini ve çarşıya hayat veren asırlık renklerin canlılığını getiriyor. Anadolu düğünlerinin vazgeçilmezi Beşibiryerde, Osmanlı döneminin unutulmazı Çuha Fes, pek çok kültürde kem göz ve kötülüklere karşı koruduğuna inanılan Nazar Boncuğu, uğuru ve ışıltısıyla bilinen Gelin Teli, büyüsüyle Kandil Alevi, narinliği ile gözde Güllü Yazma, kültürümüzün vazgeçilmez unsuru Kalaylı Bakır ve geleneksel cam sanatının temsilcisi Çeşmi-i Bülbül Kapalı Çarşı Renklerini oluşturuyor.



“Beşibiryerde” ile eviniz gelin gibi olacak


Anadolu’da yapılan tüm düğünlerin olmazsa olmazı, Kapalı Çarşı’nın ışıltısı; beşibiryerde... Öylesine kıymetli ve önemli ki, rüyada dahi görülmesi maddi kazanç ve bereketin habercisi olmuş. Gelinlerin boynunu süsleyen bu göz kamaştırıcı takı, şimdi rengiyle de binalarınıza renk katacak.

Haberin Devamı


“Çuha Fes” iddialı tonu ile binalarınızı canlandıracak


Fes, Osmanlı hayatına yenilikçi padişah Sultan II. Mahmut zamanında girmiştir. Bu yeni alışkanlığı garipseyenler, “aldık başımıza püsküllü belayı” deseler de daha sonra imparatorluğun resmi şapkası olup, askerlerin üniformasının bir parçası haline gelmiştir. Rengini kızılcık boyasından alan çuha kumaşının fes rengi, iddialı tonu ile binalarınızı canlandıracaktır.



“Nazar Boncuğu” ile elemtere fiş kem gözlere şiş


Mezopotamya kökenli bir inanış olan nazar, beğeni dolu bir bakışla ortaya çıksa dahi, güzel bir insanı yahut bir şeyi tedbirsizce övme sonucunda da oluşabilir. Kem göze inanış sadece Türk kültüründe değil, Doğu ve Batı kültürlerinde de yaygındır. Nazardan korunmada en güçlü inanış, kötülükleri bertaraf ettiğine inanılan mavi renkli göz boncuğu takmak olmuştur. Nazar Boncuğu rengi binanızı hem gözde yapacak hem de kem gözlerden koruyacaktır.



“Gelin Teli”nin uğuru, hem binalarınız hem de sokaklarınızda olsun


Genç kızlar, evlilik arzularını, “telli duvaklı gelin olmak” şeklinde ifade eder. Sarıyer’deki Telli Baba Türbesi de bu inanışla, hala hem gelin adayları hem de gelinler tarafından ziyaret edilmektedir. Gelinin duvağından verdiği teli alan genç kızın evlilik muradının gerçekleşeceğine inanılır. Gelin Teli’nin uğuru ve ışıltısını, binalarınızdan sokaklarınıza taşıyabilirsiniz.



Barındırdığı renk ve kokularla yüzyıllardır şifa arayanların adresi: Mısır Çarşısı


Yeni Camii’ye gelir getirmesi için III. Mehmet’in annesi Safiye Sultan tarafından yapımına başlansa da IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından 17. yüzyılda tamamlanmıştır. Bir Valide Sultan’ın başlatıp diğerinin bitirdiği çarşı Valide Çarşısı olarak anılmıştır. Sonraları, Mısır Çarşısı denmesinin sebebi buranın Mısır’dan gelen ürün ve baharatın satıldığı yer olmasıdır. Eski çağlarda baharat, hem yiyecekleri saklamak hem de lezzetlendirmek için önemliydi. Mısır Çarşısı, tarihi boyunca her derde deva olan kurutulmuş bitkilerin, çeşit çeşit otların ve yüzlerce tür baharatın buluştuğu dev bir pazardır. Yükte hafif pahada ağır baharatı, tarihte sadece varlıklı kişiler kullanabiliyordu. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti ve en zengin şehri olduğu için baharatın her türlüsü ve kullanımı daha yaygındı. Günümüzde Mısır Çarşısı, barındırdığı renkler ve kokularla cazibesini devam ettirmekte olup, şifa arayanlar için de en büyük çekim merkezidir.



Marshall Osmanlı Mısır Çarşısı Renkleri ile şifa evinizde


Dünyanın dört bir yanından gelen ve güneşin sıcak renklerini taşıyan kıymetli baharatın renklerini sokaklara taşımaya hazır mısınız? Kapısına geldiğimiz anda baş döndüren kokularıyla bizi içeri çeken bin bir çeşit baharatın buluşturduğu renkler, Mısır Çarşısı Renkleri olarak Marshall Osmanlı Renkleri Dış Cephe Koleksiyonu’na katıldı. Koleksiyonda yer alan sekiz renk de birbirinden özel hikaye ve anlamları ile evlere Mısır Çarşısı’nın şifalı baharatlarını getiriyor. Şifa vermesiyle Ada Çayı, ferahlığıyla Reyhan, egzotikliğiyle Zerdeçal, kokusuyla Kahve Tanesi, sıcaklığıyla Salep, aromasıyla Karabiber, kalıcı rengiyle Kına ve lezzetiyle Mahlep, Mısır Çarşısı Renklerini oluşturuyor.



Sıcaklığıyla “Salep” evinize de sımsıcak bir hava katacak


Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan salep, aslında Anadolu’da yabani olarak yetişen bir tür orkidenin yumrularından elde edilir. Eski zamanlarda afrodizyak olarak kullanılan salep, aynı zamanda büyük bir besin değeri de içermektedir. Salep, rengiyle de evinize çekicilik verecektir.



Ağırbaşlı bir hava için aromasıyla “Karabiber”


Anavatanı Güney Hindistan olan karabiber, Osmanlı döneminde dar-ül fülfül olarak bilinirdi. O kadar kıymetli bir baharattı ki, Ortaçağ Avrupası’nda bir sofranın zenginliğini ifade etmek için yapılan tanımlamada mutlaka karabiberin adı geçerdi. Eski kaynaklarda dar-ül fülfülün zehirlemeye karşı en etkili ilaç olduğuna rastlanır. Bu renk tonuyla eviniz son derece ağırbaşlı bir havaya bürünebilir.



Talih ve kısmet açıklığı için kalıcı rengiyle “Kına”


Kuzey Afrika kökenli, çalımsı bir bitkinin yapraklarının kurutulması ile elde edilen yeşil tozdur. Evlilik öncesi en önemli törenlerden biri de kına gecesidir. Bu gecede gelinin bütün arkadaşları hazır bulunur ve onun eline yakılan kınadan kendileri de alarak talih ve kısmetlerinin açılmasını dilerler. En güçlü boyar bitkilerden olan kınanın doğal ve sıcak rengini evinize taşıyabilirsiniz.



Lezzetiyle bilinen “Mahlep” şimdi de rengiyle binalarımızda yaşayacak


Mahlep ağacı, Anadolu’da idris ağacı olarak da bilinir. Kandil simitlerine koku ve tat veren mahlep, parfümeri sanayinin de vazgeçilmezleri arasındadır. Geçmişte birçok hastalığa iyi geldiği için doğal bir ilaç olarak da kullanılmıştır. Kokusuyla ve tadıyla hayatımızın içine girmiş olan mahlep, rengiyle de binalarımızda yaşayacaktır.

Yazarlar