Aşk Milyonlarca kadına seks rehberi oldu

Milyonlarca kadına seks rehberi oldu

24.08.2012 - 16:19 | Son Güncellenme:

1960’ların muhafazakar Amerikan toplumunda kadınları ‘daha iyi bir seks hayatına ve kariyere hakları olduğuna’ ikna eden Cosmopolitan’ın efsanevi genel yayın yönetmeni Helen Gurley Brown ‘devrimi’ nasıl yaptı?

Milyonlarca kadına seks rehberi oldu

Alışageldik hayat tarzlarımızın dışındaki yaşamları anlatan Amerikan dizilerini seviyoruz. Türk televizyonlarında ilk kez 2000’de yayınlanmaya başlayan ‘Sex and the City’ dizisi de cinselliğini özgürce yaşayan, göz kamaştıran kariyerleri sayesinde iyi para kazanan şehirli dört kadınıyla bizi şaşırttı. 2004’te sona eren diziyi geçtiğimiz hafta baş karakteri gazeteci Carrie Bradshaw’a esin kaynağı olan Cosmopolitan’ın yaratıcısı Helen Gurley Brown’ın ölümüyle yad ettik.

Haberin Devamı

Bütün ev kadınları birleşin!

İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomik büyümenin şekillendirdiği Batı toplumundaki rol dağılımında payına ‘hanenin tüketimini’ düzenlemek düşen ev kadını, 1960’ların başında sosyal dayatmaların altında ezilmeye başlamıştı. Kusursuz pastayı yapabilmek ya da en terbiyeli çocuğu yetiştirmek baskısı orta sınıftan ve iyi eğitimli ev kadınlarının bunaltısını katmerliyordu. İsyan bayrağını 1963’te Betty Friedan açtı. Friedan, The Feminine Mystique (Kadınlığın Gizemi) kitabıyla ‘mutlu ev kadını’ inanışını entelektüel bir açıdan yerle bir ederken bir yıl önce Brown aynı devrimi çok daha neşeli bir şekilde bekar kadınlar için yapıyordu. 1962’de yayınlanan Sex and the Single Girl (Seks ve Bekar Kız) bekar kadınlara gönlünce istedikleri ilişkiyi yaşamaları ve seksten zevk almaları için açık çek veriyordu, Brown’ın özgür bir kadın cinselliğini destekleyen kitabı çok satan listelerinde hızla tırmanırken sosyal ve ırksal tabuları çatırdamaya başlayan 1960’ların Amerikan toplumunda Brown, adıyla özdeşleşecek Cosmopolitan dergisine doğru emin adımlarla yürüyordu.

Haberin Devamı

Uçarı feminizm

1922’de yoksul bir ailede doğan Helen Marie Gurley, parasızlıktan üniversiteyi bırakarak çalışmaya başladı. Ünlü reklam ajanslarında metin yazarlığı yaptı. 1959’da Hollywood’un ünlü yapımcılarından David Brown’la evlendi. Bütün şıklığının, 45 kiloluk narin bedenine ağır gelen mücevherlerinin altında çalışmanın erdemine inanmış bir kadındı. 1965’te genel yayın yönetmenliğine getirildiği Cosmopolitan’ı 1997’ye kadar yönetti. O zamana kadar kapağında “Diyabet: Çocuğunuzda da olması mümkün mü?” sorularına yer veren derginin Brown yönetimindeki ilk sayısındaki “Dünyanın En İyi Aşığı- Onun ilgisi nasıl hissetiriyordu?” yazısı Amerikan toplumunu bekleyen şiddetli şokun ilk habercisiydi Brown, kadın cinselliğine dair tabuları rengarenk sayfalar, sabun köpüğü ‘ilişkiniz yolunda mı’ testleri ve açık saçık başlıklarıyla yıkıyordu. İkinci dalga feminizmin öfkesi Cosmo’nun sayfalarında yer bulamadı. Öyle ki, 1970’de feminist aktivist Kate Millett liderliğinde bir grup kadın Brown’ın ofisinde oturma eylemi bile düzenledi. Ama kadınların önemli bir çoğunluğu Brown’ın modeline onay vermişti.1980’lerde Cosmopolitan’ın aylık tirajı 3 milyona yaklaşıyordu.

Haberin Devamı

Şehirli Cosmo kızı

Brown, muhafazarlığın kadına bakışının temellerini dinamitlerken yüzeysel ve uçarıydı. Friedan’ın ‘kocası ve çocuğu için yaşayan, onlar aracılığıyla varolabilen’ sözleriyle tanımladığı kadınlar ‘Cosmo kızı’ olamazlardı. Cosmo, evliliği ve anneliği göz ardı ederek tatmin edici bir cinsel hayatı ilk sıraya koyarak devrim yaptı. Brown mesajını “Erkekleri hayatta istediğinizi elde etmek için kullanmayın, kendiniz elde edin” cümlesiyle özetliyordu. Editörlere “Kariyerle ilgili daha çok şey koymalısınız. Kariyerler çok önemli!” yazan notlar gönderiyordu. Cosmo kızı, Friedan’ın ‘huzurlu bir toplama kampı’ dediği zengin banliyö mahallelerine değil şehre aitti. Brown’ın kadını şehir hayatıyla tanımlama çabası o kadar kendisiyle özdeşleşmişti ki ölümünden sonra New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg “Sadece medyayı değil, bir ulusun kültürünü değiştiren bir öncüydü. Milyonlarca kadının rol modeliydi. Mükemmel bir New Yorkluydu: Asla aklındakileri söylemekten korkmazdı” dedi.

Haberin Devamı

Gülsin Harman
gharman@milliyet.com.tr

Yazarlar