Ders aldığım anılarım - 2

Bir önceki yazımda başladığım "Ders aldığım anılarım" serisinin ikinci yazısına hoşgeldiniz.. Bu kez estetik cerrahi ile ilgili enteresan anılarımı paylaşıyorum sizinle.. Yalnız emin olun çok daha acayip şeyler başıma geldi. Bunlar burada paylaşabildiklerim sadece..

-----------

KADINLARIN GÜZELLİK UĞRUNA KATLANAMAYACAKLARI ŞEY YOKTUR!!

Benim yaz tatillerinde en büyük zevkim, gittiğim tatil yerindeki turlara katılmaktır. Bilirsiniz böyle tatil yerlerinde tekne turları olur ve kaptan sizi gün boyu o bölgenin en güzel koylarına götürür. Böyle bir tura katılmıştık. Bizim kaptan o gün tekneyi öyle bir koya çekti ki, su buz gibi.. Bırakın denize girip yüzmeyi, ayağımızı sokamıyorduk. "Kaptan, naaptın yaa. Burada denize giremeyiz" şeklinde şikayetler başladı... Özellikle soğuk suya giremeyen bayanlar isyan etti..

Haberin Devamı

Kaptan, baktı ki teknede isyan çıkıyor, hemen eline mikrofonu aldı ve yolculara seslendi: "Sayın konuklarımız, bu koyun çok önemli bir özelliği vardır! Suyu soğuktur, çünkü bu koyda denizin içinden kaynak suyu çıkmaktadır. Burada, bu soğuk suya özgü bakteriler yaşamaktadır ki bu koya özelliğini veren de sudaki bu bakterilerdir. Bu bakteriler sayesinde bu koyun suyu her türlü cilt hastalığına iyi gelir, cildinizin gençleşmesini sağlar, kırışıklıkları giderir!"

Kaptan "...kırışıklıkları giderir!" dedikten hemen sonra teknedeki tüm bayanlar balıklama suya atlamıştı bile.. Ben böyle bir şey hayatımda görmedim! Az önce suyun soğukluğundan şikayet eden ne kadar bayan varsa şimdi suda idi!

Aldığım ders: Kadınlar estetik, güzellik uğruna çok şeye katlanabiliyor..

----------

HASTANIN GERÇEKTEN ESTETİK SORUNUNUN OLMASI, ONUN PSİKOLOJİK SORUNLARININ OLMADIĞINI GÖSTERMEZ. BU ANIM, GENÇ MESLEKTAŞLARIMIN KULAĞINA KÜPE OLSUN...

Bana başvuran bayan daha önce 3 kez burun estetiği geçirmiş ve septum uç kısımdaki kıkırdak fazlasıyla alınmıştı. Yani iki burun deliği arasındaki kıkırdakta eksiklik vardı. Buraya kıkırdak konması gerektiğini, tek kulaktan alacağım kıkırdak yetmezse diğer kulaktan da kıkırdak alacağımı söyledim. Bilgisayarda, resmi üzerinde rötuş yaptım ve ameliyattan sonra nasıl görüneceğini gösterdim. Hastaya ne yapacağımı, neden yapacağımı en anlaşılır dille anlattım ve ameliyat günü planladığımız gibi ameliyatını yaptık.

Haberin Devamı

Kontrole geldiğinde burundaki bandajlar açıldı, bandaj izleri silindi. Hastanın ameliyattan sonraki resimleri alındı.

Ameliyattan önceki ve sonraki görüntülerini yanyana koyup bilgisayarda elde ettiğimiz sonucu kendisine gösterdim. Sonuç tam da planladığımız gibi olmuştu ve hastanın memnun olmasını bekledim.. Ama bayan resimlerini görür görmez bana o bölgeye koyduğum kıkırdakların alınmasını istediğini, eski görünümünü sevdiğini, iki burun deliği arasındaki kısmın tekrar çökertilmesini istediğini söyledi.. Bunu duyduğum an, şaşkınlıktan ağzımın açık kaldığı nadir anlardan biridir. Mesleğimiz gereği gerçekten çok ekstrem durumlarla ve çok enteresan insanlarla karşılaşıyoruz; ama bu hasta karşısında istemsiz olarak ağzım şaşkınlıktan açık kalmıştı..

Haberin Devamı

Hastaya sonucun başarılı olduğunu, bana zaten iki burun deliği arasındaki kıkırdakta eksiklik şikayeti ile geldiğini, bunu da giderdiğimizi söyledim. Hastanın isteğini yerine getiremeyeceğimi, eski kötü görünümüne döndüremeyeceğimi söyledim. Hasta son derece sinirli bir şekilde muayenehaneyi terketti.

Aradan 4-5 gün geçti ve aynı hasta geri geldi. Bana 10 ayrı plastik cerrahi uzmanına gittiğini ve hiç birisinin istediği ameliyatı kabul etmediğini söyledi. Tekrar burun septum bölgesine koyduğum kıkırdakları almamı istedi. Bunu yapamayacağımı söylediğimde ise bağırarak parayı bastıracağını ve bu kıkırdakları alacak bir cerrah bulacağını söyledi. İnanılmaz bir öfke ile muayenehaneyi terk etti.

Ben o bayanın bir çok plastik cerraha giderek başarılı sonuçlanmış ameliyatını bozdurmaya çalıştığına eminim. On ayrı plastik cerraha gittim derken on lafını, lafın gelişi kullanmamış olması ve gerçekten 10 ayrı plastik cerraha gitmiş olması muhtemel.. Kim olduklarını bilmiyorum ama, dürüst davranıp para için bu hastayı kabul etmeyen meslektaşlarıma da teşekkür ederim.

Estetik cerrahide başarılı sonuç almanın ana kurallarından biri hastaları doğru seçmektir. Hastaları seçerken psikolojik sorunlarının olmamasına, ne istediğine, hastanın beklentilerinin ne olduğuna ve o hastaya ne yapabileceğimize bakarız. Yalnız, hastanın gerçekten estetik sorununun olması, onun psikolojik sorunları olmadığını göstermiyor. Bu vaka bana bunu öğretti.. Genç meslektaşlarımın kulaklarına küpe olması için burada kısaca bahsetmek gereğini duydum.

Aldığım ders: Bence en tehlikeli hasta grubu budur: psikolojik sorunlarını gerçek bir estetik kusurla kamufle eden hastalar...

------------

BEDEN ALGI BOZUKLUĞU, FARKINDA OLUNMASI VE TEDAVİSİ ZOR BİR DURUMDUR

Bir bayan muayenehaneme burun estetiği isteğiyle gelmişti.. İsteği, burnundaki eğriliğin düzeltilmesi idi. Yalnız bir sorun vardı; o da bayanın burnunun inanılmaz bir şekilde düzgün olmasıydı... Haydi buyurun!

En iyisi hastanın bir resmini alıp bilgisayarda kendisine göstereyim dedim. Böylece burnunun eğri olmadığını görür..

Bir kaç resmini alıp bilgisayara yükledim. Tam önden çekilmiş bir resmini gösterip nesinden şikayetçi olduğunu tekrar sordum.. Eğriliğin düzeltilmesini istediğini söyledi.. Bunun üzerine bir A4 kağıdı alıp ekrandaki hasta resminin yarısını kağıtla kapattım; kağıdın kenarı tam burnun ortasından geçiyordu ve burnun düz olduğu açık seçik görülüyordu. Hastaya eğriliğin nerede olduğunu, neyin düzeltilmesini istediğini sordum; burnunun gerçekten dümdüz olduğunu söyledim. Bana cevabı şu oldu: "Görmüyor musunuz, eğri işte!!" Bunu söylerken, nasıl olur da görmezsiniz, kör müsünüz dercesine bir ses tonu ile söyledi..! Ses tonuyla aşağıladı beni..

Bu hasta dört dörtlük bir "beden algı bozukluğu hastası" idi. Bu hastalar dış görünüşlerini bizim gördüğümüz gibi görmezler. Deforme algılarlar.

Burnunun ortasına cetvel tutup dümdüz bir buruna sahip olduklarını gösterseniz bile hasta halen burnunun eğri olduğunu iddia edebiliyor..

Aldığım ders: Bu hasta bana, hastaya, kendisinde beden algı bozukluğu olduğunu anlatmanın da çok zor olduğunu öğrettti çünkü anlatamadım burnunda sorun olmadığını. Bu hastalar kesinlikle ameliyat edilmemelidir, çünkü düzgün bir sonuç elde etseniz bile o, kendisini sizin gördüğünüz gibi görmeyecektir; ve kesinlikle memnun olmayacaktır.

----------

HASTANIN ŞİKAYETİ O TAHMİN ETTİĞİNİZ ŞEY OLMAYABİLİR

Bazen bir hasta görürsünüz ve hemen ilk gözünüze çarpan estetik kusurdan şikayetçi olduğunu düşünürsünüz; ama aslında sorunu bambaşkadır..

Bursa tıp fakültesi plastik cerrahi polikliniğinde o gün poliklinikçi bendim. Kapıdan bir bayan ve eşi girdi. Bayanın o kadar büyük bir burnu vardı ki, bugün bile, erkek hastalar dahil, o kadar büyük burunlu birini görmedim. Tamam dedim, bir burun estetiği vakası.

Son derece aptalca bir şekilde "İsteğiniz burun estetiği sanırım" diye lafa başladım. Çok şaşırdılar. "Neden?" diye sordular. Hastanın burnu ile ilgili hiç bir şikayeti yoktu. Eşi de, bayanın burnundan memnun olduğunu söyledi. Tüm istedikleri bayanın boynundaki ufak et benlerinin alınması idi.

Aldığım ders: Bu vakada, insanların estetik kusurlarının olmasının, onların bu kusurlardan rahatsız olduklarını göstermediğini öğrendim. Bir insanın çok büyük yada şekilsiz bir burnu olabilir ama bunu hiç dert etmeyebilir. Biz plastik cerrahların amacı, kişileri rahatsız oldukları estetik kusurlardan kurtarmak olmalı. İnsanlar estetik kusurları olsa da, bundan rahatsız değillerse, biz bu kusuru hiç sebepsiz yere kafalarına sokmamalıyız. Bu sadece, hastaların mutsuz olmasına yol açar.

Bu vakadan beri hiç bir hastada söze olası şikayeti ile başlamıyorum; sadece ne gibi bir istekleri olduğunu soruyorum.

Bu noktada şunu da belirtmeliyim; burun estetiği için gelmiş bir hastanın çene ucu küçük ise bu hastaya burun estetiği ile birlikte çene ucuna da büyütme yapılırsa sonucun daha iyi olacağını söylemek gerekir. Hastanın istekleri konusunda biz kılavuz olmalıyız. Bu gibi bir teklif, 'ameliyat satmak' değildir; çünkü burun estetiği ve çene ucu estetiği birbirini tamamlayan ameliyatlardır; kişinin ihtiyacı varsa burun estetiğinin çene ucu estetiği ile birlikte yapılmasını hastaya önermeliyiz. Biz uzman doktoruz, bu konuda bilgimiz vardır; hasta ise çene ucundaki sorun da giderilirse sonucun daha iyi olacağını bilmez. Bu yüzden bu gibi durumlarda hastaya yol göstermeliyiz. Ama, hasta bize burun estetiği için gelmiş olsun. Bu hastaya meme estetiği de önermek 'ameliyat satmaya çalışmaktır'... Bu ikisi birbirlerini tamamlayan ameliyatlar değildir..

------------

HASTAMIN BAŞINA GELENLER

Revizyon ameliyatı yapmamış meslektaşım yoktur; hele burun estetiği söz konusu ise.. Burun estetiklerinde yaklaşık 10 hastadan birinde revizyon ihtiyacı olur. Bu oran tüm dünyada da böyledir. Pek tabii benim rinoplasti vakalarımda da revizyona ihtiyacı olanlar çıkıyordu (2010 civarında burun estetiğini bıraktım). Bir revizyon vakam ameliyat için geri geldiğinde revizyon ameliyatını planlamak için bir arkadaşımın da fikrini almak istedim. Hastamı randevu alarak bu arkadaşımın muayenehanesine gönderdim. Daha sonra bana uğrayan hastamın anlattıkları çok komikti..

Hastam; diyelim ki adı Ahmet Mehmet olsun. Arkadaşımın muayenehanesine gitmiş ve sekretere adını söylemiş; ben Ahmet Mehmet, doktor bey beni bekliyordu diye.. Adını söyler söylemez arkada, bekleme salonunda oturan 2 sivil polis hemen kolundan tuttukları gibi hastamı yan odaya almışlar ve bayağı bir sorgulamışlar. Olayın aslı sonradan anlaşılmış..

Meğer benim hastamla (adına Ahmet Mehmet demiştik ya.) aynı isim soyadında başka bir hasta, daha önce arkadaşım olan plastik cerraha ameliyat olmuş. Bu adam meğer aranan birisi imiş ve geçirdiği ameliyat görünüşünü değiştirecek kadar kapsamlı imiş. Bu yüzden kontrole gelir diye ekipler orada gün boyu nöbet tutuyormuş. Benim hastam da gidip adını söyler söylemez (aranan kişi ile aynı isim soyadında), polisler aradıkları şahıs zannederek onu hemen yan odaya sorguya almışlar..

Aldığım ders: Bu olay da gösteriyor ki, kanunen bir zorunluluğumuz yoksa da görünümü değiştirecek kadar kapsamlı bir ameliyat yapacaksak, hastanın aranmadığından emin olmalıyız..

--------------

ESTETİK AMELİYAT OLACAKSINIZ... KENDİNİZ İÇİN OLDUĞUNUZA EMİNSİNİZ DEĞİL Mİ?

Bir gün bir bayan muayenehaneme başvurdu. Bacak estetiği olmak istiyordu ama silikon implantla bacak şekillendirme değil. Zaten silikon implantla bacak şekillendirme ameliyatını başka bir klinikte olmuştu. Benim de aklıma ilk gelen, yapılan ameliyatın sonucunda kötü bir görüntü oluştuğu ve hastanın revizyon amacıyla bana başvurduğu oldu. Arada bir, başka kliniklerde yapılmış ve kötü sonuçlanmış bacak estetiği vakaları bana başvuruyor. Bu vakaları revizyon ameliyatına alıyorum ve bazen implantları çıkarıyorum, bazen de yeni ve daha uygun olanlarla değiştiriyorum.

Bu bayan, implantların çıkarılması için bana başvurmuştu. "Bacaklarınızı görebilir miyim?" dediğimde şaşkınlığım daha da arttı. Yapılan ameliyat oldukça güzel bir sonuç vermişti ve hastanın bacaklarında hiç de kötü bir görünüm yoktu. "Neden bacak implantlarını çıkarttırmak istediğini" sorduğumda bana çok dramatik bir hikaye anlattı. Evli iken kocası sürekli bacaklarının inceliğinden şikayetçi imiş ve sonunda bayan bu ameliyatı olmuş. Yani bacak implantları ile bacak şekillendirme ameliyatını sadece kocası için olmuş. Daha sonra ise boşanmışlar. Bayan artık kocasını hatırlatan hiç bir şeyi hayatında istemiyordu ve bu implantlardan bir an önce kurtulmak istiyordu. Ben, bacaklarının son derece iyi göründüğünü ve implantları çıkarmak için tıbbi bir sebep olmadığını, hazır böyle güzel bir sonuç alınmışken kalabileceklerini belirtsem de bayan "Bu implantlardan bir an önce kurtulmak istiyorum" şeklinde isteğini tekrarladı. Hatta, ameliyattan sonra implantları alabileceğini söylesem de istemedi ve "Atın onları" dedi.

Bu bayan evliyken bana gelse ve durumunu anlatıp bu ameliyatı olmak istese, 'Bu ameliyatı olmayın' derdim. Çünkü tecrübe ile sabit: "Estetik ameliyatı sadece kendi isteği ile olan hastalar memnun olur. Başkasının telkinleri ile zoraki böyle bir ameliyat olan hastalar ise eninde sonunda mutsuz oluyor; hatta bu örnekteki gibi ameliyat iyi sonlanmış olsa bile hasta eski haline dönmek isteyebiliyor."

Aldığım ders: Ayrıca bu örnekteki gibi, eşin bu tarz şikayetleri (bacakların ince, saçın dökük, göbeğin var, göğüslerin küçük gibi) genellikle bahane oluyor. Boşanma olacaksa estetik ameliyat olmak bunu önleyemiyor.

Yeri gelmişken şu noktaya da dikkatinizi çekeyim: Estetik ameliyat olmak boşanmayı önlemediği gibi, boşandıktan sonraki dönemde de (kısa vadede) estetik ameliyata karar vermek pek doğru bir karar değil bence. Boşanma olayı kişide (ilk başlarda fark etmese de) ciddi bir travma yaratıyor ve iz bırakıyor. Bu yüzden boşanmanın hemen ardından estetik ameliyata karar vermek bence pek doğru bir karar değil. Biraz zamana bırakın. Travmanın etkilerini bir atlatın, zihninizde sular durulsun, daha sağlıklı düşünmeye başladığınızda, hayatınıza yeni bir yön verdiğinizde estetik ameliyat olmayı tekrar düşünebilirsiniz; ama hemen boşanmanın peşinden estetik ameliyat olmaya karar vermek, sarhoşken söz vermeye (yada senet imzalamaya) benzer. Uzun vadede memnuniyetsizlikle sonuçlanma ihtimali fazladır. Yıllar önce İngiltere'de çok sayıda şubesi olan bir estetik cerrahi klinikleri zinciri, "yeni boşanmış kadınlar için özel estetik ameliyatları kampanyası" yapmıştı. Çok sayıda estetik ameliyatı uygun bir fiyata yapıyorlardı. Bence iğrenç bir pazarlama numarası idi. Boşanmanın travmasını atlatamamış, daha yeni boşanmış kadınları kendine gelmeden, şaşkınken kandırmaktan başka bir şey değildir. Zaten İngiliz plastik cerrahi derneği o estetik kliniği zincirini kınadığını açıklamıştı.. Biz tüccar değiliz, doktoruz. Amacımız para kazanmak olsa da ondan daha da önemlisi doğru hastaya doğru ameliyatı doğru zamanda yapmak olmalı. Psikolojik bir travma atlatmış birine o dönemde estetik ameliyat yapılmamalı.

------------

Estetik cerrahi üzerine ilginç anılar bitmez. Gelecek yazıda estetik cerrahi anılarıma devam edeceğim. Gelecek yazı sanırım daha ilginç olacak.. Özel sağlık kurumlarında karşılaştığım "Uğur Dündarlık" olayları ise 4. yazıda paylaşacağım sizinle.. Görüşmek üzere..

Op. Dr. Oytun İdil

0533 5690649

oytunmd@gmail.com

www.peniscerrahisi.com

www.kozmetikcerrahi.com