15.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Sevgi olmadan seks de olabileceğini herkes bilir, peki ya seks olmadan aşk olabilir mi? "Seks ayrım yapmaz. Bir ‘kadın’ ister. İsteklerinde alçak gönüllüdür. Oysa sevgi, her zaman seçim yapar. ‘Şu kadını’ ister ve başkasına dönüp bakmaz." Bu sözler, "Seks olmadan sevgi olabilir" iddiasını ortaya atan Dr. Theodor Reik’e ait. Psikanalizmin babası Freud’la tam 30 yıl çalışmış olan Reik’in iddiası, kadınlar ve erkekler arasında tartışılacaktır elbette...
Yıllarca sevdiğine kavuşamayan bir kişi, ömür boyu sevdiğine tutkuyla bağlı kalabilecek midir, yoksa sonunda gönlünü başkasına mı verecektir? "Gözden ırak gönülden de ırak olur" sözü doğru mu, yoksa romanlarda okuduklarımızın gerçek aşk hikâyeleri olduğuna inanmalı mıyız?
Pek çok kadın, severek evlendiği kocasını ve çocuğunu bırakıp kaçmadı mı? Kocalarını seviyorlardı da âşık mı değildi bu kadınlar, terk eden adamlar?
Sevgi umursar
Aşk cinsellik mi demekti ve cinsellik sevgiden ayrı mı tutulmalıydı öyleyse? Tarih boyunca pek çok düşünür aşkla ilgili sorulara yanıt aradı. Sigmund Freud’dan Erich Fromm’a, Simone de Beauvoir’dan, Albert Camus’ye, Tolstoy’a kadar pek çok kimse aşkı yazdı, onun üzerine kavramları tartıştı. Pek çok kişinin, özellikle de kadınların hemen itiraz edeceği Reik’in bu iddiası neye dayanıyor? Âşık bir çiftin sevişmeden de aşklarını koruyabileceklerini öne süren Reik, bu konuda şunları söylüyor:
"Psikanalistlerin sevgi olmadan seks olabileceği konusunda hiç kuşkuları yoktur. Onların bu kadar şiddetle itiraz ettikleri seks olmadan sevgi olabilmesidir. Seks başlangıçta nesnesizdir, sevgi ise kesinlikle nesnesiz değildir. Bir ben ile sen arasında duygusal ilişki vardır. Seks doygunluk, sevgi ise mutluluk arar. Seks, nesnesi konusunda umursamaz olabilir, sevgi olamaz."
Seks bencildir
Reik, cinselliğin sevginin ilk hedefinden saptırılmış hali olduğunu savunan ustasından, Freud’dan çok daha farklı düşünüyor. Reik’e göre, cinsellik nesneden yoksun, oysa sevgide iki kişi arasındaki bir duygudan söz ediliyor. Reik, bu konuda şunları söylüyor:
"Kişiliksiz sevgi diye bir şey yoktur. Cinsel bakımdan istenen insanla, kendisine tapılan insan, yani cinsel nesneyle sevgi nesnesi iki ayrı kimse olabilir. Seks bencildir, sevgi ise hiçbir zaman o kadar bencil olamaz. Doyuma vardıktan sonra seks nesnesi önemsiz, sıkıcı ve hatta nefreti gerektiren bir şey haline dönüşebilir. Sevilmeyen biriyle seks yaşanabilir. Aynı şekilde seks olmadan sevgi de devam edebilir. Cinsel istekleri çoktan sönmüş olmasına rağmen birbirlerini hala seven çiftler vardır."
Gerçi bizde "Gözden ırak, gönülden de ırak olur" derler, ama pek çok düşünür tam tersini savunmuş ve aşk için arada engellerin bulunması gerektiğini yazmış. İşte düşünürlerin görüşleri:
Simone de Beauvoir:
"Aşk genellikle evlilik dışında gelişir ve çiçeklenir. Bütün bir hayatın aşka adanmasının en ünlü örneklerinden olan Juliette Drouet, Victor Hugo’ya onu sonsuza dek beklediğini yazmaktadır. Hugo, Juliette’i, koruyucusu Prens Demidow’dan ayırdıktan sonra, eski dostlarından biriyle ilişki kurmasından korktuğu için tam 12 yıl küçücük bir dairede kapalı tutmuş ve tek başına sokağa çıkmasını yasaklamıştı. Daha sonra kadın yalnız aşığı için yaşadığı halde onu pek az görebilmiştir."
Denis de Rougemont (‘Batı Dünyasında Aşk’ın yazarı):
"Özü gereğince romantiklik - evliliğe ulaştırmış olsa bile - evlilikle bağdaşmaz. Çünkü romantiklik engeller, gecikmeler ve hayallerle yaşadığı halde, evliliğin en başta gelen görevi bu engelleri azaltıp yok etmektir. Romantiklik üzerine kurulan evliliğin akla yakın ve normal sonucu boşanmadır; çünkü evlilik romantikliği öldürür. Troubadourların şiirlerinde ısrarla rastlanan bir deyim, bize bunun anlamını verecektir. "L’Amour de Long", yani uzak aşk, uzak mesafelerle bölünmüş aşk, engellerin doyurulmasının önlediği, hayalin yaşattığı aşk."
Yoko Ono ve John Lennon
Beatles grubunun solisti John Lennon, Japon sanatçı Yoko Ono’ya âşık olup evlenince grup dağıldı. Milyonlarca Beatles hayranı Ono’yu ‘Japon Cadısı’ ilan edip lanetledi. Bu delicesine tutku, 1980’de bir fanatiğin namlusundan çıkan kurşunlara hedef olan Lennon’un ölümüyle noktalandı.
Salvador Dali ile tanışıp sınırsız bir aşka sürüklenen Rus ressam Gala, severek evlendiği eşiyle çocuğunu bırakıp çılgın ressama koştu. Dali ile çılgınlıklarla dolu 50 yıl geçiren Gala, bu aşktan hiçbir zaman pişmanlık duymadı.
Fransa İmparatoru Napolyon, 27 yaşındayken, kendinden 5 yaş büyük olan dul Josephine’e âşık oldu. Josephine ise eğlence düşkünü olduğundan ülkeleri dize getiren Napolyon’u hep küçümsedi. Napolyon’un sevgisi, karısının kusurlarını görmesine de engel oldu. Ondan boşandıktan sonra bu sevgiyi söküp atmak pek kolay olmadı ama karşısına Emilie çıkınca kalbi yine çarpmaya başladı. Üstelik bu aşk Josephine ile olduğu gibi tek değil, çift taraflıydı.
Begüm K. (36 yaşında, öğretmen):
"Kocamı çok sevdiğim halde, istemeden aldattım. Çünkü sevgi ve aşkın farklı duygular olduğuna inanıyorum. Üniversiteyi bitirdiğim yıl, bir öğretim görevlisiyle evlendim. Ona çok saygı duyuyor, onu çok seviyordum. Onu çok sevdiğim halde ona hiç âşık olmadım. Aslında önceleri bunun farkında değildim. Evliliğimizin 7’nci yılında, bana hiç yakıştıramadıkları, üniversite bile bitirmemiş biriyle bir ilişkim oldu. Kocamı, onun kadar kültürlü olmayan, düşük eğitimli, hiçbir işte dikiş tutturamayan biriyle aldatıyordum.
‘Hastalık haline geldi’
Bir arkadaşımın arkadaşıydı. Evli olduğumu bildiği halde bana ilgi gösterdi. Nedenini bilmiyorum, ‘evet’ demedim ama onu hayatımdan da çıkarmadım. Bir yıl boyunca sadece telefonlaştık. Ondan hoşlanmam için görünürde hiçbir neden yoktu. Kocamdan daha yakışıklı ya da genç filan da değildi. Ama tuhaf bir şekilde onunla telefonda konuşurken heyecan duyuyordum. Sanırım onunla böyle gizli görüşmek beni cinsel yönden de heyecanlandırıyordu. Ama sonra çevremin tepkisini çekmekten kortuğum için onunla ilişkimi kestim. Her an onu düşünüyor, ağlıyordum. Aşkın bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Hiçbir nedeni yok belki de. Belki de sadece cinsel uyumdur aşk. Onu sevdiğimi söylemiyorum ama ona âşık oldum. Çünkü bu bir tutku. Bu olay kocamdan daha da soğumama neden oldu ve aramızda hiçbir sorun olmadığı halde, sonuçta ondan boşandım. Bir süre sonra onunla tekrar görüşmeye başladık. Kocama hiç âşık olmamıştım ama ona âşık oldum. Onun için her şeyi feda etmeye hazırdım. Boşandıktan sonra, kızımın bakımını da kocama bıraktım. Bu olay nedeniyle çevremdeki bazı kişilerce kötü gözle görünmeye başladığımı biliyorum. Kimse böyle bir adamla olmama bir anlam veremedi. Ama tarihte de bunun pek çok örneği var. Kocasını, her şeyini aşkı uğruna feda eden kadınlardan biri olmak istedim belki de bilemiyorum. Bazen de bunlar benim başıma gediği için talihsiz biri olduğumu düşünüyorum."
Erdal K. (41 yaşında, avukat):
"Evli olduğum halde arkadaşımın karısına âşık oldum. Hiçbir zaman karımı aldatmayı düşünmedim. Hem de evli bir kadınla, hem de arkadaşımın karısıyla. Ortak bir arkadaşımızın doğum günü partisine eşlerimizle birlikte katılmıştık. Arkadaşımı yıllardır görmüyordum, karısıyla da o gece tanıştım. Aramızda bir duygu alışverişi olduğunu hissettim. Kendimi, yanıldığıma, öyle olmasını istediğim için bu şekilde düşündüğüme inandırmaya çalıştım. Kimse bir şey fark etmedi. Bir daha da uzun süre görüşmedik. Yaklaşık bir ay sonra parti veren arkadaşımın da olduğu bir grupla bir hafta sonu eğlenmeye çıktık. Onlar da gelmişti. Aklım ondaydı. Kendimi durdurmaya çalıştım. Sonra nasıl olduğunu bilmiyorum, üst kata tuvalete gittiğini görünce peşinden yürüdüm. Yukarı çıktığımda durmuş beni beklediğini gördüm ve orada, karım ve onun kocası alt kattayken öpüştük. Rahatsızlık duyuyordum, ama o an pişman olmaktan vazgeçtim. Çünkü hayat bitiyor ve aşkı yakaladığınız yerde peşine düşmelisiniz. Birbirimize telefonlarımızı verdik ve hiçbir şey olmamış gibi aşağıya indik. Yaklaşık bir yıldır bu böyle devam ediyor. Onu aldattığımı düşündüğünü zannetmiyorum, ama sanırım karımın da bana karşı aşkı bitti. Benden hiçbir sevgi talebi yok. Karımı seviyorum, onu üzmek istemem. Ama aşkın içinde cinsellik var ve bu öyle güçlü ki, kontrolünüzü tamamen kaybediyorsunuz. Ve aşk için sevdiğiniz kişiyi feda ediyorsunuz."