Berrin HABERVEREN
Şimdilerde herkes onu konuşuyor, nereye baksanız orada Levent Yüksel. Biz de "Levent Yüksel‘in hiç değinilmemiş bir yönünü konuşalım" dedik. Ne yer, ne içer öğrenmek için birlikte İş Kuleleri‘ndeki Gima‘ya gittik, alışveriş ettik.
Gördük ki market canavarı değil Levent Yüksel. Seçici, yerli markalar ve klasik tadlarla arası çok iyi. Etin yağlısını seviyor, çileğe bayılıyor. Ev işlerinden anlıyor, neyi alacağını iyi biliyor. Aldırmıyorum dese de eline aldığı her üründe etiketi okuyup, ürün kanserojen madde içeriyor mu diye bakıyor.
Makarnasız olmazLevent Yüksel alışverişini kendi yapmayı sevdiği için sık sık marketleri ziyaret ettiğini söylüyor. Arabasına önce tereyağı, peynir atan Levent şekerlemelerin yanına gelince üçer beşer alıyor çikolatalı gofretleri. Anlıyoruz abur cuburları sevdiğini. Gofret ve patates cipsine bayılan Yüksel‘in söylediğine göre buzdolabı bu aralar bomboş. Çok yoğun olduğu için alışveriş yapamayan Yüksel meyve, sebze, makarna ve değişik sosların her zaman evde bulunduğunu söylüyor. "
Yemek pişirmeyi sevmem, hazır yiyecekler tercihim. Fast food olayını çok benimsedim. Açıyorum telefonu eve getiriyorlar ama eğer hiçbiri cevap vermezse iş başa düşüyor. Kendime güzel bir yemek yapıyorum" diyor Levent Yüksel. Biz de merak ediyoruz neymiş bu güzel yemek diye o da başlıyor anlatmaya; "Makarnaaa! Çok severim makarnayı. Hatta tüm hayatımı makarna üzerine kurabilirim. Sosunu da kendim hazırlıyorum makarna haşlanırken. Kremanın içine dilimlenmiş mantarla, fesleğen tozu ekleyip karıştırıyorum. Biraz da doğranmış jambon koyuyorum. Bir kaşık kadar bezelye, tuz ve karabiber ekledikten sonra iyice pişiriyorum. Sonra doğruca makarnanın üzerine boşaltıyorumö.
Markette gezerken ev işleriyle arasının iyi olduğu dikkatimizi çekiyor. Çünkü her ürünle ilgili bilgisi var, "bu ürün şöyle bu ürün böyleö diye" yorumlar yapıyor. Giydiklerinin iyi görünmesine önem verdiğinden olsa gerek ‘colormatik’ deterjan tercih ediyor. Raflar arasında dolaşırken fiyatlara bakmadığı dikkatimizi çekiyor.
Soruyoruz. Bakmam diyor. Hemen arkasından promosyon amaçlı, hediyeli şeyleri tercih ettiğini söylüyor.
Uludağ içerimİçeceklerin bulunduğu reyona geldiğimizde elini hemen gazozlara doğru uzatıyor. Hangi marka dediğimizde Uludağ ve Çamlıca diye yanıtlıyor. Sonra başlıyor içeceklerle ilgili konuşmaya: "Gazoz dışında Coca Cola içerim. Sodalarda da klasikçiyim. Uludağ soda. Sade olacak yani meyvelilerinden değil. Alkolle aram pek yok. Konsantre meyve sularından hoşlanırım, nektar. Diğerlerinin büyük kısmı kanserojen E330 içeriyor. Su hiç içmiyorum. 19 litrelik su alıyorum eve, bir ay gidiyor bana." Kanserojen E330 deyince şaşırıyoruz. "Nasıl yani, siz her aldığınız üründe bakar mısınız kanserojen madde içerip içermediğine" deyince gülüyor. "Eh işte, bakmaya çalışıyorum. Ama marketteki
yüzde 90 şeyin içinde var bu maddeler. Aslında çok da umurumda değil. Ama sürekli kafamıza vurulduğu için aman almayın, şöyle yapmayın diye bakıyorum. Anneannem zararlı denen bol tereyağlı, acılı şeyler yapar, önümüze koyardı. Bizde yerdik onları, bayağı geç bir yaşta vefat etti. Onun gibi yapıyorum ben de" diye yanıtlıyor bizi.
Tatlı olsun çamurdan olsunEtlerin yanına yaklaşınca soruyoruz et, tavuk,
balık diye. Kesinlikle et diye yanıtlıyor bizi. Tavuktan nefret ettiğini, balık sevdiğini ama evde pişirmekten hoşlanmadığını söylüyor. Kırmızı etlerde ayrım yapmadığını söyleyen Levent, reyon görevlisine etin en yağlısını gösteriyor. Sonra bize dönüp ekliyor, "Etin yağlısını severim." Deli danayı hatırlatıyoruz hemen. Kahkaha atıyor: "Tabii korkuyorum deli dana olacağım diye! Hastalıktı değil mi o?"
Kahvaltı sofrasını merak ediyoruz. Yemek yemeği bu kadar seven birinin sofrasında kimbilir neler bulunur? Bizi çok şaşırtıyor. Çünkü kahvaltı etmekten hiç hoşlanmıyor, kahvaltı sofrasında kahve dışında hiçbir şey bulunmadığını anlatıyor. "Ayda, yılda bir kez brunch‘a gitmeyi severim" deyip ekliyor. "Ona da kahvaltı demek çok yersiz olur."
"Yemediği bir şey var mı acaba" sorusunu ona yönelttiğimizde düşünüyor biraz. Sonra sıralıyor. "Enginar, kerevizin yaprakları ve tavuklu yiyecekler. Bunlar dışında her şeyi yiyebilen bir insanım. Pisboğazlık derler ya. Yemek yeme zevkinden de öte birşey benimkisi." Ona son olarak "nelere bayılırsın" diyoruz. "Sucuğa bayılırım. Sonra çilek. Puding‘in her türlüsünü severim. Bir de tatlı. Sütlü hamurişi ayırımım yok. Tatlı olsun da çamurdan olsun. Ama en çok krem karameli severimö diyor.