Transatlantikle seçime girdi!

İtalya’da yerel seçim heyecanı; propagandasını Excellent’la yürüten `zenginlerin sözcüsü’ hem `yüzüyor’ hem de yapılan eleştirilere gülüyor!


Uzunluğu 202, genişliği 28, yüksekliği ise 31 metre. Ağırlığı 30 bin ton. Burası, İtalya’da spora ve siyasete damgasını vuran, eski başbakan, Polo Partisi lideri Silvio Berlusconi’nin “mini" seçim bürosu. 16 Nisan’da gerçekleşecek bölgesel seçimler için büyük bir atağa kalkan Berlusconi, ülkeyi havadan, karadan değil, denizden propaganda bombardımanına tuttu. “Çizmeöyi, transatlantik yavrusu Excellent ile Akdeniz mavisinden kıyı kıyı tarayan Berlusconi’nin yüzen seçim bürosu rakiplerini çileden çıkardı.
İlk büyük tepki Başbakan Massio d’Alema’dan geldi; görgüsüz.
Bitmedi, Panorama dergisinin haberine göre, Livorno rıhtımında herkesin ilgi odağı olan gemi baskına uğradı. Rifondazione Comunista Partisi’nden bir grup, küçük bir tekneyle yanaştıkları Excellent’a, kızıl bayraklarla çıktı. “Senin bir gemi dolusu paran olabilir, ama bizim de bir deniz dolusu düşüncemiz var!" diyen komünistler, Berlusconi’yi protesto etti.
Ancak eleştirilere gülüp geçen “Forza İtalyaönın süper gemisi inadına demir almadı.

Çizme’yi turladı

Excellent’la Çizme’yi baştan başa turlayan Berlusconi’nin, hangi limana yanaşsa olay yaratan renkli tanıtımı medyada payına düşeni ise fazlasıyla aldı.
Protestolar ve alkışlar karşısında sessiz kalamayan İtalyan basını, bu kampanyayla ilgili haberlere yasaların öngördüğü sınırların ötesinde yer verdi. Berlusconi ise her fırsatta, “Evet zengin olduğumuz doğru! Ama fikren ve sözlerimizi gerçekleştirmek açısından zenginiz" sözleriyle kendini savundu.
Aslında Excellent, ikiye bölünmüş bir İtalya’nın simgesi. Bir yanda Polo’nun temsil ettiği zenginler, diğer tarafta her sabah ofis ya da fabrikanın yolunu tutan orta sınıf.
Psikoanalist Lella Bellocchio gelişmeleri şöyle yorumladı: “Bugün moda kısa yoldan para kazanarak köşeyi dönmek. Bunu başaramayan kişide öfke ve kıskançlık gibi tepkiler gözlemek mümkün."

Karşıt kavramlar

Venedik Üniversitesi’nden felsefe profesörü Emanuele Severino da olayı farklı bir açıdan değerlendirdi: “Excellent, zengin - fakir ayrımcılığından çok, Marksizm ve kilise doktrini kavramlarının karşı karşıya gelişini ifade ediyor."
Dünyada daha önce gerçekleştirilen seçim kampanyalarına bakıldığında John Kennedy’nin uçaklarla bir tanıtıma gittiği, F. Roosevelt’in treni tercih ettiği görülüyor.

Bizde; uçak, helikopter ve otobüs

Eskiden seçim kampanyalarını “sınırlı" harcamalarla ve “dededen kalma" yöntemlerle yürüten siyasi partiler, 12 Eylül sonrasında geleceklerini profesyonel ellere teslim etti.
Türkiye’de, reklam ve halkla ilişkiler şirketleriyle birlikte çalışma yürütmeye başlayan ilk siyasi parti ANAP ve lideri Turgut Özal’dı. Ardından, Türkiye’deki seçim kampanyalarına teknolojinin son ürünü iletişim araçları da girmeye başladı.

Kim ne kullanıyor?

DSP Lideri Bülent Ecevit: DSP otobüsü veya özel dizayn edilmiş çalışma masası ve faksı olan beyaz Ford minibüs tercih ediyor.

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Uzak yerlere tarifeli uçak tercih ediyor. İl içinde makam otomobilini kullanıyor.

FP Lideri Recai Kutan: Uzak illere helikopterle giderken, şehiriçinde makam otomobiliyle dolaşıyor.

ANAP Lideri Mesut Yılmaz: Özel küçük uçak tercih ediyor. Şehiriçinde ise “Petek" otobüsüyle propaganda çalışmalarını sürdürüyor.

DYP Lideri Tansu Çiller: Özel uçak ve helikopter kiralamayı tercih ediyor. Kentte “Ana", “Kırat" ve “Demirkırat" otobüslerinden biriyle tur atıyor.

CHP Lideri Altan Öymen: Uzak illere tarifeli uçakla giderken, şehiriçinde “Ata - 1" otobüsünü kullanıyor.

D’Alema kızdı

Yerel seçimlere hazırlanan İtalyan Başbakanı Massimo d’Alema, rakip parti lideri Berlusconi’nin çalışmalarını ihtişamlı bir gemiden yürütmesine sessiz kalamadı. Başbakan, Polo Partisi liderini “görgüsüz" olmakla eleştirdi.

Eleştirilere aldırmıyor

Seçim öncesi ülkenin gündemine transatlantiği ile oturan Polo Partisi Lideri Silvio Berlusconi bildiği yolda ilerlemekte kararlı. Kampanyasını tüm ihtişamıyla sürdürüyor.