Editörün SeçtikleriVehbi Koç ve evlatları

Vehbi Koç ve evlatları

25.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Vehbi Koç ve evlatları

Vehbi Koç ve evlatları


Vehbi Koç ve evlatları
VEHBİ Koç'un en küçük kızı Suna Kıraç... Koç Holding Yönetim Kurulu'nda Rahmi Koç Yönetim Kurulu Başkanı, ablaları Semahat Arsel ile Sevgi Gönül, Yönetim Kurulu üyesi olarak görevliler... En küçük kardeş Suna Kıraç ise hem Yönetim Kurulu Başkan Vekili, hem de en üst düzey yönetim noktası olan Yönetim Komitesi üyesi.
Öğrenimini tamamladıktan hemen sonra iş hayatına başlayan Suna Kıraç, babası Vehbi Koç'un yanından hiç ayrılmamış, gece gündüz bir dev sanayiin oluşumunu, soluk soluğa büyümenin inişli çıkışlı heyecanını beraber duymuş, beraber yaşamış.
Vehbi Koç'un en eski ortaklarından Bernar Nahum şöyle söylüyor:
"Vehbi Koç'un sağ kolunun kim olduğu çok konuşulmuş, çok yazılmıştır ama hiç kimse tam anlamıyla bu unvanı kazanmış değildir. Çünkü karakter formasyonu itibariyle Vehbi Koç'un sağ kolu ancak bizatihi kendisidir... Her kaidenin bir istisnası bulunduğundan eğer bir sağ koldan bahsedilirse bu insan Suna Kıraç olabilir."
Öte yandan Koç ailesinin çok yakını ve Koç Holding'in en üst düzeyinde görevler alan Can Kıraç kitabında şu gözlemlere yer veriyor:
"Kim ne derse desin baba - kızın ortak yanları var. Sorumluluk taşıma yetenekleri ve çalışma tempoları, yöntemleri... Mesela not tutma merakları bile aynıdır... İnsanlardan şüphelenme veya onlara güven duyma müşterek duyguları... Olayların parasal yönlerini bile baba - kız aynı biçimde düşünürler..."
İşte bu şekilde Suna Kıraç'ın kısaca portresini çizmeye çalıştıktan sonra, Vehbi Koç'un ölümünün 3'üncü yıldönümü nedeniyle ricamızı kırmayarak bu yazı dizisini yapabilmemize zaman ayırdığı için kendisine teşekkür ediyorum...
Şimdi buyurun, Suna Kıraç'ın ağzından babası Vehbi Koç'un düşüncelerini, anılarını dinleyelim...

Y. Ç.

Koç'un sır mektubu

SUNA Kıraç ile Nakkaştepe'de adeta bir ev havası verilmiş, ünlü ressamların tabloları, Osmanlı sanatının en güzel hat örnekleri ile donatılmış, ama yine de mütevazı geniş çalışma odasında karşı karşıya oturduk konuşuyoruz...
Kim bilir, henüz birkaç yıl önce Vehbi Koç kaç kez kızının odasına gelmiş, işler hakkında bilgi almış ve sohbet etmiştir? Kim bilir ne öğütler vermiştir diye düşündüm ve fazla uzatmadan sordum: Çocukluk yıllarından başladık.
Suna Kıraç heyecanını belli etmedi ama o an belli ki duygu doluydu... Geçmiş yılları anımsamaya çalıştı.
- "Babamın aramızdan ayrılışının 3'üncü yılında yokluğunu daha çok hissediyoruz. Zaman geçtikçe acılar külleniyor, ancak özlem artıyor, eksikliği daha çok hissediliyor.
Babam duygularını saklayan, hislerine hükmeden, insanlara ve özellikle çocuklara olan sevgisini göstermenin zaafiyet olduğunu kabul eden bir kişiliğe sahipti. Sevgisini göstermezdi ama bizler hepimizi çok sevdiğini bilirdik.
Bizlere yaşamının son günlerine kadar yol gösterici olmaya, nasihat etmeye, duyduğu, karşılaştığı olaylardan örnekler vermeye devam etti.
Vehbi Koç zaman zaman hatırlanacak, muayyen günlerde anılacak bir kişi değildir. Bana göre hedef ve ilkeleri ile gerek Türk iş alemine Koç Topluluğu'na, gerekse çocukları olarak bizlere damgasını vurmuş bir kişidir.

Babam sevgisini göstermezdi ama!

Biz dört kardeş, Ankara Keçiören'deki bugün müze haline getirilen evde aynı odada doğmuşuz. Önce ilk kız Semahat Arsel, sonra ailenin tek erkeği Rahmi Koç, arkadan Sevgi Gönül, nihayet savaş yıllarında ben dünyaya gelmişim... Mutlu bir çocukluğumuz oldu. Temiz hava alarak, bağlarda, bahçelerde koşarak, ağacından kiraz ve dut yiyerek büyüdük. Bugünkü bilgisayarlar, TV'ler, haberleşme imkanları yoktu ama sanki daha sıhhatli, daha mutlu, daha dengeli idik. Sırasıyla hepimiz Ankara'da aynı ilkokulda okuduk. Ortaöğrenimimizi yine aynı okulda ama bu kez İstanbul'da Robert Kolej'de yaptık. Daha sonra yollar ayrıldı."
- Vehbi Bey ile ilişkileriniz nasıldı çocukluğunuzda, mesela dizlerine alır sizleri öper miydi?
- "Babamla aramızda her zaman bir mesafe vardı. Dolayısıyla çocukluk anılarımı parça parça değil, bir bütün olarak hatırlıyorum. Babam, Ankaralı, geleneklerine bağlı bir aileden gelmiş ve o kurallara göre yetişmiş. O kurallara göre de babalar çocuklarına olan sevgilerini ancak onlar uyuduklarında gösterirlermiş."

Yetişmemizde annemizin etkisi

Suna Kıraç bir an o günleri tekrar yaşıyormuş gibi mutlu gülümsedi ve devam etti:
- "Annemden, babamın beni Amerika seyahatine çıkarken uykuda öptüğünü duymuş çok mutlu olmuştum. Babamın fotoğraf çektirirken poz vermek dışında biz çocuklarını kucağına alıp sevdiğini hiç hatırlamıyorum. Ancak çok iyi hatırladığım, babamın duygularına hükmedemeyip gözyaşlarını önleyemediği ve bana sarılarak ağladığı evlenme törenimdeki halidir. Babam bizlerin yetişmesinde kız çocuk erkek çocuk ayırımı yapmamış, iyi eğitilmemize büyük özen göstermiştir. Kendisi hayatında eksikliğini hissetiği yabancı lisan öğrenmemizi ve o dönemde hızlı daktilo yazma tekniğini kavramamızı ve araba ehliyeti almamızı çok istemiş ve bunları bizlere kazandırmıştır. Yetişmemizle ilgili her türlü karar annemle birlikte alınır, ancak uygulamayı annem yürütürdü."

Savaş ve yokluk yılları

1940 - 50 yıllarında yalnız Türkiye'de değil tüm dünya yokluk içindeydi. Savaş üretimi durdurmuş, zaten fakir olan ülkemizde şeker, gaz, hatta ekmek karneye bağlanmıştı. Bakınız Suna Kıraç çocukluk günlerini nasıl anlatıyor:
- "Çocukluk yıllarımız 2. Dünya Savaşı'nın yokluk dönemine rastlar. O dönemde kurşunkalemlerimiz kutu ile alınır, saklanır ve bizlere teker teker verilirken, daha tasarruflu oluyor diye kalemtıraş yerine çakı ile uçları açılırdı. Silgiler ortadan delinir, kaybolmasın diye boynumuza asılırdı. Tutumlu olmanın ve yerli malı kullanmanın önemi 'Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı' sloganları ile belleklerimize yerleştirilirdi. O dönemde kasalarda mücevher yerine çok zor bulunan ve kıymetli olan kinin saklanırdı. Zira muazzam sıtma salgını vardı. Yine o dönemde bayramların çok büyük coşku ile kutlandığını, babamın o günlere özel bir önem verdiğini, Cumhuriyet balolarının ihtişamını hatırlıyorum."

Koç'un çocuklarına öğütleri

- Babanız ve siz çocukları baş başa kaldığınız zaman veya fırsat buldukça sizlere neler söylerdi?..
- "Babam başlı başına bir okul, her sahada iyi bir hocaydı. Biz çocukları kendimizi bildik bileli kendisinden sözlü ve yazılı öğütler alırdık. Bize yemede, içmede, harcamada, hep ölçülü olmayı, gösterişten kaçınmamızı öğütlerdi ve derdi ki 'Ben daima ölçülü ve dengeli yaşamaya dikkat ettim, çünkü kainatta her şeyin dengeye dayandığına inanırım'. 1995 yılbaşında Rahmi'nin evindeydik, ertesi gün de bizim evde yeni yılın ilk geleneksel aile yemeği yenildi. Hemen ertesi gün şöyle bir mektup aldık..."

Sizlerden sonra çarçur olacak!

Gönderilenler: Bay Rahmi M. Koç
Bn. Suna Kıraç
Gönderen: Vehbi Koç
1. 31 Aralık akşamı yılbaşı münasebeti ile sizin evde yemek yedik.
2. 1 Ocak akşamı da Suna'nın evinde yemek yedik.
İkinizin evinde de o kadar güzel heykeller, tablolar ve levhalar var ki, herhalde bunları uzun seneler sonucu, büyük paralarla temin ettiniz.
Anneniz ölmeden evvel bana şunu söylemişti: "Vehbi Bey, sen ölümünden sonra kendini andıracak birçok eser yaptın, bana bir şey yapmadın. Benim için bir şey yapmanı istiyorum" demişti. Bildiğiniz gibi kısa bir zamanda annenizi kaybettik. Söyledikleri bende iz yaptı ve Büyükdere'deki evi vakfa hibe ettim. Bağışladığım bu binada Sadberk Hanım Müzesi'ni açtık. Bu müzeye şimdiye kadar birçok eserler alındı ve gayet güzel bir müze haline geldi.
Size tavsiyem, noter vasıtası ile birer vasiyetname yapın, bunlar bizim vasiyetnameler gibi Koç Holding'de kasada muhafaza edilsin ve bu eserlerin hepsi Sadberk Hanım Müzesi'ne verilsin. Eğer bunu yapmazsanız, emin olun sizlerden sonra çarçur olacak.
Babanız olarak tavsiyelerimi yazdım. Karar size ait.
cc: Bn. Semahat Arsel
Bn. Sevgi Gönül

- Vehbi Koç'un bir yeni yıl gecesi beraber olduğu evlatlarına ertesi gün gönderdiği bu mektup fevkalade anlamlı fevkalade ilgi çekici değil mi?
- "İkinizin de evinde öyle güzel heykeller, tablolar var ki, bunları herhalde uzun yıllar sonucu büyük paralar ödeyerek temin ettiniz" diyor ... ve sonra bunları bir vasiyetle vakfa veya müzeye verilmesini tavsiye ediyor.
Eğer böyle yapmazsanız sizlerden sonra çarçur olacak diyor, ileriye dönük bir ikaz ile!.. Son olarak da, zorlamıyor; size tavsiyelerimi yazdım, karar size ait tevazuu!.. Aslında evlatlarını sorumluluklarıyla başbaşa bırakıyor!..
Bu tüm varlıklı ailelere örnek olacak anlamlı mektup yemekte beraber oldukları oğlu Rahmi Koç ile küçük kızı Suna Kıraç'a yazılmış, ancak birer kopyasını da diğer kızları Semahat Arsel ile Sevgi Gönül'e gönderiyor ki, onlar da aynı şekilde hareket etsinler, kendilerine pay çıkartsınlar diye!..

En lüks hayatı yaşayabilirdim..

Suna Kıraç 1995 yılının ikinci sabahı aldığı bu aile içi mektubu dışarıya ilk kez açıklarken, babasının önerilerini içtenlikle benimsediğini duyurmanın gururunu taşıyordu...
Konuşmamıza yine Vehbi Koç'un gösterişten, israftan hoşlanmayışını anarak devam ettik... Suna Kıraç babasına ait gözlemlerini şöyle anlattı:
- Babam Vehbi Koç'un hayat tarzı gurur ve gösterişten uzak sade yaşantısı ile bir halk adamı idi. Örf ve ananelerine sadık, dinine bağlı, şivesini bile değiştirmeyen bir Anadolu insanı vasıflarını korudu. Gurur, kibir ve gösterişten uzak kaldı. O büyük bir dünya yaratmaya önem verdiği için 'küçük dünyaları yaratmak' kibrini başkalarına bıraktı. Bakın babamın unutamadığım şu sözleri yaşam tarzını fevkalade isabetli özetliyor:
- "En lüks hayatı yaşayabilir, en lüks yerlerde oturur, en lüks arabalara binebilirdim. Bunların hiçbirini yapmadım. Çocuklarıma ve iş arkadaşlarıma kötü örnek olmak istemedim. Davranışlarımdan dolayı pişmanlık hissine hiç kapılmadım. Hayata bir daha gelsem yaptıklarımı aynen tekrarlar ve devam ettiririm."

YARIN: VEFA DUYGUSU


Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali

Cadde | 01.05.2025 - 09:28

Mehmet Aslantuğ’un oğlu Can Aslantuğ babasının boyunu geçti. Son halini görenler babasının gençliği diyor..

Yazarlar