Cemal Günbaş

Cemal Günbaş

cemalgunbas21@gmail.com

Tüm Yazıları

-Gözlerini kapattığında çocukluğuna dair zihninde canlanan ilk görüntü ne?

Hmm 2 görüntü geldi. Bir tanesi Teşvikiye Camii'nde kuşlara yem veren Merve, diğeri dudağına ruj sürüp gecelikleriyle tüylü topuklu terlikleriyle şarkı söyleyen Merve. 

-Kendinde en çok neyi eleştirirsin?

Sabrım hiç yoktur, sıfır sabır, çok sabırsızım genel olarak. Tahammülüm yok, fevriyim. Bu konuda kendi içimde sıkıntı yaşıyorum aslında. (gülüyor)  

-Yaş aldıkça hayata bakışında değişen şeyler oldu mu? 

Tabii ki oldu. Olgunlaştım mesela. Ben köpeğimi kaybettim Mart ayında, onun gidişi bana çok şey öğretti. Hayatımda içimden gelen duyguları  o anda, özellikle duygusal olanları, kolaylıkla ifade etmemi ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Çünkü bir sonraki “an”ımızı bilmiyoruz. Sadece şu anda bir döngü var, onun içerisindeyiz ve bunun tadını çıkartmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Ve kendi hayatımla ilgili hayallerim konusunda biraz öncelikli olmaya başladım. Ne yapmak istediğimle ilgili önüm açılmaya başladı. Gerçek sevginin ne demek olduğunu bana öğrettiği için de ona teşekkür ediyorum.

Haberin Devamı

Merve Boluğur: Benim tatmin olma isteğim bitti

-Ne güzel! Hayat böyle işte, yaşadıkça büyüyoruz aslında değil mi? 

Evet bir olay bir çok açıdan beni olgunlaştırdı. Hayallerim için artık adım atmam konusunda, yapmak istediklerim hususunda net olmaya başladım. Bununla ilgili de aksiyon almaya başladım gibi bir çok şey var, özellikle duygu konusunda. Çünkü duygularını bazen insan ego yapabiliyor, ifade edemeyebiliyor. Aslında onu söyleyebilmenin çok sağlıklı olduğunu ve asıl gücün o olduğunu anladım.

-Türkiye’de kadın olmak ne demek?

Valla ben cesur, özgür, kafasını yaşayan kadın olmayı tercih ettim çünkü öyleyim. Yaşadığım süre boyunca da aslında kendimi keşfetmeye başladım ve kendimce doğru olan kendi onayımdan geçirdiğim şeyleri uygulamayı başladım. O yüzden bu kafadan çok memnunum. Bu tırnaksa benim için (tırnaklarını gösteriyor) memnun eden okey ben bu tırnağım, saçımı sarı yapmak istiyorsam sarıdır. Bugün şarkı söylemek istiyorsam odur deyip kendi kendime okey verebilecek noktaya geldim. Mesela biraz önce gördün sen de Cemal'ciğim sahneye çıkmak istedim çıktım, herkesi selamladım.  O an içimden o geldi, onu uyguladım. Bana göre hayat bir oyun ve ben de bu oyunu oynadım. Küçüklükte yaptığımız vardı ya; “ÖZGÜRLÜK” o anda Barbie bebeklerimi birbirlerine kavuşturup aşk yaşatıp kafama göre senaryo çizip oynatmak. O yüzden şimdi de bir şey değişmedi o zihinden onları kaldırdığın noktada aslında kendinle buluşmuş oluyorsun biraz da, öyle görmeye başladım ben hayatı.

Haberin Devamı

-Hayatta herkesin bir kırmızı çizgisi var, sizin kırmızı çizginiz nedir?

Valla büyük konuşmak yanlış, onu çok iyi öğrendim. O yüzden açıkçası kırmızı çizgi gibi bir şey değil çünkü bir tekamül burası, bir yolculuk. Bir şey öğreniyorum sonra o dediğim şeyin aksini de yapabiliyorum ya da doğru gelen bir şey yanlış da gelebiliyor. Sadece anın tadını çıkartıp, mümkün olduğunca akışta yaşamaya gayret ediyorum. Tabii ki isteklerim, beklentilerim benim de oluyor, bazen hiç olmuyor. İşte o dönemsel olarak değişkenlik gösterebiliyor ruh halimde. O yüzden açıkçası net bir şey yok şu anda (gülüyor) o kıvama gelmişim demek ki.

Haberin Devamı

Merve Boluğur: Benim tatmin olma isteğim bitti

-Ekranlarda seni seven bu kadar izleyici varken uzaklaşmana bir şey mi sebep oldu? Bu kadar zirvedeyken ara vermen üzdü bizi. (Gerçekten çok özledik kırmızı rujlu vamp kadını) 

Benim tatmin olma isteğim bitti aslında. Çok küçük yaşta çok şey yaşadım, iyi anlamda da kötü anlamda da. Evet güzeldi, bilemiyorum zirve artık onun titri neyse makam-mevki olarak... Evet bir çok şeyi yaşadım, evet tecrübe ettim rol olarak; maddi olarak belki manevi olarak da tatmin olma isteğim bitti orada. Çünkü kendimi tekrar etmeye başlayacaktım, “HAYIR” dedim. Orada hayır dediğim noktada kendimi ifade etme konusunda bile "aman boşveeer" dedim, "Merve! Kendini yaşa, kendini gör, kendini keşfet, check-list yap, ne yapmak istiyorsun? Yeni bir şey yap, bir şey kat..." demeye başladım. Aslında kendimi anlama süreci gibi bir şeydi sonra Youtube kanalı açmak istedim. Kendim nelerden zevk alıyorum biraz da onları önemsemeye başladım. Sonra bu yolculuğun içinde bambaşka yeteneklerimi keşfetmeye başladım, bu da hoşuma gitmeye başladı. Sonra dedim ki benim ihtiyacım olan şey kendi sesimden, kendi nefesimden, kendi dünyamdan bir şeyleri aktarıp artık insanlara sunabilmekmiş bu yola geldim, bu yoldan da memnunum aslında.

-Elinde bir sihirli değnek olsa, bunca yıl emek verdiğin sektörde neyi değiştirmek isterdin?

Benim yaşadığım kafa şöyle bir şey. Ben hayatı hem tatil hem de iş gibi seviyorum. Mesela şöyle örnek vereyim, ben 1 saat Maldivlere gidip tatil yapıyorum. Kamerayı da adam bir yandan eline alacak, bir yandan da beni çekecek, tamam çok güzel oldu. Bir yandan da partileyip eğlenelim. Çünkü hayat bana göre tadını çıkartılacak bir şey, bu bir hediye! Evet bazen engebeli kişiler oluyor,  tabii ki bu içinde olan bir sürü duygu da var, bunlara da hemhal oldum, farkındayım fakat o işi yaparken sonuçta o sunduğun şeyden keyif alabilmen ve kendini rahat hissedebilmen çok önemli. Özellikle bizim gibi oyunculuk, şarkıcılık ya da bu sektörde olan insanlar duygularıyla iş yapan insanlar. Aslında mantığın arka planda, duygunun ön planda olduğu bir iş yapıyoruz. Duygu olarak da kendimi konforlu ve rahat hissetmem çok önemli. Özgür bir alanımın olması da çok önemli o yüzden de ben işlerimi artık böyle tatil hem iş yapabileceğim şekilde icra etmek istiyorum ve yanımda olan arkadaşlarımın da “ya ne güzel , oh mis gibi hissediyoruz” gibi hem maddi hem de manevi tatmin olarak yanımda olmalarını isterim.

-Oyunculuğun harici şarkıcılığa atılman çok ters köşe olmadı mı? Oyunculuğun gibi şarkıcılık kariyerinde ses getirecek mi sence? 

Bence normal bir şeydi. Çünkü ben sanatı birbirine bağlantılı görüyorum. Ben evde resim de yapıyorum, çok keyif alıyorum. Benim en keyif aldığım hobilerimden biridir. Oyunculuk da müzik de paralel sonuçta. Biliyorsun işin içinde sesimizi kullanabilmemiz bir avantaj bizim için. Heykel de, örgü de hepsi birbirine bağlantılı. Dediğim gibi bu benim içimden gelen bir şey ve hep yapmak istediğim bir şeydi çünkü ben kendimde şöyle bir kanal keşfettim. Bir gün sadece duygularımı aktarabilmek, yaşadığım şeyleri yazmak istedim esasında, ilk etapta buydu gelişen... Sonra baktım ben bundan keyif alıyorum, git gide kendime göre bir tarzım oluştu, kendi özgünlüğümü ortaya koyabildim, kadınlığı ya da yaşadığım şeylerde de harmanladığım o Merve’yi kağıda dökebilmeyi başardım. Kısacası kağıda dökebildiğimi anladım. Bu da beni besliyordu, keyif veriyordu. Ee dedim ki "ben bunu yapmaya devam edeyim, sonuçta hoşuma gidiyor" derken senaryosal şeyler kafamda belirmeye başladı. Akabinde oyunculuktan öğrendiğim bilgi birikimimi araştırmaya da çok meraklı olduğum için izlediğim bir takım filmler de bana ilham oldu, onları da sentezleyerek kendi istediğim şeyleri yapma güdüsü de çok fazla olduğu için herhalde bu böyle misyon gibi gelmeye başladı. Yani kalbimden gelen bir sesti ben de dinlemeye başladım. O da insanı ister istemez doğru yola götürüyor gibi geliyor. Fark ettiğim bir şey oldu çünkü, 6 sene önce söyleseler "benim asla işim olmaz der" geçerdim. Ama hayat öyle bir şey ki, içimde bir hazine buldum. Ondan da memnunum.

Merve Boluğur: Benim tatmin olma isteğim bitti

-Seninle ilgili bilinen en büyük yanlış nedir?

Çılgın bir tarafımın olduğu doğru. Canım o anda ne istiyorsa hemen yapma hissiyatım var. Aslında bir o kadar da çok mantıklı bir insanım, inanılmaz mantıklı tarafım var özel ilişkimde de, arkadaşlık ilişkilerimde de. Uzaktan bilmeyen insanlar için çılgın tarafım biraz daha ağır basabilir ama beni yakından tanıyan insanlar aslında benim ne kadar akıllı bir kadın olduğumu söylerler. Onların söylediğini söylüyorum. Benim öyle bir iddiam yok fakat mantıklı bir tarafımın olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Kafamda çok tartarım aslında yaptığım şeyleri. Önce benim kendi içimde sindirmem, olaylara geniş açıdan bakabilme gibi bir özelliğim var. 

-Hayatının en büyük hayal kırıklığı neydi?

Bazen fazla sorumluluk aldığım yerler varmış hayatımda onları geç fark ettim, şimdi mesela normal sorumluluk alıyorum.

-Nasıl yani? 

Yani şöyle… Bedenimi dinleyerek, kendimi dinleyerek, kendimi anlayarak sorumluluklar alıyorum. Kendim yapabileceğim kadar şey yapıyorum, gerisini ya akışa bırakıyorum ya da "başkası bunu yapabilir" deyip ona bırakıyorum. Yani biraz daha kadınsı düşünmeye başladım aslında, ya da biraz insan gibi (kahkaha atıyor). Superman değilim çünkü.

-Gelecek zamanlarda nasıl bir Merve Boluğur bekliyor bizi? Var mı sürprizler?

Bu anlattığım şeyler olacak müzik ile ilgili. Single yapacağım. Kendi yazdığım bir şarkı olacak. Müzik konusunda da çalışmak istediğim biri var, onun dışında hem klip senaryosu hem de şarkının sözleri bana ait olacak. Merve’nin dünyasından olacağı için Merve’yi de en iyi Merve anlatır zaten. 

Pop mu geliyor?

Detayları sürpriz olsun,  ama pop değil elektro. Detaylar dediğim gibi sürprizzzzzz...

Merve Boluğur: Benim tatmin olma isteğim bitti

Kısa 5’te5 Sorular! 

-Küçük Sırlar mı Acemi Cadı mı? 

Merve harikalar diyarında

-Kırmızı ruj mu bordo ruj mu ? 

İkisinin de karışımı

-Şarkıcılık mı oyunculuk mu?

Oyun

-Ajda Pekkan mı Sezen Aksu mu?

Ajda Pekkan

-Netflix mi Blu Tv mi?

Netflix