Neslihan Yeldan: "Oyunculuk hikaye anlatmaktır, mış gibi yapmak değildir"

C.G: Kendinizi ilk hatırladığınızda neredesiniz?

N.Y: İşe giden annemin arkasından pencereden ağlıyorum. Sonra evde ya nihavend makamı ya da Türk pop müziği şarkılarını söylüyorum, babam sesimi kaydediyor. (Yaş 3)

C.G: Peki şimdi neredesiniz?

N.Y: Doğduğundan beri dizimin dibinden ayırmadığım oğlumu 14 yaşında onunla yaşamak üzere babasına teslim ediyorum. Bu tuhaflığa alışmaya ve bu düzeni biraz değiştirmeye çalışıyorum. Bu günün geleceğini bilmeme rağmen hazır değilmişim, yarı travmatik geçiyor günler. Yer: Londra.

C.G: Yaş aldıkça hayata bakışınızda değişen şeyler oldu mu? 

N.Y: Hassasiyetim, duygusallığım, çabuk sinirlenmem çok değişmedi. Ama artık her şeyin geçeceğini biliyorum. Eninde sonunda geçer. Daha az takılıyorum.

C.G: Kendinizde en çok neyi eleştirirsiniz?

N.Y: Bu kadar alıngan ve hassas olmam gerekmiyordu. Hayat artık daha hızlı akıyor. Bu tarafımı terbiye etmekte geç kaldım.

C.G: İnsanlar sizce neden sizi bu kadar sevdi? 

N.Y: Bilmem ki, onlara sormalı. Bana söyledikleri güvenilir ve samimi oluşum. Enerjik ve pozitif olmamı da seviyorlarmış. Oyunculuğumu seven çok. Daha ne isterim? Ne güzel kendimi anlatabilmişim.

C.G: Peki sokakta ne gibi tepkiler alıyorsunuz? 

N.Y: Lütfen aniden önüme Neslihan Hanım sizi çok seviyoruz diye atlamayın, ödüm patlıyor. (gülüyor)

C.G: Oynadığınız her role inandırabiliyorsunuz bizi. Çünkü sahici oynuyorsunuz. Nasıl beceriyorsunuz?

N.Y: Oyunculuk hikaye anlatmaktır, mış gibi yapmak değildir. Gerçek olmak, karaktere bürünmektir. Bunun için uğraşırım, başarırsam seyirci anlattığım hikayeye inanır ancak yoksa karton bir karakter olurum. Ben can vermeyi seçiyorum.

C.G: Oyunculuğunuz zaten bence tartışmasız. Bunun yanı sıra bir de kendi kurduğunuz bir markanız var. Bize markanızın hikayesini anlatabilir misiniz? 

N.Y: Londra'ya gelme planımız 2 sene önceden belirip benim biraz oyunculuktan uzak kalacağım belli olunca, ilk hevesim modaya dönmek, çizmek, oluşturmak, yaratmak istedim. Böylece bu marka hem genç kızlık hevesimi tatmin edecek, hem yaratıcılığımı besleyecek, hem de bana bakacaktı. Henüz 1 yıllık, yolun başında, ama çoktan sevildi bile. Özellikle parfümlerim.

C.G: Eminim hepsi birbirinden güzeldir ama herkesin bir göz bebeği vardır. Peki bu güzel ürünlerin içinde sizin favoriniz olan ürün hangisi? 

N.Y: Şu an PureNes parfümümle büyük aşk yaşıyoruz.

 C.G: Herkes sizin Londra’ya yerleştiğinizi düşünüyor, geçenlerde storylerinizde paylaştığınız bir emlakçı ile yeni bir ev müjdesi verdiniz. En azından biz öyle algıladık. Bir süre oraya yerleşmeyi mi düşünüyorsunuz?

N.Y: Oğlum artık burada yaşayacağı için bir ayağımın burada olması gerekiyor zaten. Ayrıca şehri çok seviyorum. Zevkle izliyor, geziyor, tadıyorum. Para birimimiz yerlerde olmasa daha zevkli olacak ama burada da para kazanmayı deneyeceğim.

Şimdi sana tek cümlelik 5 soru soracağım!

Kısa 5’te 5 Sorular! 

-Netflix mi, Blu tv mi?  Cevap: Netflix

-İstanbullu Gelin mi,  Sen Çal Kapımı mı? Cevap: İstanbullu gelinin yeri ayrıdır ama Sen Çal Kapımı da gözbebeğimdir ayrıca, beni dünyaya tanıttı.

-Türk kahvesi mi, filtre kahve mi? Cevap: Cortado

-Plak mı, kaset mi?  Cevap: Kaset dönemi ergeniyim, hala atamadığım dolu kasetim var.

-Beyonce mi, Adele mi?  Cevap: İkisine de bayılıyorum