Kendisine Türkiye’de okul bulamayan ‘en genç sistem mühendisi’ Murat Muratoğlu, internet üzerinden Avustralya’da eğitim görüyor
Türkiye’nin Bill Gates’i olarak tanıtılan, 14 yaşındaki Murat Muratoğlu, eğitim sistemine isyan etti. Microsoft tarafından “en genç sistem mühendisi" ilan edildiği zaman manşetlere taşıdığımız Muratoğlu’na, kendisini geliştirebilmesi için hiçbir olanak sağlanmadığı ortaya çıktı. Dersler, sınıfların kalabalıklığı, sınav sayısı ve öğrencilerin derslere ilgisini kötü bulan Murat, üniversiteyi de Türkiye’de değil, Avustralya’da okumayı düşünüyor. Bir yıl önce Avustralya’dan Türkiye’ye gelen ve üç ay gibi kısa bir dönemde Microsoft’un dört sınavından geçerek, “en genç sistem mühendisi" ilan edilen Muratoğlu, Türkiye’de kendisini geliştirebilecek kapasitede bir okulun bulunduğuna inanmıyor. Muratoğlu, halen asıl etkili öğrenimi internet üzerinden Avustralya’daki lisesiyle sürdürdüğünü söyledi.
Sadece eve yakındı
Üsküdar’da Özel Batı Koleji lise birinci sınıfta okuyan Muratoğlu, “Neden internet üzerinden bir başka okula ihtiyaç duyduğu" sorumuzu, “Sadece eve yakın olduğu için tercih ettik. Burada eğitim görmüyorum" diye yanıtladı.
İstanbul’daki okulu ile Avustralya’daki okulunun karşılaştıran Muratoğlu, “Avustralya’dayken okula gidiyordum, ama buradaki gibi bir sınıfta 60 tane öğrenci yoktu. Burada az okul, çok öğrenci var; Avustralya’da o kadar çok okul var ki, bazıları öğrencisizlikten kapanıyor" dedi.
Öğrenciye yatırım
Muratoğlu, Avustralya’da öğrenci başına yılda beş bin küsur
dolar yatırım yapıldığına ilişkin bir broşürü de gösterdikten sonra, okulun kalitesine kanıt olsun diye İngiltere’nin Veliaht Prensi Charles’ın, çocuklarını okutmak için aynı liseyi seçtiğini söyledi: “Çünkü o okulun eğitim düzeyi çok yüksek. Buradakinden çok daha yüksektir. Burada ona denk bir okul yok..."
Sınıfın kalabalıklığı ve arkadaşlarının derslere ilgisizliğinden de rahatsız olduğunu belirten Murat, bilgisayar ve öteki her türlü konuyla ilgili, konuşup tartışabileceği pek kimse bulamayışından dolayı da mutsuz.
Türkiye’deki yaklaşık 180 Microsoft sertifikalı sistem mühendisinden biri olan Murat eğer bu işte profesyonel olarak çalışıyor olsaydı yılda 70 bin dolarlık bir gelire sahip olacaktı. Liseden sonra bilgisayar okumayı düşünen ve üniversiteyi de Avustralya’da bitirmek niyetinde olan Muratoğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Avustralya’daki okulu internet aracılığıyla sürdürüyorum zaten. O liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi de orada okurum."
Köy bakkalı da çağı yakaladı
Sinop’un Sarıkum mevkiinde ıssızlığın ortasında, bir bakkal tabelası. Ama altına internet adresini ihmal etmemiş: www.tırıkklar.com. Hemen davranmayın mausu tıklamaya, bu adreste ne var, diye. Küçük bir kulübe şeklinde büsküvi dışında neredeyse hiçbir şeyin satılmadığı
bakkalın sahibi, biraz da internet reklamlarına tepki olsun diye yazmış bu adresi tabelanın altına. ‘Tırıkklar’ sülalenin lakabı. Nüktesi tartışılmaz Karadeniz insanının esprisinin güzel bir örneği olan bu adres, Türkiye’nin bu gelişme hızında yakında yaşam bulur belki. Neden olmasın? Fotoğraf: Mine Tuduk
Haksızlık da etmemeli
Prof. Dr. Aysel Ekşi (İ. Ü. Çocuk Sağlığı Enstitüsü Gençlik Bölümü Başkanı. Psikiyatrist)Bizim eğitim sistemimizin en zayıf noktası, öğrenciye sadece bilgi yüklemesi; düşünme alışkanlığı kazandırmamasıdır. Ondan merak etme, araştırma, yaratma, bireysel düşünme değil, verilenleri aynen aktarması beklenir.
Ancak bu zayıflık sadece okul eğitim sistemimizin değil, ailede çocuk yetiştirme biçimimizin de özelliğidir. Geleneğimizde saygı kavramı, ‘itiraz etmemek, fikrini söylememekle’ eş anlamlıdır; islamiyet, bireysel düşünmeyi özellikle engellemiştir. Bütün bunlar ancak cumhuriyet sonrasında hızla değişmeye başlamıştır ama, değer yargıları ve tutumların değişimi uzun zaman alır. Gene de
son yıllarda aileler çocuklarının en iyi eğitim veren kurumlarda yetişmesi için büyük fedakarlıklara katlanmakta, anaokulundan itibaren iyi eğitim veren okullara girebilmeleri için büyük yarış yaşanmaktadır.
Murat Muratoğlu’nun Avustralya’nın en seçkin okulundan sonra, İstanbul’da evine yakın bir okula rastgele girdiği anlaşılıyor. Oysa ülkemizde çok iyi eğitim veren okullarla, çok kötü arasında; çok donanımlı ve iyi yetişmiş bireylerle hiç gelişmemiş arasında büyük farklar vardır. Aynı şey üniversite eğitimi ve öğrencileri için de söz konusudur. Ülkemizi iyi tanımadan genellemeler yapmak bizi gereksiz yere ümitsizliğe iter.