İÜ Devlet Konservatuvarı öğrencisi Ceren Dik, geleceğin sanatçısı olma yolunda ilerliyor
Serdar Benli
Klasik müzik dünyasında yeni bir yıldız doğuyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Flüt Sanat Dalı Lise 2. sınıf öğrencisi Ceren Dik geleceğin flüt virtüözlerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Uluslararası Lions Dernekleri tarafından Eylül 1999'da Antalya'da gerçekleştirilecek "Uluslararası Flüt Yarışması"nın İstanbul elemelerinde birinci olarak ilk başarısına imza atan 15 yaşındaki sanatçı, flüt çalarken büyük zevk aldığını ve müziği damarlarında hissettiğini söylüyor.
Dik, "Hayalim yurtdışında
eğitim görmek ve uluslararası alanda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Kendime Türkiye'nin flüt dalında yetiştirdiği en büyük isim olan Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Gülşen Tatu'yu örnek alıyorum" diyor.
Ceren, eğitimini İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi olan abisi Cenk Dik'le birlikte İstanbul'da sürdürüyor. Emekli anne Sadiye Dik ve Good Year Lastik Fabrikası'nda yönetici olan baba Şükrü Dik'in Adapazarı'nda yaşamaları nedeniyle aile iki şehir arasında mekik dokuyor.
Tam bir
yay burcu olduğunu belirten Ceren "Özgürlüğüme çok düşkünüm ve baskıya gelemem, sıcakkanlıyım. Ayrıca her yay burcu insanı gibi başarıya tutkunum" diye konuşuyor.
Oyuncak bebekleri çok seven güzel flütçü, sahip olduğu Cindy ve Barbi bebekler nedeniyle odasında yer kalmadığını söylüyor. Hayat felsefesini ise "Her anımı dolu ve güzel yaşamak istiyorum. Bu gün yaşanması gerektiği gibi yaşanmalı" sözleriyle özetliyor.
Hocası gurur duyuyor
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Erkan Alpay da, yetenekli öğrencisiyle gurur duyuyor. Alpay, Ceren'le ilgili olarak şunları söylüyor: "Ceren okula ilk geldiğinde 'Ben müzik yapmak istiyorum' dedi. Bu beni çok etkilemişti. Parmak, diş ve dudak yapısı nedeniyle sınıfıma aldım. Herşeyi kavrayınca 3.5 ay içersinde okuldaki ilk mini konserini verdi. En iyi performansı olan öğrencilerimden biri. Okula zevkle ve sadece 'müzik yapmak' için geliyor. Ben onu bir tuğla taşı olarak görüyorum ve derse her geldiğinde bina giderek büyüyor."