Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilen koronavirüsü umarım fazla yayılmadan durdurmayı başarabiliriz. Hepimize bir sürü görev düşüyor. Bana bir şey olmaz düşüncesinden kurtulup elimizden geleni ihmal etmeden yapmalıyız. Panik olmamızı gerektirecek bir durum yok, görevlerimizi yerine getirdiğimiz sürece…

Çoğumuzun koronavirüs ortaya çıkana kadar ihmal ettikleri önem kazanmaya başladı. Bakınız el hijyenine ekstra dikkat… Bakınız bağışıklık için beslenme, sağlığımız için gıda takviyeleri…

Haberin Devamı

Salgının yayılmasını önlemek ve korunmak amacıyla bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir beslenme biçimi önemlidir. Zaten normalde hep bu şekilde besleniyor olup bu gibi durumlara vücudumuzu hazır bulundurmalıyız.

Öncelikle temiz beslenmeden geçiyor bağışıklık sistemimiz, bunu unutmayalım. Alkol, şeker ve paketli işlenmiş gıdalardan uzak duralım. Bunları tüketmek bağışıklık sistemini baskılar. Bu gıdaları tüketmeyince zaten otomatik olarak sağlıklı beslenmiş oluyorsunuz.

Her zaman güneşin öneminden bahsediyoruz. Yapılan araştırmalar kış aylarında bu grip türlerinin ortaya çıkmasının nedeni olarak düşük D vitamini düzeylerinin etkili olduğunu gösteriyor. D vit, solunum sistemi enfeksiyonları, insan bağışıklık yetmezliği virüs enfeksiyonu gibi birçok enfeksiyon üzerinde doğal ve kazanılmış bağışıklık sistemini işlevsel hale getirerek olumlu etkiler göstermektedir. Düşük D vit seviyeleriniz için verilen takviyeleri kullanmayı ihmal etmeyin…

Grip deyince zaten biliyorsunuz C vitaminini, fakat olduktan sonra iş işten geçmiş oluyor diye hep söylüyoruz. Birçok besin de günlük dozumuzu almamız için yeterli aslında, turunçgiller, kivi, yeşil biber en zengin C vitamini kaynaklarındandır. Hastalıkları önlemede etkisinin büyük olduğu kanıtlanmıştır. C vitamininden azıcık ek destek şu dönem göz çıkarmaz, fazlası idrarla atıldığından ne olur ne olmaz emin olmadığınızda takviye almaya çalışın…

Beta glukanı belki bu sefer ciddiye alma vaktidir. Çünkü kendisi karşılaştığımız enfeksiyonlara karşı savunma sağlar. Yulaf, mantar, arpa… Beslenmenizde bu besinlere biraz ağırlık vermenin tam zamanı, kahvaltı ya da ara öğünlerinizde yulafı, çorba yemeklerinizde mantarı, arpayı kullanmaya çalışın…

Haberin Devamı

Beta karoten, evet A vitamini, güçlü bir bağışıklık için muhakkak ihmal edilmemesi gereken kuvvetli bir antioksidandır. Akciğeri koruyucu fonksiyonları ile yine bu dönem önemlidir. Turuncu besinler; havuç, tatlı patates, tatlı kabak (bal kabağı), kayısı hatta karnabahar brokoli lahana da beta karotenden zengindir.

Baharatlar ve aroma vericiler bitkisel ilaçlarımızdır, sofralarımızda her daim ihmal edilmeden yer almaları gerekiyor. Bu dönem özellikle; zencefil, zerdeçal, biberiye, kekik, sarımsak ve soğan virüslere karşı savaşmada yardımcı olurlar. Yemek içecek ve çay olarak kullanımı ihmal edilmemelidir.

Çinkonun mekanizması henüz tam bilinmese de böyle durumlarda hızla iyileşme sağlıyor. Çinko asetat içeren takviyeler alınabileceği gibi çinkodan zengin besinler; istiridye mantarı, kabak çekirdeği, tahin…

Haberin Devamı

Bir suplement hakkınız olacaksa mürver meyvesinden yana kullanabilirsiniz. Çünkü mürver meyvesinin özünde virüsü öldüren madde mevcuttur.

Probiyotikler son dönem sürekli dilimizde ve farklı probiyotik çiğneme tabletleri özellikle üst solunum yollarını tutan bu tedavide oldukça destekçi olacaktır.

Hayat tarzımızda da birtakım değişikliklere dikkat etmemiz gerekmektedir. Enfeksiyon riskine kötü bir beslenme ile açık olduğumuz kadar, eksik bir uyku da bu riski arttırabilir. Siz istediğiniz kadar besin takviyesi satın almaya çalışın hem beslenme hem uyku düzeniniz yoksa riski azaltamazsınız. Yeterli ve kaliteli uyku bağışıklık sistemi için çok önemlidir.

Evet yukarıda bazı besinlerin bizim için yapılan çalışmalarda bağışıklık için öneminden bahsettim. Burada şöyle bir nokta var, bu geçerlilik sizin sağlıklı beslenmeniz durumunda göstereceği faydadır. Siz eğer sağlıklı beslenmiyorsanız, işlenmiş yiyecekler tüketiyorsanız rafine karbonhidratları fazla tüketiyorsanız bağışıklık sisteminiz açısından fayda göremezsiniz.

Sadece su ile bile burun ve ağız temizliği özellikle üst solunum yolunu tutması sebebiyle bu virüste ayrıca önemlidir. Hatta bu yüzden 15 dk da bir su içmenin, boğazı ıslatmanın koruyucu etkisi olacaktır.

Egzersiz de az hareketli akyuvar hücrelerimizi harekete geçirir. Bu sayede virüsle daha çabuk karşılaşabilen akyuvarlar virüsleri hızla yok edebilirler. Düzenli yürüyüş bile yeterli olacaktır.

En önemlisi artık evde kalmak! Ne kendinizi ne başkalarını riske atmayın…

Çok yüksek ihtimalle kimse hastalanmaktan kaçınamayacak, amacımız en iyi koşullarda hastalığı atlatabilmek…

https://www.instagram.com

https://www.facebook.com/DiyetisyenBuket/