07.08.2020 - 09:49 | Son Güncellenme:
Yaş aldıkça vücudumuzda doğal kolajen üretimi azalır. Gençken sıkı parlak görünmeyi sağlayan bu protein yaşlandıkça yıpranmaya, azalmaya başlar.
20'li yaşlardan itibaren her yıl mevcut kolajenimizin yaklaşık yüzde 1'ini kaybetmeye başlarız. Bu da derinin gittikçe kuruluğunun artması daha nemsiz ve soluk görünmesi anlamına gelir.
Kontrolsüz güneş maruziyeti, sigara kullanımı, hava kirliliği, stres, hareketsizlik, dengesiz beslenme bu süreci daha da hızlandırabilir.
Tam da bu noktada azalan kolajeni desteklemek, genç görünümün devamını sağlamak için önemli olacaktır.
Kolajenlerin farklı dokularda farklı yoğunluklarda bulunan tipleri vardır. Deride, saç ve tırnaklarda çoğunlukla Tip 1 ve Tip 3 kolajen bulunmaktayken, eklem kıkırdaklarında çoğunlukla Tip 2 kolajen bulunmaktadır.
Destek ürünlerinde bulunan kolajenler, hidrolize kolajen-kolajen peptid olarak adlandırılır. Kolajen ile aynı aminoasit içeriklidir ve vücudumuz tarafından daha kolay emilir.
Fakat alınan bu takviyelerin tam olarak ne kadarının emildiği, hedef dokularda yapı taşı olarak ne kadarının kullanıldığı hala tartışmaya açıktır.
Bazı çalışmalarda birkaç ay boyunca alınan kolajen takviyeleri cilt elastikiyetini, kırışıklıkları ve yaşlanma belirtilerini azaltabileceği görülmüştür.
Yine kemik, eklem ve bağ dokudaki yaptığı artış nedeniyle çeşitli ağrı tedavilerinde kolajen kullanılabileceğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Fakat bu çalışmalar çok geniş çaplı olmadığından yeni araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Kolajen, yapısı gereği büyük bir molekül olup emilimi zor olabilmektedir. Çeşitli firmalar tarafından bunu aşabilmek için tablet, kapsül, sıvı, toz formları üretilmiştir. Daha küçük peptidler bağırsak bariyerinden kan dolaşımına daha hızlı geçebilir.
Alınan kolajen sindirim sisteminde aminoasitler denilen yapı taşlarınca parçalanır ve böylece kan dolaşımına katılır. Biyoyaralanımı arttırmak için parçalanmış hal olan hidrolize kolajen-peptid kolajen formlar tercih edilebilir.
Destek olarak alınan kolajenin miktarı da önemlidir. Günlük 10 gram ya da en az 5 gram alınmalıdır.
Destek ürünleri kolajen üretiminde yardımcı olan C vitamini, bakır, çinko içermesi etkinliği arttırabiliyor. Yine bu destek ürünleri içerisinde bulunan hyalüronik asit sayesinde cildin su tutma kapasitesi artmakta, deri nemli dolgun ve canlı görünebilmektedir.
Çinko ve biyotin deri sağlığı yanında tırnakların ve saçların güçlenmesi için de destek sağlamaktadır. Kolajen içeren kremlerin derinin daha derin tabakalarına ulaşımı çok kolay olmadığından etkinlikleri yüksek değildir.
Vücudumuzda sürekli devam eden kolajen üretimi ve yıkılması döngüsü sebebiyle destek ihtiyacı her yıl devam etmektedir.
Kolajenaz isimli enzim kollajeni parçalamaktadır. Bu sebeple cilt, kemik, eklem sağlığı için destek almaya devam edilmelidir. Alınan destek ürünündeki kolajen sığır, balık veya tavuk kaynaklı olabilmektedir.
Balık kaynaklı olanların molekül boyutları küçük olduğundan biyolojik yararlanımı daha yüksektir.
Kolajen desteğine başlanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekiyor. Gebeler, emziren anneler, deniz ürünlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanların bu ürünleri kullanmaması gerekiyor.
Düzenli egzersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme, sigaradan uzak durma, güneşten korunma, yeterli uyku kolajen yıkımından koruyucudur.