13.02.2024 - 15:38 | Son Güncellenme:
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Güler yaptığı bir açıklamada, balın 43 derecenin üzerinde ısıya maruz kalması halinde besin değerini yitirdiğini, bu derecenin üzerinde süt veya çaya konulan balın tatlandırıcıdan öteye geçmeyeceğini söylemişti. Ancak bal ile ilgili merak edilenler bunun çok daha ötesinde.
Fazla şeker tüketimi kilo alımına sebebiyet verebiliyor. Beyne ve böbreklere zarar veren şeker, karaciğer yağlanmasına ve dişlerde çürümelere de sebep olabiliyor. Şeker bağımlılığı olan kişilerin, şekeri hayatlarından tamamen çıkartmaları oldukça zor hale gelebiliyor.
İnvertaz düzeyleri, diastaz ve HMF (hidroksi metil furfural) ile birlikte kalite kontrol parametreleri olarak değerlendiriliyor. HMF ayrıca, süzme bal yapımı esnasında 60 derecenin üzerinde ısıtılan ballarda oluşan kanserojen bir bileşik olarak da öne çıkıyor.
Sağlıklı tatlı tariflerinin vazgeçilmezi pekmezi, yaptığınız tatlının içine koyup fırında pişirmeniz zararlı olabilir. Yapılan çalışmalara göre, özellikle yüksek şeker içeriğine sahip pekmez ve bal gibi gıdaların yüksek sıcaklık görmesi sonucu ortaya kanserojen bir madde çıkıyor.
Doğal bal aslında kovandan alındığı hali ile tüketime uygun. Ayrıca bal, zaman içinde bozulmaya da uğramıyor. Ancak gerçek ballarda bir miktar donma olabiliyor. Bu da basit şekilde çözülebiliyor. Bu gibi problemlerin çözümü için bala uygulanan ısıl işlem ve aşırı filtrasyon gibi uygulamalar, balın besin değerini yok ediyor.
Balı soğuk bir ortama ya da buzdolabına koyduğunuzda eğer donmuşsa sevinmelisiniz. Çünkü gerçek balın en belirgin özelliklerinden birisi de soğukla temas ettiğinde krem ya da tereyağ kıvamına gelmesi.
Uzmanlara göre balın kimyasal özelliklerini koruyabilmesi için uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalmaması gerekiyor. Balın 2 ila 3 saat boyunca 80 derece ve üzeri sıcaklıkta tutulması, zararlı yapısal bozulmalara yol açabiliyor.