Milliyet AnasayfaMilliyet AnasayfaPembenar
  • Astroloji
  • Sağlık
  • Güzellik
  • Yazarlar
    Menü
    Giriş
    MİLLİYET ANA SAYFA
    • Astroloji
    • Sağlık
    • Güzellik
    • Yazarlar
    Gündem
    Dünya
    Ekonomi
    75.yıl
    UzmanPara
    AnasayfaBorsaDövizAltın
    Skorer
    AnasayfaCanlı SkorFikstürPuan Durumu
    Cadde
    Pembenar
    Yazarlar
    Milliyet Tv
    Astroloji
    Teknoloji
    Seçim Sonuçları
    Son Depremler
    Tümü
    Milliyet ÇocukOyunEğitimKültür SanatMilli PiyangoYerel HaberlerPazarEgeGazete ArşiviMilliyet ExecutiveMilliyet ArkeolojiMilliyet Mimarlık
    Resmi İlanlar
    Bize Ulaşın
    KünyeReklamÜyelik
    • Twitter icon
    • Instagram icon
    • Youtube icon
    • Tiktok icon
    © Copyright 2025 Milliyet.com.tr | Giriş Yaptığınız taktirde kullanım koşullarını ve gizlilik politikasını kabul etmiş olursunuz.
    Son Dakika Haberler
    BebekErkek İsimleri 2025: Keşfedilmemiş, Yeni Nesil, Popüler, Değişik Erkek Bebek İsim Önerileri
    • Paylaş:
    • Twitter icon
    Haberin Tamamını Oku
    19/29‘P’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘P’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Padaş: Ödül, mükafat.

    Padişah: Hükümdar, sultan.

    Pak: Temiz

    Pakalın: Temiz, şerefli

    Pakan: Kutsal kişiler.

    Pakân: Ermişler, azizler.

    Pakar: Savaşçı, mücadele

    Pakbaz: İçten bağlı, vefalı. 2. Aziz.

    Pakdaw: Erdem, fazilet, adil.

    Pakel: İyiliksever kimse.

    Paker: Temiz dürüst.

    Paki: Doğruluk, dürüstlük.

    Pakkan: Temiz soydan gelen kimse.

    Pakman: Dürüst ve saygın bir kişilik.

    Paksan: Dürüstlüğüyle, saygınlığıyla nam salmış kişi.

    Paksoy: Dürüst ve saygın bir soydan gelen.

    Paksu: Temiz su, billur gibi duru.

    Pakzat: Dürüst kişilik.

    Pala: Kısa, geniş kılıç

    Palaalp: Azametli, yiğit,

    Palatekin: Uğurlu kılıç.

    Palatürk: Kılıç gibi keskin Türk,

    Palay: Yedek at

    Palaz: Varlığı artmak, zenginleşmek. 2. Kuş yavrularının irileşip semirmesi.

    Palepal: Sağlam, dayanıklı.

    Palmiye: Süs olarak kullanılan hurma ağacı,

    Pamir: Yüksek dağlık külle

    Pamirhan: Pamirlerin hükümdarı.

    Par: Çeşme; bahçe, gül bahçesi, alev

    Parani: Lütuf.

    Pardari: Ortak, paylaşımcı

    Parez: Oruç

    Parlar: Hiç durmaksızın ışık saçan.

    Pars: Yırtıcı bir hayvan

    Parsbay: Güçlü, çevik ve saygın kişi.

    Parshan: Pars gibi güçlü ve çevik hükümdar

    Parskan: Kanında atılgan, saldırganlık taşıyan.

    Pasin: Eski bir Türk oymağının adı

    Pasiner: Türk oymağındaki yiğitler.

    Paşa: Bir askeri unvan / ağabey, erkek kardeş

    Paşabeyim: Çok saygın ve ağırbaşlı kişi.

    Paşeroj: Gelecek.

    Payam: Badem.

    Payan: Ortak, şerik.

    Paydan: Üleştiren, paylaştıran.

    Paydaş: Eşit pay alanlarından her biri

    Paye: Aşama, rütbe.

    Payidar: Kalımlı, kalıcı, sabit.

    Payiz: Güz, sonbahar.

    Payzen/Payzın: Tutsak. 2. Ayağına pranga vurulmuş kişi.

    Pedük: Ulu, yüce, yüksek kişi.

    Pehlivan: Güreşçi

    Pejn: Yankı, eko.

    Pekak: Çok beyaz

    Pekal: Sağlam ol.

    Pekalp: Güçlü yiğit, sert yiğit, pek yiğit

    Pekant: Yeminine düşkün olan.

    Pekar: Savaşçı.

    Pekay: Çok aydınlık, Ay gibi ışıklı.

    Pekbay: Çok zengin.

    Pekcan: Dayanıklı

    Pekçetin: Çok çetin; çok güç

    Pekdeğer: Çok değer, değeri çok

    Pekdemir: Sağlam, dayanıklı, demir

    Pekean: Çok can, çok cana yakın.

    Pekel: Güçlü el

    Peker: Güçlü kişi

    Pekergin: Vaktinden evvel olgunlaşmış kişi.

    Pekin: Kesin bilinen

    Pekiner: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit

    Pekintürk: Kuşkuya yer olmayacak denli Türk, kesinlikle Türk

    Pekkan: Güçlü kan, sağlam kan, dayanıklı kan, sert kan

    Pekkoç: Maşallah dedirtecek kadar sağlıklı olan.

    Pekkurt: Çok kurnaz kişi.

    Pekol: Sağlam ol, dayanıklı ol, sert ol, pek ol

    Peköz: Özü. manevi varlığı sağlam.

    Peksoy: Çok soylu, çok güçlü bir aileden olan.

    Peksu: Çok su.

    Pekşen: Şen şakrak, neşeli, mutlu.

    Pektaş: Sağlam taş

    Pektay: Oldukça genç.

    Pektürk: Sağlam Türk, dayanıklı Türk, pek çok Türk, tam Türk

    Pekün: Sağlam san, sağlam ün

    Peküstün: Nitelikleriyle çoğu kişiden, üstün olan.

    Pele: Yer, mevki.

    Pelit: Meşe ağacının meyvesi.

    Penah: Sığınma.

    Pend: Öğüt, nasihat

    Perek: Uç kenar.

    Peren: Ülker yıldızı

    Pereng: Ateş.

    Perinçek: Özverili.

    Perk: Güçlü, sert

    Perkel: Güçlü el.

    Perkem: Güçlü kimse

    Perker: Güçlü ve yiğit kişi.

    Perkin: Gücü ve kuvveti çok üstün olan.

    Persin: Sonraki, en son.

    Pertav: Sıçrama.

    Pertev: Işık, parlaklık, yalım.

    Pesen: Kırağı, sis, çisenti.

    Pesın: Övgü.

    Peşk: Kıvılcım.

    Peşkari: Gayret, şevk, didinme.

    Peşki: Öncü, kılavuz.

    Peşweru: ilerici.

    Petal: Meşale.

    Peveman: Direnen, direngen.

    Peyam: Haber. 2. Başkasından alınan bilgi.

    Peyami: Haberle ilgili, haber veren

    Peyda: Hemen, acil

    Peyhev: Sürekli, kesintisiz.

    Peyivdar: Sözcü.

    Peykan: Başak. 2. Okun ucunda bulunan sivri demir.

    Peyman: Yemin etmek, Ant içmek

    Peymane: Büyük kadeh, bardak.

    Peyrev: Ardı sıra giden, arkasından giden.

    Pıroz: Kutlu, yasal.

    Pilewer: Kalaycı, tenekeci.

    Piling: Kaplan.

    Pir: İhtiyar, yaşlı. 2. Bir tarikat ya da sanatın kurucusu. 3. Tecrübe kazanmış kimse.

    Pirali: Yaşlı ve yüce insan.

    Pircan: Karşılık gözetmeyen dost.

    Pirhan: Yaşlı hükümdar

    Pirhane: Yaşlılara yakışır şekilde.

    Pirhasan: Yaşlı ve iyi insan.

    Piri: Yaşlılık, ihtiyarlık. 2. Her meslek ve işin kurucusu.

    Piribey: Saygın ve yaşlı kişi.

    Pirol: Kutlu, kutsal.

    Piroz: Kutsal yaşa.

    Pirsultan: Anadolu’da bir halk ozanının adı.

    Piruz: Kutlu, hayırlı, uğurlu.

    Pişe: Görev, vazife.

    Piştivan: Koruyucu, hami.

    Pivan: Ölçü, ölçülü, ölçme, kıyaslama

    Piyale: Kadeh şarap kadehi.

    Piyar: Nazik, merhametli.

    Pola: Çelik.

    Polat: Sertleştirilmiş, su verilmiş demir

    Polatalp: Çelik yiğit

    Polatbay: Çelik gibi güçlü ve saygın bir kişilik.

    Polathan: Çelik gibi sert han, çelik kağan

    Polatkan: Çelik kan, sağlam kan

    Poreş: Esmer.

    Porzer: Sarışın.

    Poyraz: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar

    Pozan: Üzüm bağı.

    Pusat: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah

    Pütün: Olgun, deneyimli.

     

    20/29‘R’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘R’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Rabbani: Allah ile ilgili, kendini bütün varlığıyla Allah’a teslim eden. Allah’tan geleni kabul edendir.

    Rabes: Tutum.

    Rabi: Dördüncü.

    Rabih: Faydalı, karlı.

    Raci: Rica eden, dileyen

    Racih: Değerli, üstün.

    Radi: Kabullenen rıza gösteren. 2. Boyun eğen.

    Rafet: Çok acıma, merhamet etme

    Rafettin: Dinen acıma ve esirgeme hissi 2. Kollayan, gözeten.

    Rafi: Kaldıran, yücelten, yükselten. Allah’ın isimlerindendir.

    Rafih: Bolluk içinde, rahat yaşayan. 2. Huzurlu

    Ragıp: İçtenlikle isteyen, özleyen

    Rahi: Yol ile ilgili.

    Rahile: Sakin, rahat

    Rahim: Esirgeyen, acıyan / Allah’ın isimlerindendir

    Rahman: Acıması bol olan / Allah’ın isimlerindendir

    Rahmani: Tanrı ile ilgili, tanrısal.

    Rahmet: Birinin suçunu bağışlama, merhamet etme. 2. Yağmur.

    Rahmeti: Koruyan, esirgeyen.

    Rahmetullah: Tanrı’nın bağışlaması.

    Rahmi: Koruyan, esirgeyen

    Raif: Acıyan, esirgeyen

    Raik: Sade, saf, katıksız.

    Rakım: Yazan, çizen / Yükseklik

    Raki: Namaz kılarken ellerini dizlerine koyarak eğilen,

    Rakim: Yazan

    Rakip: Herhangi bir alanda üstünlük sağlamaya çalışanlardan her biri. 2. Koruyucu. 3. “Görüp gözeten” anlamında Tanrının adlarından biri.

    Ram: İtaat eden, boyun eğen, razı gelen.

    Raman: Fikir, düşünce.

    Ramazan: Kameri yılın 9. ayı

    Rami: Atıcı, ok/mermi atan kişi / Isırgangillerden bir bitki adı

    Ramin: Tropikal bir ağaç

    Ramis: Gerçekleri söylemeyen

    Ramiz: İşaretlerle, simgelerle gösteren / akıllı, zeki

    Raperin: Ayaklanmak, bir yerden kalkmak.

    Raser: Üstün.

    Rasid: Bekleyen, gözleyen

    Rasih: Sağlam, kökten güçlü. 2. Din bilimle, rinde çok bilgisi olan.

    Rasim: Resmeden, resim çizen

    Rasin: Sağlam, dayanıklı, güçlü

    Rasit: Dürüst, güvenilir

    Rasti: Doğruluk.

    Raş: Serpinti.

    Raşid: Doğruyola giden, ergin, akıllı kimse

    Raşid-Raşit: Doğru yola giden

    Raşit: Doğruyola giden

    Raşit – Raşid: Doğru yola giden

    Ratip: Tertipleyen, düzenleyen.

    Rauf: Çok acıyan, esirgeyen

    Raydan: Etkili.

    Rayet: Sancak, bayrak.

    Rayıhan: Han bayrağı, han sancağı.

    Razı: Rıza gösteren, Kabul eden, gönlü olan.

    Razi: Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren. – bk. Razı

    Reber: Rehber

    Rebi: Bahar.

    Rebii: Baharla ilgili.

    Reca: Umut, umma. 2. İstek dilek.

    Recai: Umma, dileme

    Recep: Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi 2. Heybetli, azametli, saygı değer

    Refet: Çok acıma

    Refettin: Dinen acıma ve esirgeme hissi.

    Refi: Yüksek, yüce.

    Refig: Bolluk ve rahat içinde geçinen

    Refiğ: Rahatlık ve huzur içinde yaşayan kimse.

    Refih: Rahatlık ve huzur içinde yaşayan kişi.

    Refii: Yüce kişi.

    Refik: Arkadaş, yoldaş, ortak

    Regaib: Tutulan, beğenilen, rağbet olunan şeyler.

    Regaip: Çok istek gören, beğenilen. 2. Armağanlar. 3. İstekler, arzular.

    Reha: Kurtulma, kurtuluş

    Rehayeddin: Dinin kurtarıcısı, dini kurtaran.

    Rehber: Yol gösteren, kılavuz.

    Reis: Başkan.

    Rekin: Gururlu, ağırbaşlı.

    Remide: Ürkmüş, korkmuş

    Remiz: İşaret, sembol, simge.

    Remzi: İşaret ve gizliliğe ait

    Renan: Çok ses çıkaran, inleyen, çınlayan

    Renas: Yol bilen

    Resai: Süs, süsler.

    Resat: Kahraman, cesur, savaşçı

    Reset: Layık, değer, yakışır.

    Resit: Yiğit, cesur

    Resmî: Devletle ilgili olan. 2. Törenle yapılan. 3. Çok ciddi.

    Resul: Haber getiren

    Resulhan: Hükümdarın elçisi.

    Reşat: Aklın gerektirdiğini yapan

    Reşid: Akıllı, iyi davranan

    Reşid-Reşit: Akıllı, iyi davranan

    Reşid/Reşit: Doğru yolu tutan. 2. Olgun, yetkin.

    Reşididdin: Dinin olgunu, dürüst olanı, dini bütün.

    Reşik: Uzun boylu ve yakışıklı erkek.

    Reşit: Akıllı, iyi davranan

    Reşit – Reşid: Akıllı, iyi davranan

    Revan: Akan, yürüyen, giden. 2. Ruh, can.

    Rewşen: Aydın kişi.

    Rexman: Rahman kutsal.

    Reyyan: Suya kanmış, suya doymuş. 2. Cennet´te sadece oruç tutan kimselerin girebileceği kapı.

    Rezan: Ağırbaşlı.

    Rezber: Eylül, eylül ay’ı.

    Rezzak: Bütün canlıların rızkını veren

    Rıdvan: Cennetin kapıcısı olan melek

    Rıfat: Yükseklik, yüksek rütbe

    Rıfat / Rifat: Yücelik. 2. Yüksek rütbe.

    Rıfkı: Yumuşaklıkla, sükûnetle ilgili

    Rıza: Hoşnutluk, memnunluk

    Rızgar: Kurtulmuş.

    Rızkullah: Allah’ın verdiği nimet, rızk.

    Rızvan: Cennetin kapıcısı

    Rical: Rütbe ve makam bakımından en üst düzeyde olanlar.

    Rida: Razı olan erkek

    Rifat: Yükseklik, yücelik, büyüklük.

    Rihem: Yağmur yağdığında toprağın kokusu.

    Rikap: Büyük, saygın bir kimsenin huzuru, önü. 2. Binilecek yer, üzengi.

    Risalettin: Dinin elçisi, peygamber.

    Riva: Suya doymuşlar.

    Robar: Irmak, çay gibi akarsuların en büyüğü.

    Robin: Güneşi görmek

    Rodin: Işığın müjdecisi

    Rohat: Güneşin doğuşu

    Roj: Gün, güneş.

    Rojkan: Bitlis’te bir aşiret.

    Ronahi: Işık aydınlık.

    Ronak: Parlak. 2. Aydın, ilerici.

    Ronay: Ayın hallerinden biri

    Roni: Aydınlık, ışık

    Roza: Pembe renk

    Ruat: Bulut, gök gürültüsü. 2. Konuşkan. 3. Tehdit eden.

    Rubar: Nehir, ırmak.

    Ruhan: Güzel, kokan.

    Ruhani: Ruhla ilgili. 2. Gözle görülmeyen. 3. Din adamı.

    Ruhcan: Ruh ve can.

    Ruhi: Ruhla ilgili

    Ruhittin: Dinin ruhu, özü.

    Ruhsal: Ruhi, ruhla ilgili.

    Ruhşan: Yüce, üstün, şanlı ruh.

    Ruhullah: İsa Peygamber.

    Rusen: Sabah güneş doğarken ki zaman / Aydın, parlak

    Ruslan: Aslan gibi

    Rustu: Armağan, hediye

    Ruşen: Aydın, parlak

    Ruzan: Günler, gündüzler.

    Rücum: Akan, kayan yıldız.

    Rüknettin: Bir şeyin temeli / Dinin temeli

    Rükni: Saygıdeğer kişi.

    Rüknü: Bir şeyin en sağlam yanı. 2. Saygın, güçlü, önemli kimse.

    Rümet: Değerli, şerefli

    Rüstem: Ünlü Fars pehlivanının adı

    Rüsuhi: Sağlam, güçlü. 2. Becerikli, yetenekli.

    Rüştü: Ergin, olgun

    Rüveyha: Zariflik, incelik.

    Rüzgar: Yel, esinti, hava akımı.

     

    21/29‘S’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘S’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Saadettin: Dinin mutluluğu.

    Sabah: Günün ilk saatleri.

    Sabahattin: Güzellik, din güzelliği

    Sabar: Döven, vuran. 2. Bir Türk boyu.

    Sabih: Güzel, şirin

    Sabit: Yerinde duran kımıldamayan

    Sabri: Sabırla ilgili, sabırlı

    Sabur: Çok sabırlı. 2. Tanrı adlarındandır.

    Sabutay: (Subutay) Cengiz Han’ın ünlü Moğol generalinin adı.

    Sabutay/ Subutay: Moğol İmparatorluğu’nun zalim komutanlarından biri sabutay

    Sacid-Sacit: Secdeye varan, ibadet eden

    Sacit: Secdeye varan, ibadet eden

    Sacit -Sacid: Secdeye varan, ibadet eden

    Sacit (D): Secdeye varan, ibadet eden

    Sada: Yankı.

    Sadak: Sabah rüzgarı / Ok kılıfı

    Sadakat: Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık.

    Sadettin: Kutluluk, saadete erme, mübarek olma

    Sadık: Gerçek dost, yürekten bağlı

    Sadır/ Sadir: Kalp, gönül / Açığa çıkan, görünen

    Sadi: Baht açıklığı, mutlulukla ilgili olan

    Sadican: Bahtı açık, candan, iyi insan

    Sadir: Yürek. 2. Başkan. 3. Sadrazam sözünün kısaltılmışı

    Sadrettin: Dinin lideri.

    Sadri: Anaya göre çocuk / Göğüsle ilgili olan

    Sadullah: Tanrı kulu

    Sadun: Uğurlu, kutlu

    Safa: Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma

    Safa/Sefa: Saflık berraklık

    Safder: Saf yaran kimse.

    Safer: Temiz yürekli, dürüst kimse.

    Saffet: Saflık, temizlik

    Safi: Katıksız, ayırt edilmiş

    Safir: Mavi renkli, değerli bir taş.

    Safiyüddin: Dini temiz, dini pak olan kimse.

    Safter: Düşman saflarını yaran yiğit.

    Sağan: Hızlı uçan, uzun dar kanatlı küçük kuş.

    Sağanak: Şiddetli ve kısa süreli yağmur.

    Sağanalp: Herkese yararlı olan yiğit.

    Sağay: Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı

    Sağbilge: Hekim, doktor.

    Sağcan: Sağlıklı can, sağlıklı kimse

    Sağdıç: Düğünde gelin veya damada kılavuzluk eden.

    Sağhan: İyi kağan / Sağın saygıdeğer, kutsal kimse / Hekim, Doktor / Kazak hakanlarının ünlülerinden biri

    Sağın: Doğruluk kuralına uygun olan.

    Sağınç: Arzu, istek, düşünce.

    Sağlam: Dayanıklı, güçlü

    Sağlamer: Dayanıklı yiğit, yıkılmaz yiğit, güvenilir yiğit

    Sağlar: Sağ olan; bulan, buluşturan

    Sağlık: Hasta olmayan, esenlik.

    Sağman: Sağlıklı.

    Sağnak: Kısa süreli şiddetli yağmur

    Sağun: Ağıt söyleyen, ağıtçı

    Sahabe: Sahipler, sahip çıkanlar

    Sahabi: Hz. Muhammed’i görmüş, birlikte bulunmuş kimse

    Sahih: Gerçek, doğru, hakiki olan

    Sahil: Deniz ya da göl kıyısı.

    Sahip: Koruyan, arka çıkan, gözeten.

    Sahir: Gece uyumayan.

    Sahra: Çöl.

    Said: Kutlu, cennetlik

    Saim: Oruç tutan, oruçlu

    Saip: Doğru.

    Sair: Seyreden ve yürüyen.

    Sait: Kutlu, cennetlik

    Sait – Said: Kutlu, cennetlik

    Sakın: Tedbiri elden bırakma temennisi.

    Sakıp: Parlak, aydınlık, delip geçen

    Saki: Kadehlere içki dolduran, dağıtan.

    Sakin: Uslu, kendi halinde

    Sakman: Akıllı

    Salah: Barış. 2. Düzelme, iyileşme.

    Salahan: Cuma veya cenaze namazına çağrı için minareden salavat okuyan müezzin.

    Salahattin: Dine bağlı kişi.

    Salahi: İyilik ve barışla ilgili.

    Salar: Komutan, lider.

    Salat: Namaz.

    Salcan: Baş.

    Saldam: Ciddiyet.

    Salgır: Akarsu

    Salık: Bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber 2. İyi, uygun olduğunu söylemek.

    Salıkbey: Haberci.

    Salih: İyi, yararlı, elverişli uygun / Dinin buyruklarını yerine getiren / Yetkisi hakkı olan

    Salim: Eksiksiz, sağ, sağlam

    Salkın: Güneşsiz serin yer.

    Salman: Özgür, hür, salınmış olan

    Salman/ Selman: Özgür, hür

    Saltan: Yalnızlığı seven gezgin.

    Saltı: Gezgin, seyahat eden

    Saltık: Özgür, başıboş.

    Saltuk: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan, özgür, bağımsız, mutlak

    Saltukalp: Bağımsız yiğit.

    Saltukbey: Bağımsızlığına saygı duyulan.

    Salur: Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi.10

    Sam: Nuh’un üç oğlundan biri.

    Samed: Sonsuz, ebedi / Allah’ın zati sıfatlarındandır.

    Samet: Sonsuz, ebedi

    Samet-Samed: Sonsuz, ebedi

    Sami: İşiten, dinleyen / Yüksek, yüce

    Samih: Cömert.

    Samim: Bir şeyin merkezi, öz, asıl, iç, gönül

    Samin: Sekizinci.

    Samir: Meyve veren ağaç

    Samuray: Samur ve ay.

    San: Ün, şan, şöhret, 2. Bir şeyi neyse o yapan nitelik.

    Sanaç: Dağarcık.

    Sanak: Anlık zaman.

    Sanal: Adın duyulsun.

    Sanalp: Ünlü yiğit

    Sanay: Ay sanı.

    Sanbay: Saygınlığıyla tanınmış olan.

    Sanberk: Gücü ile anılan

    Sancak: Kutsal bayrak, çok değerli

    Sancaktar: Bayrak taşıyan kimse.

    Sancar: Eski Türk adlarından; kısa kama

    Sancarhan: Bayrak hükümdarı.

    Saner: Ünlü, meşhur er

    Sani: Yapan, işleyen, ortaya çıkaran, meydana getiren

    Sanih: Düşünmeden, kendiliğinden oluşan düşünce, fikir.

    Sanlı: Ünlü, meşhur

    Sanver: Ününü ver

    Sara: Dertsizlik, rahatlık. 2. Berraklık ve saflık.

    Saraç: At binim takımları yapan kişi

    Saral: Sararak al

    Saran: Kuşatan, örten, çevreleyen

    Sarbek: Sarışın.

    Sarfet: Saflık. temizlik.

    Sargan: Verimsiz arazide biten ot.

    Sargın: İçten yürekten.

    Sargut: Eski adlardan; açık saman rengi

    Sarıalp: Sarışın yiğit.

    Sarıbay: Sarışın, saygın.

    Sarıbey: Sarışın erkek.

    Sarıca: Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı.

    Sarıcabay: Sarışını andıran.

    Sarıer: Sarışın yiğit.

    Sarıhan: Sarışın hükümdar.

    Sarıkan: Sarışın bir soydan gelen.

    Sarıkaya: Sarı renkli kaya.

    Sarıtaş: Sarı renkli taş.

    Sarim: Keskin.

    Sariye: Hz. Ömer’in İran’daki komutanı.Sariye(R.A)

    Sarkan: Bir işin üzerine çok düşen.

    Sarp: Çetin, dik, ulaşılması zor kayalık

    Sarper: Güçlü, dayanıklı kişi

    Sarphan: Çetin, ulaşılması zor, dik duruşlu hükümdar

    Sarpkan: Sert güçlü soydan gelen

    Saruhan: Eski bir Türk beyi

    Sarvan: Önde giden, deve süren

    Satı: Uzun ömürlü olması için doğumdan önce ölmüşlere adanan çocuk; kız erkek adı olarak kullanılır.

    Satılmış: Doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.

    Satuk: Satı, satılmış

    Satvet: Atılma, hücum etme, saldırma.

    Sav: İddia, tez. 2. Haber, söz. 3. Atasözü.

    Sava: Haber, müjde

    Savacı: Haberci, müjdeci. 2. Peygamber.

    Savaş: Barışın olmadığı ortam, çatışma hali

    Savaşer: Savaşçı yiğit

    Savaşkan: İyi savaşan, iyi dövüşen

    Savat: Gümüş üzerine işlenen kara nakış.

    Saver: Sağlam, zinde.

    Savran: Deveci.

    Savtekin: Uğurlu olduğunu iddia eden.

    Savtunç: Sağlam tunç

    Savun: Tehlikelerden kendini koru temennisi.

    Sayan: Saygı gösteren, saymak eylemini yapan

    Sayar: Saygı gösterir, saygılı

    Saybey: Saygın bey, beyfendi.

    Saygı: Dikkatli, ölçülü, sevgi dolu davranma, hürmet

    Saygım: Saydığım kimse, benim saygım

    Saygın: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören

    Saygıner: Hürmet edilen.

    Saygut: Sayılan ve uğurlu, kutlu sayılan

    Sayguter: Sayılan ve kutlu bilinen yiğit

    Sayhan: Saygı gösteren kağan

    Sayıl: Kendini saydır, saygı gör, önemli ol manasında

    Sayılgan: Saygı duyulan.

    Sayıner: Seçkin yiğit, değerli yiğit, saygı gösterilen yiğit

    Saykal: Gösterişli.

    Saykut: Sayılan ve kutsal kimse

    Saylan: Sayılan, seçkin.

    Sayman: Hesap uzmanı, muhasebeci.

    Saymaner: Zeki kimse.

    Sayraç: Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü

    Saytekin: Sayılan ve biricik, sayılan şehzade

    Sayvan: Güneşten, yağmurdan korunmak için yapılan çardak.

    Sazak: Soğuk rüzgâr; sazlık; kaynak

    Sazan: Sazlık yerde yaşayan tatlı su balığı.

    Sebati: Sözünde duran.

    Sebih: Yüzücü, iyi yüzen.

    Sebil: Kutsal günlerde karşılık beklemeden, hayır için dağıtılan içme suyu. 2. Genellikle camilere bitişik

    Sebük: Hızlı, çabuk, hafif, ağırbaşlı olmayan 2. Aziz, sevgili

    Sebükalp: Hızlı, yiğit, çabuk yiğit, çevik yiğit

    Sebüktekin: Hızlı ve biricik; hızlı şehzade, hızlı prens

    Seccad: Secde eden

    Secem: Yağan ilk yağmur

    Seçim: Seçme işi; seçim günü doğmuş çocuğa verilen ad

    Seçkin: Özel, beğenilen kişi

    Seçkiner: Herkesçe beğenilen yiğit

    Seçmeer: Seçilerek alınmış yiğit

    Sedat: Doğruluk, haklılık

    Sefa: Saflık berraklık

    Sefa /Safa: Saflık berraklık

    Sefer: Yolculuk, savaş hali

    Seferi: Yolculukla ilgili olan. 2. Savaşla ilgili olan. 3. Yolculuk anında, oruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan.

    Seffah: Güzel söz söyleyen hatip / Cömert, eli açık

    Sefil: Sefalet çeken, yoksul kalan.

    Sefir: Elçi. 2. Zengin, soylu.

    Segman: Er, piyade eri. 2. Er kişi.

    Seha: Eli açık, cömert

    Sehat: Bir işi sonuna değin sürdürme, direşme.

    Sehhar: Büyüleyici, büyülü gibi.

    Sehran: Geceleri uyumayan, uykusuzluk çeken.

    Selah: “Selahattin”in kısaltılmışı,

    Selahaddin: Dinine bağlı kişi.

    Selahattin: Dinine bağlı kimse

    Selahattin – Selahhaddin: Dinine bağlı kimse.

    Selahattin Efe: Dinine bağlı efe yiğit kişi

    Selahi: Barış, huzur.

    Selam: Sonu iyi hayırlı çıkma. 2. Barış, huzur. 3. Ölümsüzlük. 4. Nezaket gösterisi yapmak. 5. Esenlenme.

    Selamet: Salim olma, esenlik. 2. Kurtulma. 3. İyi son. 4. Güvenme, emin olma.

    Selamettin: Dinin selamete ermesi.

    Selami: Huzurla, selametle ilgili

    Selatin: Sultanlar.

    Selcan: Yüreği çoşku dolu olan.

    Selçuk: Hatiplik yeteneği olan.

    Selçuker: Tezcanlı yiğit, hızlı yiğit, evecen yiğit

    Selef: Bir makamda, bir görevde kendisinden önce bulunmuş kimse, öncel

    Selek: Eli açık, cömert.

    Selekman: Cömert.

    Seler: Taşkın yiğit, sel gibi yiğit

    Selgüç: Gücünün çoşkunluğu dışarı taşan.

    Selhan: Haberci.

    Selışık: Işık seli.

    Selim: Yumuşak huylu, sağlam

    Selkan: Sel gibi coşkulu.

    Selman: Barış içinde bulunma huzur, erinç

    Selmi: Barış yanlısı, barışsever.

    Selok: Sel gibi çoşkun, ok gibi hızlı.

    Semai: Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen söz . 2. Türk müziğinde iki basit usülden biri. 3. Bir halk şiiri türü.

    Semavi: Sema ile ilgili anlamının yanında, semaya mensup diyede bilinir

    Semender: Ateşte yanmadığı halde ateşi söndürdüğü söylenen efsane hayvan.

    Semi: İşiten, işitme kuvveti olan

    Semih: Bol, cömert gönüllü

    Semin: Değeri çok olan

    Semir: Dost, arkadaş. 2. Nitelikli 3. Yamaç, dağ silsilesi

    Semiray: Ay gibi dost canlısı.

    Semuh: Cömert.

    Semyan: Haşmet.

    Sena: Övme, övgü.

    Senad: Övgü

    Senai: Övme ile ilgili.

    Senan: Parlak, ışıklı

    Sencan: Can kadar sevilen.

    Sencer: Kale manasındadır. Büyük Selçuklu Hükümdarının adıdır.

    Sener: Sen yiğitsin anlamındadır.

    Senger: Siper. 2. Korugan.

    Sengin: Ağırlığı olan.

    Senih: Eli açık cömert 2. Süs, bezek, inci

    Senol: “Her zaman değişmeden kal” anlamında kullanılan bir ad.

    Ser: Baş. 2. Başkan. 3. Tepe. 4. Uç, kenar, kıyı. 5. Son, nihayet.

    Serad: Adı lider olan.

    Seralp: Yiğitlerin lideri.

    Seratir: Üstün, yüksek.

    Serbay: Komutan, lider

    Serbaz: Subay. 2. Korkusuz cesur.

    Serbest: Özgür, bağımsız.

    Serbülent: Baş savaşçı, lider

    Sercan: Canların özü, canın başı

    Sercihan: Sevilen hükümdar.

    Serçin: Seçkin kişi

    Serdal: Önde olan, lider

    Serdar: Komutan, önde giden asker

    Serdarhan: Hükümdar.

    Serdengeçti: Fedai.

    Serdeste: Seçkin kimse, mümtaz.

    Serdinç: Sakin, rahat.

    Serener: Gönderi çeken kişi.

    Sereng: Üç renk.

    Serezad: Serbest, hür. 2. Derdi olmayan, rahat ve huzurlu.

    Serfiraz: Kazanan, galip.

    Sergen: 1.Raf, vitrin 2. Perişan, yorgun 3. Tepelerdeki düzlük yerler

    Sergüzeşt: İnsanın başından geçen olay. 2. Serüven, macera.

    Serhad: Sınır boyu

    Serhan: Hanların başı, baş hükümdar

    Serhas: Dikenli bitki.

    Serhat: Sınır boyu

    Serhat / Serhad: Sınır boyu

    Serhun: Asil kan, soylu kan.

    Seri: Çok hızlı, süratli

    Serian: Aceleci.

    Serim: Serme işi. 2. Sabırlı. 3. Genellikle öykülerde başlangıç bölümüne verilen ad.

    Serimer: Sabırlı kişi.

    Serin: Az soğuk

    Serkan: Asil bir soydan gelen kimse

    Serkeşi: Asilik, dik kafalı, iraatsiz.

    Serkut: Mutlu, şanslı insan

    Sermedi: Sonsuz.

    Sermest: Kendinden geçercesine sevmek.

    Sermet: Öncesiz ve sonrasız olan; sürekli ve sonsuz olma

    Sermiyan: Efendi, bey, reis.

    Sernerm: Uysal, yumuşak başlı.

    Serok: Başkan, şef, yönetici.

    Serol: “Önder ol! başa geç!” anlamında kullanılan bir isim

    Sert: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan, katı, berk, sarsıcı, dayanılması güç

    Sertaç: Baş tacı edilen kimse

    Sertan: Gecenin en karanlık en anında dünyaya gelen ilk ışıklar

    Sertel: Acımasız, katı.

    Serter: Sert + Er, sert erkek

    Sertuğ: Baştacı edilen.

    Servan: Lider, üstün

    Server: Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis

    Servet: Varlık, zenginlik

    Settar: Günahları örtendir. Allah’ın isimlerindendir.

    Sevan: Her zaman sevilerek anılan.

    Sevban: Giyinen, kuşanan. Hz. Peygamber’in azatlısının adı

    Sevener: Seven yiğit.

    Sever: Herkesi içtenlikle seven.

    Sevgen: İçtenlikle seven.

    Sevgideğer: Sevilen, değer verilen kimse.

    Sevgün: “Aydınlığı, ışık saçmayı sev” anlamında kullanılan bir ad.

    Seviği: / Sevi

    Sevik: Dost, arkadaş.

    Sevindik: Oğlan çocuğu doğduunda konulan bir ad.

    Sevkal: Her zaman için sevil.

    Sevkan: Sıcakkanlı.

    Sevük: Sevilmiş, sevilen, sevgili; dost, arkadaş

    Sewgur: Şafak.

    Seyda: Elit.

    Seydi: Efendiye yakışır nitelikte olan

    Seyfeddin: Dini koruyan

    Seyfettin: Dinin kılıcı

    Seyfi: Kılıç şeklinde olan

    Seyfullah: Allah’ın kılıcı

    Seyhun: Bir akarsu

    Seyit: Hz. Muhammed’ in soyundan gelenlere verilen addır.

    Seyit/Seyyit: Efendi, ağa. 2. Hz. Muhammed soyundan gelen kimse.

    Seyithan: İleri gelen hükümdar

    Seyithan / Seyyithan: Ağaların ağası.

    Seylan: Akma, akıntı.

    Seymen: Bayram günlerinde, düğünlerde, törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit

    Seyran: Gezinme. 2. Bakınıp seyretme.

    Seyyid: Lider, ileri gelen kişi

    Seza: Uygun olan, yakışır olan, münasip

    Sezai: Uygun, yaraşır

    Sezal: Sezgili.

    Sezek: Duygusal kişi.

    Sezgen: Sezgileri güçlü olan.

    Sezgin: Sezgileri güçlü olan.

    Sezginay: Sezgileri güçlü olan.

    Sezginer: Sezme yeteneği olan yiğit

    Sezi: Duyu, algılama

    Sezim: Sezgi.

    Seziş: Hisseden.

    Sezmen: Sezen, hisseden.

    Sıdal: Güç, kuvvet, dayanıklılık. 2. Olgunlaşmaya, erginleşmeye başlayan. 3. Öfkeli, sinirli.

    Sıdam: Natürel.

    Sıdar: Dayanıklı, güçlü

    Sıddık: Çok içten, sadık ve doğru kimse

    Sığanay: Alageyik ve Ay gibi güzel

    Sılamed: Selamet.

    Sılan: Keyfi, huzuru yerinde olan.

    Sıraç: Nur saçan, ışıklı.

    Sıral: Güvenilen kimse.

    Sırat: Yol.2. Cehennemin üzerinde kurulmuş olduğuna inanılan dar ve geçilmesi güç köprü.

    Sırrı: Gizemle, sırla ilgili olan

    Sıtkı: Yalan söylemeyen, dürüst

    Sıtkı / Sıdkı: Doğruluk, gerçeklik. 2. İçten bağlılık.

    Sidar: Ağaç gölgesi

    Simavi: Yüz, çehre.

    Simt: Doruk, tepe.

    Sina: Arap yarımadasının Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen oluşturan yanmada. 2. Bu yarımadada bulunan dağ. 3. Hz. Musa’ya Allah’tan levhaların (sözlerin) geldiği dağ.

    Sinan: Mızrak, süngü, silahların sivri ucu

    Sipah: Asker.

    Sipahi: Tımar sahibi asker

    Sipan: Suphan Dağı.

    Sipkan: Ağrı’da Kürt aşireti.

    Sirac: Işık, meşale. Nur saçan

    Sirac / Siraç: Işık.

    Siracettin: Dinin ışığı.

    Siraç: Işık, lamba, fener, mum, kandil

    Sirer: Gözü gönlü tok olan.

    Siret: Bir kimsenin manevi durumu, hal ve hareketleri

    Siret / Siyret: Yaşam öyküsü. 2. Bir kimsenin iç dünyası.

    Sirmen: Gözü, gönlü tok olan.

    Sirt: Sert, haşin.

    Sitembar: Kurban, ezilmiş, mazlum.

    Sitemkar: Sitem edici, sitem eden.

    Siwar: Süvari.

    Siyasi: Politik.

    Siyavuş: Yağız atlı.

    Somel: Güçlü el.

    Somer: Katışıksız yiğit, tam yiğit

    Sona: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk

    Sonad: Son çocuk.

    Sonalp: Son yiğit

    Sonat: Bir ya da iki şarkı için yazılmış 3- 4 bölümden oluşan müzik yapıtı.

    Sondal: Artık ondan sonrası olmayan dal; (mecaz olarak) son çocuk

    Sonder: Son diyen; (mecaz olarak) son çocuk

    Sonel: Artık ondan sonrası olmayan el; (mecaz olarak)son erkek çocuk,

    Soner: Sonuncu yiğit

    Songun: Son olan.

    Songur: Şahin.

    Songuralp: Şahin gibi yırtıcı yiğit.

    Songurhan: Şahin gibi yırtıcı hükümdar.

    Songurkan: Yırtıcı bir soydan gelen.

    Songurtay: Şahin gibi yırtıcı genç.

    Songurtürk: Şahin gibi yırtıcı Türk.

    Sonsuz: Sonsuzluk

    Sonuç: Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. 2. Bir gelişim veya girişimden elde

    Soral: Sorduktan sonra al

    Sorgun: Güzel saçlı.

    Sorkan: Derikte Kürt aşireti.

    Sorkun: Bir tür söğüt

    Soyak: Soyu temiz.

    Soyalp: Soyu yiğit, soylu yiğit

    Soydan: Soylu bir ailesi olan.

    Soydaner: Soylu yiğit, iyi soydan gelen yiğit

    Soydaş: Soyları bir olan, hemcins.

    Soydinç: Soyu dinç

    Soydinçer: Soyu dinç yiğit

    Soyer: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit

    Soyhan: Soyu han olan, kağan soylu

    Soykal: Soyunu devam ettir.

    Soykan: Soylu kan

    Soykök: Köklügeçmişi olan bir soydan gelen.

    Soykurt: Soylu kurt, kurt gibi bir soydan gelen

    Soykut: Soyu uğurlu kimse, soyca kutlu

    Soylu: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan

    Soylubey: Asil ve saygın kişi.

    Soyluer: Asil ve yiğit kişi.

    Soylukan: Asil bir geçmişi olan.

    Soylutay: Asil ve genç.

    Soylutürk: Asil Türk.

    Soysal: Uygar, medeni, soyla ilgili olan

    Soytekin: Soyu biricik, soylu ve tek olan kimse; soylu şehzade

    Soyuak: Soyu temiz.

    Soyualp: Yiğit soydan gelen.

    Soyudinç: Dinç bir soydan gelen.

    Soyudinçer: Dinç bir soydan gelen.

    Soyuer: Yiğit bir soydan gelen, yiğit soylu

    Soyugür: Çok kalabalık bir soydan gelen.

    Soyuhan: Hükümdar soyundan gelen.

    Soyukan: Soylu kandan gelen.

    Soyukök: Köklü geçmişi olan bir soydan gelen.

    Soyukurt: Kurt gibi güçlü ve zeki soydan gelen.

    Soyukut: Kutsal bir soydan gelen.

    Soyupak: Temiz ve dürüst bir soyu olan.

    Soyutay: Asil ve genç.

    Soyutekin: Uğurlu

    Soyutürk: Türk soyundan gelen.

    Sökmen: Yiğitlere verilen san

    Sökmener: Yiğit.

    Sönmez: Her zaman için var olacak olan.

    Sönmezalp: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin yaşayacak yiğit

    Sönmezay: Güzelliğiyle anılacak olan.

    Sönmezer: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin yaşayacak yiğit

    Sözal: Söz vermesini sağla.

    Sözen: Hatiplik yeteneği çok iyi olan.

    Sözer: İyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse

    Sözmen: İyi ve güzel konuşan kimse

    Suad: Mutlu, mutlulukla ilgili

    Sualp: Asker, yiğit.

    Suat: Mutlulukla ilgili.

    Suat / Suad: Mutlu, mutlulukla ilgili

    Suavi: Herkesin işine koşan yardım eden kişi

    Suay: Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı

    Subutay: Cengiz Han’ın ünlü Moğol generalinin adı

    Sudeysi: Kâbe imamlarından Abdurrahman Es Sudeysi ’nin soyadı

    Sudi: Kazanç, kar.

    Sufi: Tasavvuf erbabı

    Sulhi: Barışa özgü, barışçı.

    Sunal: Sunuş, sunma.

    Sunalp: Sunulan yiğit

    Sunar: Takdim eden.

    Sund: Ant içmek. 2. Yemin eden.

    Sunel: Sunulan el.

    Suner: Sunulan yiğit.

    Sungu: Sunulan şey, birine sunulan şey, bağış, armağan, sunu

    Sungun: Yetenek; eğilim; armağan edilebilecek nitelikte

    Sungur: Doğana benzeyen bir alıcı kuş, atmaca, şahin akdoğan

    Sunguralp: Atmaca gibi ve yiğit, şahin yiğit

    Sungurbey: Yırtıcı ve saygın.

    Sunullah: Allah’ın kudreti.

    Suphi: Sabahla, aydınlıkla ilgili

    Sururi: Sevinçli, neşeli, 8. yy. Osmanlı şairi.

    Suudi: Kutsal yıldızlar. 2. Yükselme.

    Suut: Yükseliş, yukarı doğru yükselme.

    Suvari: Su gibi.

    Süalp: Asker yiğit

    Süel: Asker eli.

    Süer: Yiğit asker

    Süerdem: Faziletli asker.

    Süerden: Dürüst asker.

    Süergin: Olgun asker.

    Süerkan: Yiğitçe bir geçmişe sahip asker.

    Süersan: Yiğitliğiyle nam salmış asker.

    Süha: Büyükayı takımyıldızının en küçük yıldızı

    Sühan: Söz, lakırdı, şiir

    Süheyl: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak

    Sükan: Yiğit, yürekli, asker kan

    Sükuti: Az konuşan.

    Süleyman: Hz. Davud peygamberin oğlu, Hz. Süleyman peygamberin adıdır. Huzur ve sükun demektir.

    Sülü: “Süleyman” isminin kısalarak söylenen bir biçimi.

    Sülüman: “Süleyman” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Sümbül: Zambakgillerden, salkım çiçekli, keskin kokulu, soğanlı otsu bitki

    Sümer: Mezopotamya’da eski zamanlarda yaşamış olan bir kavim adıdır.

    Sümerkan: Sümer soyundan gelen.

    Süner: Esneyebilir, esnek, uzayabilir, uzar

    Sünter: Kızıl renkli, çavdara benzer sert buğday

    Süphan: Sönmüş volkan.

    Sürel: Süreyle, zamanla ilgili, süreye değgin

    Süreyya: Ülker yıldız takımı

    Sürsoy: Soyu sürdür; süren soy

    Süruri: Sevinçli, sevinçle ilgili

    Süvari: Atlı. 2. Atlı asker. 3. Gemi kaptanı.

    Süzen: Topluca yapılan av.

     

    22/29‘Ş’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘Ş’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Şaban: Kameri yılın 8. Ayı. İslamiyet’te kutsal üç aylardan biridir.

    Şadan: Neşeli, keyfi yerinde.

    Şadıman: Neşe, sevinç.

    Şadi: Sevinç, neşe, mutluluk

    Şafak: Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık

    Şafi: Şifa verici, iyileştirici. 2. Kandıran, inandıran. 3. Yeter görülen. 4. Şefaat eden, birinin bağışlanması için aracı olan. 5. Ahrette ceza gününün şefaatçisi Hz. Muhammet

    Şah: Hükümdar. 2. Satranç oyununda en önemli taş. 3. Benzerlerine oranla en üstün, en iyi, en güzel. 4. Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek.

    Şahab: Ateş, alev parçası

    Şahab / Şahap: Alev, ateş parçası. 2. Kayan yıldız, akan yıldız. 3. Cesur yürekli kimse.

    Şahabettin: Dinin yıldızı

    Şahadet: Tanıklık, şahitlik. 2. Yüksek bir ülkü uğruna ölme, şehit olma.

    Şahadettin: Dinin şahitliği.

    Şahalem: Evrenin hükümdarı.

    Şahan: Oldukça büyük boylu, yırtıcı bir kuş

    Şahap: Ateş, alev parçası

    Şahap / Şahab: Alev, ateş parçası. 2. Kayan yıldız, akan yıldız. 3. Cesur yürekli kimse.

    Şahat: Güçlü, güzel cins at, atların şahı.

    Şahbaz: iri ve beyaz bir doğan (kuş) türü. 2. Kahraman, yiğit. 3. Becerikli, çevik kimse.

    Şahbey: Saygın ve yüce kişi.

    Şahin: Bir tür yırtıcı kuş

    Şahinalp: Şahin gibi yiğit

    Şahinbay: Yırtıcı ve saygın kişi.

    Şahinbey: Yırtıcı ve saygın kişi.

    Şahiner: Şahin gibi yiğit

    Şahir: Şair, ozan.

    Şahsüvar: Ata çok iyi binen.

    Şahzade: Şah oğlu.

    Şaik: İstekli, arzulu.

    Şair: Ozan, şiir yazan kişi.

    Şakir: Şükreden, nankörlük etmeyen

    Şamil: Kapsayan, içine alan

    Şan: İyi tanınma, ün

    Şanal: Adın her yanda duyulsun, ünün yaygınlaşsın, iyi ün sahibi ol

    Şanalp: Ünlü yiğit

    Şanar: Namuslu, dürüst. 2. Ünlü.

    Şanazi: Gurur, kibir.

    Şaner: Şanlı, şöhretli kişi.

    Şanlı: Ünü yaygın, ünlü, iyi ün sahibi

    Şanlıbay: İyi ün sahibi ve varsıl kimse

    Şansal: Adını, şanını her yana duyur, şan ver

    Şansın: Yiğit

    Şanver: Ünün, şanın her yana yayılsın

    Şarez: Devrim, ihtilal.

    Şarık: Doğan, parlayan.

    Şaristani: Kentli.

    Şatır: Şen, neşeli.

    Şavlı: Bilgili, bilgisini iyi kullanan, bilim adamı, bilgin

    Şayan: Yakışır, yaraşır. uygun.

    Şayeste: Yaraşır.

    Şaylan: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik

    Şaylaner: Neşeli yiğit; incelikli erkek

    Şazi: Neşe, sevinç. 2. Gönül rahatlığı.

    Şebap: Gençlik, tazelik.

    Şecaattin: Yüreklilik, yiğitlik

    Şefik: Şefkatli

    Şehamet: Zeka ile aklı birleştiren. 2. Cesaret, yiğitlik.

    Şehim: Akıllı, ve zeki yiğit.

    Şehmuz: Şah soyundan gelen

    Şehriban: Şehrin büyüğü, ileri geleni

    Şehsuvar: İyi ata binen yiğit erkek.

    Şehvar: İri ve iyi cins inci.

    Şehzade: Hükümdar oğlu.

    Şekip: Sabır, tahammül.

    Şemaşi: Davranışlar, alışkanlıklar

    Şemdin: Dinin ışığı.

    Şemi: Güzel kokulu.

    Şems: Güneş

    Şemseddin: Dinin insanlara verdiği aydınlık, dinin güneşi

    Şemsettin: Dinin güneşi, aydınlığı.

    Şemsi: Güneşe ait, güneşle ilgili

    Şenalp: Neşeli yiğit, şen yiğit

    Şenaltan: Neşeli ve zengin kimse

    Şencan: Neşeli ve cana yakın

    Şendoğan: Neşeli doğmuş kimse

    Şenel: Neşelen, şen duruma gel

    Şener: Şen erkek

    Şenkal: Mutlu kal, mutlu yaşa.

    Şenkaya: Neşeli ve kaya gibi kimse

    Şenol: Neşeli ol anlamında

    Şensal: Etrafına neşe saç.

    Şensen: “Neşeli ve mutlu bir insansın” anlamında kullanılan bir ad.

    Şensoy: Soyu şen kimse, şen soydan

    Şentürk: Neşeli Türk

    Şenyaşar: Yaşamı şenlik, mutluluk içinde geçer, şen bir yaşam sürer

    Şenyurt: Neşeli, mutlu insanların yurdu.

    Şerafet: Şerefli, onurlu. 2. Soyluluk. 3. Hz. Muhammed soyundan gelme.

    Şerafettin: Dinin şereflisi, büyüğü

    Şeref: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak

    Şerefhan: Büyük, ulu, üstün hükümdar.

    Şeren: Hiperaktif, tezcanlı, çevik

    Şerif: Kutsal, mübarek

    Şerzan: Savaşı bilen

    Şeşen: Güzel konuşan, hatip.

    Şevket: Ululuk, yücelik, kudret ve kuvvetlilik

    Şevki: Şevk, keyif, istekle ilgili

    Şeyhmus: Peygamber soyundan gelen, düzgün, dürüst, hayırsever

    Şılgın: Fırtına ile yağan yağmur.

    Şıvan: Çoban. 2. Bekleyen, koruyan.

    Şide: Güneş ışığı.

    Şimal: Kuzey.

    Şimşek: Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık. 2. Canlı, hızlı, coşkulu, hareketli kimse.

    Şimşeker: Şimşek gibi yiğit

    Şinasi: Tanıyış, tanımakla ilgili

    Şinaver: Yüzen. 2. Yüzücü.

    Şipal: Kahraman.

    Şiraz: Türk müziğinde eski bir makam

    Şirin: Tatlı, sevimli, cana yakın.

    Şirjav: Değerli, layık.

    Şirvan: Aslan yuvası

    Şiyar: Duyarlı, hisleri güçlü olan, kabiliyeti, anlama düzeyi yüksek olan ve refleksleri güçlü olan insan

    Şorej: Devrim, ihtilal.

    Şuayip: Cemaat, topluluk

    Şükrettin: Dinin şükrü

    Şükrü: Şükretme, hoşnut olma

    Şükür: Minnettarlık.

    Şüriş: İsyan, ayaklanma, başkaldırı.

     

    23/29‘T’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘T’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Tabgaç: Ulu, saygıdeğer.

    Tacal: “Üstün ol, baş ol” anlamında kullanılan bir ad.

    Tacettin: Taca ait

    Taci: Taç ile ilgili

    Tacim: Noktalama.

    Tacir: Ticareti meslek edinmiş olan kimse.

    Tacver: Taç sahibi padişah.

    Taçkın: Gurur

    Tagay: Silah. 2. Annenin erkek kardeşi, dayı.

    Tağ: Dağ.

    Tağalp: Dağ gibi yiğit

    Tağar: Kap, çanak, küp, çömlek.

    Tağay: Silah. 2. Annenin erkek kardeşi, dayı. – bk. Tagay

    Tağman: Dağ gibi iri yarı, gösterişli kimse.

    Taha: Hz. Ömer’e müslüman olmadan önce okunan ilk sure; Kuran’ da 20. Sure ismidir. Sermek, yaymak, döşemek manasına gelen fiildir.

    Tahir: Pak, temiz

    Tahsin: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam

    Taip: Tövbe eden.

    Takdir: Beğenme, değer verme.

    Taki: Günahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse.

    Takiyettin: Dindar, mümin.

    Talas: Rüzgârın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga

    Talat: Yüz, surat, çehre

    Talay: Büyük deniz, büyük nehir

    Talayer: Çok yiğit, deniz eri denizci

    Talayhan: Dal gibi kağan

    Talaykan: Denizci bir soydan gelen kimse.

    Talaykoç: Denizci yiğit.

    Talaykurt: Denizci yiğit.

    Talaykut: Mutlu denizci.

    Talayman: Deniz adamı, denizci.

    Talaz: Dalga, kasırga

    Talha: Zamk ağacı / İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir.

    Tâlha/Talha: Zamk ağacı.2. İslâm dinini kabul eden ilk on kişiden biri.

    Tali: Talih

    Talih: Şans, baht.

    Talip: İstekli, isteyen, talep eden

    Talu: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin

    Taluy: Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.

    Taluyhan: Denizlerin hükümdarı. – bk. Talayhan

    Tamal: “Bütünüyle ele geçir” anlamında kullanılan bir ad..

    Tamar: Damar

    Tamay: Dolunay.

    Tamçelik: Çelik gibi güçlü kimse.

    Tamer: Her şeyi ile yiğit olan

    Tamerk: Tam güçlü, özerk

    Tamkan: Soylu kimse

    Tamkoç: Koç gibi güçlü kimse.

    Tamkurt: Kurt gibi güçlü kimse.

    Tamkut: Çok mutlu, talihli kimse.

    Tamtürk: Tümüyle Türk, herşeyi ile Türk

    Tan: Şafak, alaca karanlık

    Tanaçan: Şafak gibi açılan, aydınlatan

    Tanaçar: Şafak vaktinde açar

    Tanağar: Şafak vaktinin kızıllığı, şafak ağırtısı

    Tanal: Şafak vaktinin al rengi

    Tanalp: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi

    Tanay: Şafaktaki ay

    Tanaydın: Şafak aydınlığı

    Tanberk: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse

    Tanbey: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi

    Tancan: Şafak vakti doğan can

    Tandoğan: Ağaran şafak; şafakta doğan

    Tandoğdu: Şafak vakti doğmuş olan

    Tandoruk: Doruktan yükselen şafak

    Tanel: Eli ile ışık getiren

    Taner: Şafak gibi parlayan er

    Tanercan: Şafak gibi güzel ve can yiğit

    Tanerk: Şafak gücü; güçlü şafak

    Tanfer: Tan vakti

    Tangüç: Şafak gücü

    Tanhan: Şafak kağan

    Tanıl: Herkesçe bilinme, tanınma

    Tanju: Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen san

    Tank: Sabah yıldızı, venüs. 2. Yol.

    Tankut: Şafak sevinci

    Tankutlu: Uğurlu şafak, kutlu şafak

    Tanrıöver: Güzelliği ve dürüstlüğüyle Tanrı övgüsüne kavuşmuş olan. 2. Tanrıcı.

    Tanrıverdi: Tanrı’nın sevgili kulu. Allah vergisi olan.

    Tansal: Güzelliğiyle nam salan.

    Tansan: Güzelliğiyle nam salmış olan.

    Tansel: Tan vaktinin güzelliğini kendinde yansıtan.

    Tansen: Gerçekten güzelsin.

    Tanser: Güzelliğin bilinsin.

    Tansev: Şafağı seven kimse

    Tansever: Güzeli sever.

    Tansı: Tan kadar güzel.

    Tansoy: Şafak gibi güzel soydan kimse

    Tansu: 1.Doğaüstü olay, mucize. 2. Doğaüstü ve hayran olunası güzellik.

    Tantürk: Şafak gibi Türk

    Tanuğur: Şafak vaktinin uğuru

    Tanver: Işık saç

    Tanyel: Güzelliğin rüzgar gibi etkili.

    Tanyer: Şafağın doğduğu yer

    Tanyeri: Güneş doğmak üzereyken aydınlanan yer.

    Tanyıldız: Göz kamaştıran bir güzelliğe sahip olan. 2. Çoban yıldızı.

    Tanyol: Şafak yolu. 2. Tan vakti.

    Tanyu: Hakan, kağan, hükümdar; Çinliler’in eskiden Türk hakanlarına verdiği unvan

    Tanyualp: Yiğit kağan

    Tanyutekin: Biricik kağan, yiğit şehzade

    Tanyücel: Şafak vakti yüce ol

    Tanyüz: Güzel yüzlü.

    Tanzer: Altın rengindeki şafak

    Taran: Tarla, geniş toprak, geniş yer

    Tarcan: Ayrıcalıklı dost

    Tardu: Armağan, hediye

    Targan: Ayrıcalıklı, saygın.

    Tarhan: Soylu kimse, bey varsıl kimse

    Tarık: Sabahyıldızı

    Tarım: Toprak üzerinde yapılan çalışma.

    Tarik: Terk eden, bırakan, vazgeçen.

    Tarkan: Ayrıcalıklı, saygın

    Taşad: Adı gibi kendisi de sert olan kişi.

    Taşan: Çoşkulu olan.

    Taşar: Kabına sığmaz, coşar, coşkun

    Taşcan: Taş gibi sağlıklı kimse

    Taşdemir: Taş ve demir gibi kimse

    Taşel: Sert elli

    Taşer: Taş gibi sert yiğit

    Taşhan: Sert hükümdar.

    Taşkan: Taş gibi sağlam bir kandan gelen

    Taşkent: Özbekistan’ın başkenti. 2. Şehrin zorlukları karşısında sert olabilen.

    Taşkın: Coşkun sular gibi hareketli kişi

    Taşkınad: Adı gibi kendisi de coşkulu olan.

    Taşkınalp: Coşkulu yiğit.

    Taşkınay: Ay gibi güzel ve coşkulu.

    Taşkınel: Coşkulu el. 2. Coşkun kişi.

    Taşkıner: Kabına sığmayan yiğit, coşkun yiğit

    Taşkınhan: Coşkulu hükümdar.

    Taşkınkan: Coşkulu bir soydan gelen.

    Taşkınsoy: Coşkulu bir soydan gelen.

    Taşkıntay: Coşkulu genç.

    Taşkıntürk: Coşkulu Türk.

    Taştan: Taş gibi, taştan yapılmış gibi sağlam, taştan yapılmış

    Taştekin: Taştan yapılmış ve biricik olan; taş gibi sağlam şehzade

    Tatar: Bir Türk kavmi

    Tatarhan: Tatar hükümdarı

    Tatarkan: Tatar soyundan gelen kimse.

    Tatarsoy: Tatar soyundan gelen kimse.

    Tav: Işık.

    Tavık: Güneşli havada yağan yağmur.

    Tavlan: Tavlanmak işi.

    Tavlı: Tavlanılmış. Tay

    Tayak: Sığınılacak şey, esirgeyen koruyan.

    Tayanç: Sırrını koruyan, sırdaş

    Tayaydın: Nur yüzlü çocuk.

    Taybars: Yavru pars

    Taybek: Genç ve güçlü.

    Tayberk: Bağımsız davranabilecek kadar güçlü ve şimşek kadar hızlı olan taya benzer kişi

    Tayboğa: Boğa kadar güçlü.

    Taycan: Genç ve güçlü kimse, tay canlı

    Taydaş: Gençler.

    Taydemir: Genç ve güçlü.

    Tayfun: Şiddetli rüzgâr

    Tayfur: Bir küçük kuş cinsi

    Taygan: Eşsiz, biricik

    Taygun: Çocuk, torun

    Tayguner: Yiğit çocuk

    Tayı: Bir işi kendi isteğiyle yapan.

    Tayip: İyi, hoş, güzel

    Taykut: Genç ve kutlu, uğurlu

    Taylan: İnce, kibar, uzun boylu güzel kimse

    Taylaner: Uzun boylu ve yakışıklı yiğit

    Tayman: Genç

    Taymaz: Dengeli kişi.

    Taypars: Pars gibi güçlü genç.

    Taytimur: Genç demir

    Tayyar: Uçan, uçucu

    Tayyib: İyi, hoş çok temiz

    Tayyip: İyi, güzel, hoş.

    Teber: Dervişlerin taşıdıkları yarım ay biçimindeki balta.

    Tecelli: Görünme, ortaya çıkma

    Tecer: Becerikli

    Tecik: Tutumlu, idareli.

    Tecimen: Ticaretle uğraşan.

    Tecimer: Ticaretle uğraşan.

    Tecir: Celepçilikle uğraşan.

    Teda: Esin.

    Tedü: Deneyimli, zeki.

    Tefik: Yalan söyleme, iftira atma.

    Tegin: Uğurlu

    Tekalp: Biricik yiğit, tek yiğit

    Tekant: Biricik yemin, tek yemin

    Tekay: Eşi benzeri görülmemiş, ay gibi güzel.

    Tekbay: Eşsiz bir saygınlığı olan

    Tekcan: Biricik sevgili

    Teker: Eşi benzeri bulunmayan yiğit

    Tekeş: Birbirine uyan.

    Tekil: Eşsiz.

    Tekin: Uslu, uğurlu, tek, şehzade, prens

    Tekin Alp: Şehzade, yiğit

    Tekinad: Uğurlu ad.

    Tekinalp: Biricik yiğit; yiğit, şehzade

    Tekinay: Uğurlu ay.

    Tekindağ: Uğurlu dağ,

    Tekinel: Uğurlu el.

    Tekiner: Er şehzade, yiğit şehzade

    Tekinhan: Uğurlu hükümdar.

    Tekinkan: Uğurlu soydan gelen.

    Tekinkılıç: Uğurlu kılıç.

    Tekinsoy: Biricik soydan, biricik soy

    Tekinsu: Temiz su.

    Tekintay: Uğurlutay.

    Tekintuğ: Uğurlu başlık. .

    Tekintürk: Uğurlu Türk.

    Tekiz: Bir tek iz; ikiden azız, biriz

    Tekmil: Olgunlaştırma. 2. Bitirme, tamamlama, bütünleme.

    Tekok: Bir ok

    Tekol: Biricik olasın

    Tekoşer: Bilinçli, şuurlu.

    Tekoşin: Kavga, mücadele.

    Teköz: Benzersiz bir dürüstlük karakteri taşıyan.

    Teközer: Benzersiz bir dürüstlük karakteri taşıyan yiğit kişi.

    Teksen: Yalnızca sen

    Teksoy: Biricik soy

    Tektaş: Çok değerli, kolay kolay bulunmayan.

    Tekün: Çok ünlü.

    Telim: Kibir, kibirli.

    Temel: Asıl olan, önemli

    Temen: Değer.

    Temir: Demir.

    Temirkut: Demir gibi güçlü.

    Temiz: Her anlamda temiz olan.

    Temizad: Adı gibi kendide dürüst oları.

    Temizalp: Dürüstlüğü ve yiğitliği konuşulan.

    Temizcan: Dürüst ve içten dost.

    Temizel: Dürüst insan.

    Temizer: Dürüst kişi.

    Temizhan: Dürüst hükümdar.

    Temizkal: Her anlamda dürüstlüğünü koru.

    Temizkan: Dürüst bir soydan gelen.

    Temizol: Her anlamda dürüstlüğünü koru.

    Temizöz: Dürüst karakterli.

    Temizsan: Dürüstlüğüyle anılan.

    Temizsoy: Dürüst bir soydan gelen.

    Temiztay: Dürüst genç

    Temiztürk: Dürüst Türk.

    Temren: İlkel silahların ucundaki sivri demir.

    Temuçin: “Timuçin” adının bir başka söyleniş biçimi.

    Temür: Demir.

    Tengiz: Deniz.

    Teoman: Duman/ Hun İmparatoru Mete’ nin babası

    Tercan: Delikanlı.

    Terim: Kavram

    Terşeref: Şerefli, namuslu, saygın.

    Teşrif: Şereflendirme, onurlandırma.

    Tetik: Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık. 2. Dikkat ve özen gerektiren nazik iş. 3. Ateşli silahları ateşlemek için çekilen küçük manivela.

    Tetikel: Becerikli el 2. El hüneri olan.

    Tetiker: Dikkatli, uyanık yiğit,

    Tevfik: Başarıya ulaştırma

    Tevhid/Tevhit: Birleştirme. 2. Tanrı’nın tek olduğuna inanmak. 3. Allah’ın birliği inancını işleyen

    Tevhit: Allah’ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma

    Tevs: Sakinlik, durgunluk.

    Tevsen: İnatçı.

    Teyan: Botanda Kürt aşireti.

    Teyfik: Uygun duruma getirme, Tanrı’nın yardımına kavuşma

    Teymin: Uğurlu olsun.

    Teytik: “Tevfik” isminin bir başka biçimde söylenişi.

    Tez: Çabuk olan, süratli olan.

    Tezal: Hızlan.

    Tezalp: Aceleci yiğit, tez canlı yiğit

    Tezcan: Aceleci, işi hızlı yapan

    Tezel: Çabuk elli

    Tezer: Hızlı davranan yiğit

    Tezeren: Çabuk yetişen

    Tezkan: İçi içine sığmayan, kanıkaynayan.

    Tezkinsoy: Biricik soydan, biricik soy

    Tezok: Çabuk giden ok

    Tezol: Elini çabuk tut

    Tınaz: Ot, saman; savrulmaya hazır ekin

    Tıtan: Yunan mitolojisinde güçlü kişi.

    Tibet: Çin’in batısında özerk bir bölge

    Tilmaç: Çevirmen.

    Timuçin: Sağlam, demir gibi

    Timur: Demir. Türk- Moğol imparatoru

    Timurcan: Demir gibi sağlam can

    Timurhan: Demir han, sert kağan

    Timurkan: Demir gibi sağlam kan

    Timurlenk: Timurlar hanedanının kurucusu ve ilk hükümdar.

    Timuröz: Karakteri demir gibi olan. 2. Sağlam kişilik.

    Timurtaş: Demir taş

    Tin: Tepe, zirve, sağlam.

    Tinkut: Şanslı ve kutsal bir kişiliği olan.

    Tirmeh: Temmuz

    Tokalp: Gözü gönlü tok olan yiğit.

    Tokay: Dolunay, zengin, nehir kıvrımı.

    Tokcan: Doymuş kimse

    Tokdemir: Sağlam demir.

    Toker: Gözü gönlü tok yiğit

    Tokgöz: Gözü gönlü tok olan.

    Tokhan: Gözü gönlü tok hükümdar.

    Toktamış: Bir yerde yerleşik oturan

    Toktaş: Tok gözlü ve taş gibi

    Toktimur: Tok gözlü ve demir gibi; sağlam demir

    Tokyay: Tok gözlü ve yay gibi çevik

    Tolay: Topluluk cemiyet

    Tolga: Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık, miğfer

    Tolgahan: Güçlü lider

    Tolgan: Gezinen.

    Tolgay: Etraf, çevre

    Tolon: Ay’ın on dördü, dolunay.

    Tolonay: Dolunay, mehtap.

    Tolun: Dolgun, dolun, bedir

    Tolunay: Dolunay, tam ay

    Tolunbay: Dolgun ve zengin

    Tongal: Zengin, varlıklı.

    Tongar: Ulu, yüce, kudretli.

    Tonguç: İlk çocuk; çocuk

    Topaç: Vücutça toplu ve sağlıklı. 2. Koni biçiminde ucu sivri oyuncak.

    Topak: Avuç içinde yuvarlak bir biçim verilen hamur parçası.

    Topdemir: Top şeklinde yuvarlak demir.

    Toper: Güçlü, yiğit.

    Toperi: Güçlü, yiğit.

    Toprak: Toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla çürümüş organik cisimler bütünü / İnsanın yaratıldığı ham madde / Yer küreyi kaplayan her şeyin ondan yeşerdiği ve ona döndüğü madde

    Topuz: Ucu top biçiminde eski bir silah. 2. Top biçiminde toplanmış saç. 3. Bir şeyin elle tutulabilen çıkıntısı.

    Tor: Toy, işe alışkın olmayan. 2. Olgunlaşmamış. 3. Çekingen, acemi, utangaç.

    Toralp: Eğitilmemiş, toy yiğit

    Toraman: Sonradan ortaya çıkan, sonradan türeyen; tombul, iri yapılı

    Toran: Genç irisi.

    Torban: Utangaç hükümdar.

    Torcan: Utangaç.

    Torel: Gururlu kimse.

    Torgay: Serçe, tarla kuşu.

    Torhan: Gururlu hükümdar.

    Toril: Mardin bölgesinde bir bölge.

    Torin: Soylu, asil.

    Torkal: Mütevazi

    Torkan: Mütevazi bir soydan gelen.

    Torlak: Çok yakışıklı.

    Toros: Güneydeki dağ sırası

    Torumtay: Deve yavrusu.

    Torun: Bir kimseye göre çocuğun çocuğu

    Tosun: Sağlıklı delikanlı.

    Tosunbey: Sağlıklı, tıknaz bey.

    Totuk: Eski Türklerde askerî vali.

    Toy: Gençliği nedeniyle deneyimsiz olan. 2. Ziyafet.

    Toyboğa: Genç boğa.

    Toycan: Deneyimsiz genç, toy kimse, genç insan

    Toydemir: Deneyimsiz

    Toydeniz: Deneyimsiz.

    Toyga: Kalın sopa.

    Toygar: Çayır kuşu, tarla serçesi

    Toygun: Genç delikanlı.

    Toyka: Kalın sopa.

    Tozan: Toz tanesi. 2. Tozu çok olan yer.

    Tozun: Çok gezinen.

    Tökel: Çok.

    Töreban: Görgülü hükümdar.

    Töregün: Gündemde. 2. Geleneğe uygun.

    Törehan: Görgülü er, mert, yiğit

    Törel: Töreyle ilgili.

    Törüm: Yaradılış.

    Töz: Kök, asıl, cevher.

    Tözüm: Mütevazi.

    Traje: Gökkuşağı.

    Truske: Işın.

    Tual: Resim yapmak için kullanılan çerçeveli bez zemin

    Tufan: Çok ağır yağmur

    Tugay: Bir askeri birlik

    Tugberk: Göklerin hâkimi

    Tuğ: Tepe tüyü

    Tuğal: Çalış, çabala, başar.

    Tuğalp: Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit

    Tuğbay: tugay idare eden general anlamında

    Tuğberk: Göklerin hâkimi

    Tuğcu: Tuğ taşıyan.

    Tuğer: Tuğlu yiğit

    Tuğfan: Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur

    Tuğhan: Tuğu olan hükümdar

    Tuğkan: Türkçe kökenli bir erkek ismi olup, "Soyu savaşçı olan kimse." manasına gelmektedir

    Tuğlan: Sorguç sahibi ol

    Tuğlu: Bayrak, sancak

    Tuğra: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları özel biçimi olan simge. Mühür.

    Tuğrab: Topraktan gelen kişi

    Tuğrahan: Bir ve tek olan

    Tuğrul: Yırtıcı bir kuş

    Tuğrultekin: Uğurlu kişi.

    Tuğsan: Tuğuyla ünlü olmuş kimse

    Tuğsel: Başarıları dilden dile dolaşan.

    Tuğser: Başarılarının karşısında alçak gönüllü olan.

    Tuğşat: Allah tarafından tuğ ile ödüllendirilmiş kimse. (Tuğ

    Tuğtaş: Başarılı ve sert kişi.

    Tuğtay: Başarılı genç.

    Tuğtekin: Tuğlu şehzade

    Tuhfe: Armağan.

    Tulga: “Tolga'” adının bir başka söyleniş biçimi.

    Tulgar: Güçlü karakter.

    Tuli: Doğma, doğuşla ilgili.

    Tulun: Dolun. Tuman

    Tun: Gizli yer.

    Tuna: Bir nehir adı

    Tunacan: Havasından geçilmeyen.

    Tunaer: Çok yakışıklı yiğit kişi.

    Tunahan: Tuna nehri kenarında yaşayan son Osmanlı hükümdarına verilen son ad

    Tunak: Işıklı, mehtaplı gece.

    Tunakan: Kendine güvenen bir soydan gelen.

    Tunca: Bir nehir adı

    Tuncal: Al renkli tunç

    Tuncalp: Tunç gibi yiğit, tunç yiğit

    Tuncay: Tunç renkli ay

    Tuncel: Tunç gibi el

    Tuncer: Tunç gibi er

    Tunç: Bir metal karışımı

    Tunçad: Adı gibi kendi de güçlü Olan.

    Tunçalp: Tunç gibi güçlü kuvvetli yiğit.

    Tunçaslan: Tunçtan yapılmış aslan; (mecaz olarak) tunç gibi sağlam, Aslan gibi güçlü

    Tunçay: Tunç renkli ay

    Tunçbay: Tunç gibi sağlam ve zengin kimse

    Tunçbilek: Tunçtan yapılmış bilek

    Tunçdağ: Güçlü ve azametli.

    Tunçdemir: Altedilmesi imkansız olan.

    Tunçel: Tunç gibi güçlü el,

    Tunçer: “Tuncer” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Tunçhan: Hakanlar hakanı.

    Tunçkan: Çok güçlü bir soydan gelen.

    Tunçkol: Güçlü, kuvvetli.

    Tunçkurt: Güçlü ve kurnaz kişi.

    Tunçok: Tunçtan yapılmış ok

    Tunçsoy: Sağlam soy, güçlü soy, tunç gibi soy

    Tunçtan: Altedilmesi imkansız olan.

    Tunçtürk: Tunç gibi Türk

    Tunga: Güçlü, yiğit, rütbe

    Tunguç: “Tonguç” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Tunguz: Sibirya’da yaşayan göçebe bir topluluk.

    Tura: Tuğra, Kalkan, siper

    Turab: Hz Ali'nin lakaplarından biri

    Turab/ Turap: Toprağın babası anlamına gelen Arapça tamlama, Hz. Ali’nin lakaplarından biridir

    Turabi: Topraktan gelen, toprak ile ilgili olan

    Turaç: Keklik türünden, eti yenen bir av kuşu

    Tural: Yaşamak

    Turalp: Genç yiğit.

    Turan: Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı.2. Türklerin Orta Asya’daki en eski yurtları.

    Turatekin: Koruyucu yiğit.

    Turay: Tur ay

    Turcan: Samimi genç.

    Turfa: Az bulunur.

    Turgay: Tarla kuşu, serçe

    Turgut: Konut, oturulacak yer

    Turhan: Onurlu kişi

    Turkan: Fedai.

    Turna: Göçmen bir kuş

    Tuti: Konuşmayı seven. 2. Papağan türünden taklitli sesler çıkaran kuş, dudu kuşu.

    Tutun: Ev, aile.

    Tutunç: Tutunulacak şey

    Tuyan: Zengin, gururlu, besili, şişman, semiz

    Tuygan: Duyumsayan, duygulu, duyan

    Tuygun: Duyumsayan, duygulu

    Tuyuğ: Şarkı, türkü.

    Tuz: Sevimlilik.

    Tuzer: Sevimli delikanlı.

    Tüblek: Asalet akan.

    Tükel: Bütün

    Tülek: Delikanlı. 2. Zengin ve saygın kişi.

    Tümcan: Uğruna feda olsun canım.

    Tümel: “Temel” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Tümen: Büyük küme, yığın. 2. On binlerden oluşan birlik. 3. On bin, pek çok.

    Tümer: Her şeyi ile yiğit kişi

    Tümerdem: Faziletli.

    Tümerk: Güçlü, kuvvetli.

    Tümerkan: Yiğit soydan gelen.

    Tümerkin: Olgun.

    Tümhan: Tam bir kağan gibi olan kimse

    Tümkan: Soylu kan, tam kan

    Tümkurt: Güçlü ve kurnaz.

    Tümkut: Güçlü ve aziz kişi.

    Tümtürk: Her şeyiyle Türk, tam Türk

    Tüner: Delikanlı kişi.

    Türabi: Toprakla ilgili.

    Türe: Adalet.

    Türegün: Adaletli gün.

    Türehan: Adaletli hükümdar.

    Türel: Hukuksal.

    Türeli: Haktan yana olan.

    Türemen: Hukukçu.

    Türev: Ortaya çıkan.

    Türk: Türk soyundan gelen halk.

    Türkad: Adıyla ve Türklüğüyle gurur duyan.

    Türkalp: Yiğit Türk

    Türkaslan: Aslan Türk

    Türkay: Ay gibi parlayan Türk

    Türkbay: Saygın Türk.

    Türkbey: Saygın Türk.

    Türkcan: Can türk, sevgili Türk

    Türkdoğan: Türk doğmuş olan

    Türkdoğdu: Türk olarak doğmuş olan

    Türker: Yiğit Türk, Türk erkeği

    Türkeş: Orhun yazıtlarında söz konusu edilen bir kahraman adı

    Türkiz: Peşinden gidilmesi gereken Türk.

    Türkkan: Türk soylu

    Türkmen: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse

    Türknoyan: Türk başkomutanı

    Türkol: Türk gibi ol.

    Türköz: Özü Türk olan

    Türksan: Sanı Türk olan, Türk sanlı

    Türksay: Saygın Türk.

    Türksel: Çoşkulu Türk.

    Türksev: Sevilen Türk.

    Türkseven: Sevilen Türk.

    Türkşen: Neşeli Türk.

    Türkyılmaz: Hiçbir şeyden yılmayan Türk.

    Türünk: Çalışkan.

    Tüvan: Güç, kuvvet.

    Tüzeer: Hukuktan yana olan.

    Tüzel: Hukuki.

    Tüzemen: Adaletli.

    Tüzmen: Adaletli.

    Tüzünalp: Düzgün yiğit, doğru yiğit

    Tüzüner: Sakin yaradılışta olan.

    Tüzünkan: Soylu kandan gelen.

    Tüzünsoy: Soyluların soylusu.

    Tüzüntürk: Soylu Türk, asil Türk.

     

    24/29‘U’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘U’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Ubeydullah: Allah’ın kulu, kölesi

    Ubeyt: Köle, kölecik, kulcuk.

    Uca: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez

    Ucaer: Yüce, yiğit, erişilmez yiğit

    Ucatekin: Erişilmez ve tek olan, yüce ve tek; yüce şehzade

    Uç: Son, nihayet. 2. Kıyı, kenar. 3. Sınır, hudut. 4. Neden, sebep.

    Uça: Sırt, arka. 2. Yüksek, yüce. – bk. Uca

    Uçan: Kanatlarını açarak yükselen, havada yol alan

    Uçanay: Gökte uçan Ay gibi olan kimse

    Uçanok: Uçarak giden ok

    Uçantekin: Kanatlı şehzade

    Uçantürk: Havada yükselen Türk

    Uçar: 1.Uçucu, uçan. 2. Özgür.

    Uçarer: Kanatlarını açarak havada yol alan yiğit, uçar gibi giden yiğit

    Uçarı: Ele avuca sığmayan.

    Uçarlı: Gerçekçi olmayan, hayaller peşinde koşan kimse.

    Uçay: Son ay.

    Uçbay: Sınır beyi.

    Uçbey: Sınır beyi.

    Uçbeyi: Uçların sivil ve askerî yönetiminden sorumlu olan görevli.

    Uçhan: Uç ilde hüküm süren han

    Uçkan: İçinde uçmak özlemi yanan.

    Uçkara: Bir kuş.

    Uçkun: Uçmaya düşkün, uçmayı çok seven; anasınca uçmaya alıştırılan yavru kuş

    Uçma: Uçmak işi.

    Uçmak: Aşırılmak. 2. Çok sevinmek. 3. Yok olmak, ortadan kaybolmak. 4. Uçar gibi dalgalanmak.

    Uçman: Uçucu, yerinde duramayan

    Uçuk: Uçmuş, soluk renkli. 2. Hafif belirsiz.

    Uçur: Doğumuyla herkesi sevince boğan.

    Uflaz: Oflaz

    Ufuk: Yerle göğün birleştiği nokta

    Ufukay: Ufuktaki ay

    Ufukdeniz: Denizin gökle birleştiği görüntü.

    Ufuktan: Ufuk çizgisini saran sabah aydınlığı.

    Ugan: Yüce, güçlü, kuvvetli

    Uguz: bk. Oğuz

    Uğraş: Kötülük ve güçlükle mücadele.

    Uğur: İyilik, şans getiren

    Uğurad: Uğurlu adı olan

    Uğural: Uğur sahibi ol

    Uğuralp: Uğurlu yiğit

    Uğurata: Uğurlu baba, uğur getiren ata

    Uğuray: Uğurlu, kutlu ay

    Uğurbay: Uğurlu ve saygın kişi.

    Uğurbey: Uğurlu ve saygın kişi.

    Uğurcan: Uğur getiren, uğurlu kimse

    Uğurel: Uğurlu el, uğurlu kimse

    Uğurhan: Uğurlu hükümdar.

    Uğurkan: Uğurlu bir soydan gelen.

    Uğurlu: İyilik getirdiğine inanılan, kutlu, kademli.

    Uğurluad: Adı gibi kendisi de uğurlu olan

    Uğurlubay: Uğurlu- kimse.

    Uğurlubey: Uğurlu bey.

    Uğurlucan: Uğurlu ve candan kimse.

    Uğurluel: Eli uğurlu kimse.

    Uğurluhan: Halkına uğur getiren hükümdar.

    Uğurlukan: Uğurlu bir soydan gelen.

    Uğurlusan: Uğurluluğuyla tanınmış olan .

    Uğurlutay: Uğurlu genç.

    Uğurlutürk: Uğurlu Türk.

    Uğurol: Kut getir, uğurlu ol

    Uğursal: Uğurlu.

    Uğursan: Uğuruyla tanınmış.

    Uğursay: Uğurlu ve saygın kişi.

    Uğursel: Coşkulu ve uğurlu.

    Uğursev: Uğurlu, sevilen.

    Uğurseven: Uğruna inanan.

    Uğursoy: Uğurlu soydan gelen.

    Uğurtan: Uğur getiren şafak vakti

    Uğurtay: Uğur getiren, uğurlu genç

    Uğurtürk: Uğurlu Türk.

    Uğut: Baygın, kuru, solgun; bol buğday

    Uğuz: Kutsal, mübarek.

    Uhuvvet: Kardeşlik, arkadaşlık, dostluk.

    Ukuş: Anlayış, zekâ. 2. Benzeyiş. 3. Soy sop, kabile, soy.

    Ulaç: Bağlayan, bağlayıcı, sınır

    Ulaçhan: Hükümdarlığın sınırı.

    Ulaçkan: İnsanları birbirine kaynaştıran bir soydan gelen kimse.

    Ulak: Haber götüren, postacı.

    Ulakbey: Haberci.

    Ulam: Sürekli, kesintisiz

    Ulaş: Amacına, hedefin erişme

    Ulcan: Oğul can.

    Ulcay: “Olcay” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Ulu: Yüce, büyük

    Uluad: İsmi gibi kendiside yüce olan.

    Ulualp: Yüce yiğit, ulu yiğit

    Uluant: Kutsal ant, büyük yemin

    Uluata: Geçmişi yüce olan.

    Ulubaş: Başı göğe ermiş kişi.

    Ulubay: Yüce ve zengin kimse

    Ulubek: Saygınlığı olan yiğit.

    Uluberk: Sağlam, kuvvetli ve yüce kişi

    Ulubey: Saygın, değerli

    Uluca: Yüce kişi.

    Ulucan: İçtenliğiyle yüce kişi.

    Uluç: Büyük Türk denizcisi

    Uluçhan: Altınordu Devleti hanlarından biri

    Uluçkan: Saygın bir geçmişi olan.

    Uludağ: Azametine ve yüceliğine saygı duyulan.

    Uludoğan: Yüceliği doğuştan gelen.

    Uludoğmuş: Yüceliği doğuştan gelen.

    Uluer: Yüce yiğit, seçkin yiğit

    Uluergin: Olgunluğu yüceliğinden gelen.

    Uluerkan: Yüce, kuvvetli bir soydan gelen.

    Uluğ: Büyük, yüksek, gururlu

    Uluğbey: Ulubey

    Uluğtekin: Yüce şehzade

    Uluhan: Yüce kağan

    Ulukaan: Yüce savaşçı.

    Ulukan: Yüce bir soydan gelen.

    Ulukut: Büyük ve kutsal kimse

    Ulum: Büyük, gösterişli

    Uluman: Değerli, yüce ve saygın kişi.

    Ulun: Ulu.

    Ulunay: Yüce ay, büyük ay

    Uluöz: Yüce kimse, seçkin kimse

    Ulus: Millet

    Ulusal: Ulusla ilgili, ulusun malı, ulusa değgin

    Ulusan: Yüceliğiyle tanınan kişi.

    Ulusay: Yüce ve saygın kişi.

    Ulusev: Yüce olanı sev.

    Uluseven: Yüce olanı seven.

    Ulusoy: Yüce bir soydan gelen kimse, yüce soylu ya da soy

    Ulusu: Kudreti bilinen su.

    Uluşahin: Seçkin, erişilmez yücelikte ve şahin gibi kişi

    Uluşan: Yüce, seçkin ad; yüce ün

    Ulutan: Yüce tan

    Ulutaş: Değerli taş.

    Ulutay: Gençliğine rağmen yüceliği, ululuğu özünde barındıran.

    Ulutekin: Yüce ve tek; yüce şehzade

    Ulutürk: Seçkin Türk, yüce Türk

    Ulvi: Yüce, yüksek

    Uma: Armağan, hediye. 2. Konuk, misafir.

    Umaç: Amaç, umut

    Uman: Olması istenilen bir şeyin olmasını dileyen, bekleyen

    Umar: Çare, deva, çıkar yol.

    Umay: Devlet Kuşu

    Umde: İlke, prensip.

    Umdu: Çıkar yol.

    Umman: Engin deniz, okyanus

    Umur: Görgü, tecrübe

    Umurad: Adı gibi kendi de deneyimli olan.

    Umural: Görgü, bilgi ve deneyim kazan.

    Umuralp: Görgülü, bilgili yiğit

    Umurbay: Deneyimli ve saygın kişi.

    Umurbey: Deneyimli, saygın kişi.

    Umurtaş: Deneyimleri sayesinde taş gibi sağlam olan.

    Umut: Beklenti, ümit etme

    Umutlu: Umudu olan kimse

    Unan: Bağlılık.

    Unat: Akıllı, ergin.

    Ungan: Doğru yolda olan

    Unsur: Öğe.

    Urağan: Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına.

    Ural: Asya'da bir sıra dağ

    Uralp: Yiğit.

    Uraltan: Kızıllık.

    Uraltay: Gençlik.

    Uram: Büyük cadde, mahalle

    Uran: Maharetli kişi. 2. Teknik.

    Urandu: Seçkin, seçilmiş, tekniğiyle beğenilmiş.

    Urangu: Yetenekli savaşçı.

    Uras: Saadet, mutluluk

    Uras-Uraz: Talih, şans

    Uraytay: Yükseklik.

    Uraz: Şans, talih.

    Uraza: Hediye, armağan. 2. Misafir yemeği.

    Urazlı: Talihli, şanslı.

    Urgun: Vurulan, aşık olan.

    Urhan: Yüksek rütbeli hükümdar.

    Urkan: Şehirli bir soydan gelen kimse

    Urluk: Tohum, aile.

    Uruç: Yukarı çıkma, yükselme.

    Uruk: Soy, sülale.

    Urun: “Orun” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Urungu: Cengaver.

    Uruz: Amaç, gaye.

    Us: Akıl.

    Usal: Akıllı ol.

    Usalan: Akıllı.

    Usalp: Akıllı yiğit.

    Usame: Bir arslan cinsinin adı, sahabe ismi

    Usbay: Akıllı, saygın kişi.

    Usberk: Gücünü zekasıyla birleştiren.

    Usbey: Akıllı ve saygın.

    Usçu: Akılcılık yanlısı olan kişi.

    User: Akıllı kişi.

    Ushan: Akıllı hükümdar.

    Uskan: Akıllı soydan gelen.

    Usluer: Akıllı yiğit

    Usman: Uslu, akıllı kişi

    Ussal: Akla uygun olan, akla yatan

    Usta: Becerikli olan.

    Utkan: Zafer kazanmış, muzaffer. 2. Şerefli, onurlu soydan gelen.

    Utku: Zafer, başarı, mutlu son

    Utman: Şerefli.

    Uyanış: Uykunun bitmesi, yeni bir hayat

    Uyar: Uysal

    Uyaralp: İsteğe göre davranan yiğit, uysal yiğit

    Uyarer: Başarılarının ardında olan.

    Uygan: Uyumlu.

    Uygar: Çağdaş, ileri

    Uygaralp: Uygar yiğit.

    Uygu: Uyum

    Uygun: Yakışır, yaraşır. 2. Elverişli. 3. Orantılı.

    Uyguner: Yakışır, yaraşır, yiğit; yararlı, işe yarar kimse

    Uygur: 1.Tarihi mirası çok zengin bir Türk ulusu. 2. Uygar, medeni.

    Uyguralp: Uygur yiğidi

    Uytun: Kutlu, kutsal

    Uz: Usta, işe yatkın, becerikli

    Uzalp: Becerikli yiğit

    Uzay: Bütün canlı ve cansız varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, evren.

    Uzbay: Becerikli ve zengin

    Uzbey: Güzel ve saygın kişi.

    Uzcan: Becerikli kimse

    Uzel: Usta el, becerikli el, işe yatkın el

    Uzer: Becerikli yiğit

    Uzgör: Geleceği görme, uzağı görme

    Uzgören: Uzağı gören, geleceği gören

    Uzhan: Becerikli kağan, Oğuzhan

    Uzkan: İyi ve güzel bir soydan gelen.

    Uzma: En büyük.

    Uzman: Belli bir işte veya konuda beceri, görüş ve bilgisi olan kimse

    Uzmen: Usta kişi, becerikli kişi

    Uzra: Hedef, amaç

    Uzsan: Becerileriyle tanınan

    Uzsoy: Yetenekli ve bilgili bir soydan gelen.

    Uztan: Bilgiyi ve güzelliği kendinde barındıran.

    Uztay: Bilgili, akıllı genç.

    Uztekin: Becerikli ve tek; becerikli şehzade

    Uztürk: Becerikli Türk

    25/29‘Ü’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘Ü’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Übeyd: Übeyt

    Übeydullah: Tanrı’nın sevgili kulu.

    Übeyt: Kölecik, kulcuk.

    Üçe: Yüce, yüksek. 2. Arka.

    Üçel: Ulu el

    Üçer: Üç yiğit

    Üçışık: Her yönüyle ulu olan kişi.

    Üçkök: Üç kök.

    Üçok: Yüce ve hızlı kişi.

    Üçük: Köşe. 2. Kaymış arazi. 3. Sönmüş. 4. Soluk.

    Üge: Şanlı, şöhretli, namlı.

    Ügü: Baykuş. 2. Boş, ıssız.

    Üke: Karakteri dürüst kişi.

    Ükkaşe: Ökkeş (Kahramanmaraş-Osmaniye dolaylarında yaşamış Evliya zat Ukkaşe Hazretleri)

    Üksüm: Güzel bahçe.

    Üleş: Bölüşme, paylaşma. 2. Pay.

    Ülez: Güneşin batışı.

    Ülfer: Büyük su, ırmak.

    Ülgenad: Adı gibi kendisi de ulu olan.

    Ülgenalp: Ulu ve yiğit kişi.

    Ülgener: Yüce, yiğit, sağlam yiğit

    Ülgü: Amaç edinilen, şey.

    Ülgün: Ulaşılmak istenen.

    Ülhan: Davranışı iyi olan hükümdar.

    Ülken: “Senin yurdun, senin vatanın” anlamında kullanılan bir ad.

    Ülker: Boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım

    Ülkü: Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.

    Ülkücü: Bir ülküye bağlı olan.

    Ülkülü: Ülküsü olan kimse.

    Ülkümen: Amaç sahibi kişi, ülkücü

    Ülküsel: Ülkü ile ilgili, ülkü niteliğinde olan.

    Ülkütan: Ülküsü tan vakti gibi aydın olan.

    Ülmen: Denizci.

    Ümek: Köle.

    Ümit: Umut, umma, bekleme

    Ümital: Şansını değerlendir.

    Ümitalp: Umutlu yiğit

    Ümitay: Umutlu ay

    Ümitbay: Umutlu ve saygın kişi.

    Ümitbey: Umutlu ve saygın kişi.

    Ümitcan: Umutlu, hayırlı dost

    Ümithan: Umut bekleyen hükümdar

    Ümitkan: Umut bağlanan

    Ümitli: İyilik getirdiğine inanılan, kutlu, kademli.

    Ümitol: Bereket getir

    Ümitsal: Umut veren.

    Ümitsan: Umudunu kaybetmemesiyle tanınan.

    Ümitsay: Umutlu ve saygın kişi.

    Ümitsel: Coşkulu ve umutlu.

    Ümitsev: Umutla, sevilen.

    Ümitseven: Umutla seven.

    Ümitsoy: Umut bağlanan.

    Ümittan: Tan vaktinin uğuruna inanan.

    Ümittürk: Umutlu Türk.

    Ümmet: Toplum, topluluk

    Ümran: Bayındırlık, mamurluk. 2. Uygarlık, ilerleme, refah ve mutluluk.

    Ün: Yüksek ses, ses. 2. Şöhret, şan.

    Ünad: Adı gibi kendide ünlü olan.

    Ünal: Ün almakla ilgili

    Ünalan: Ünlenmiş kişi, iyi ad sahibi

    Ünaldı: şöhretlendi

    Ünalmış: Şöhretlenmiş.

    Ünalp: Ünlü yiğit

    Ünay: Ünlü ay, ün ve ay

    Ündoğan: Ünlü doğmuş kimse

    Ünek: Kahraman, yiğit. 2. Ünlü, tanınmış.

    Üner: Ünlü yiğit

    Üngördü: Sonradan ünlenen kişi.

    Üngören: Ünlenmiş kişi.

    Üngörmüş: Başarılarından sonra ünlenmiş kişi.

    Üngün: Şöhretli gün.

    Üngür: Şöhreti her tarafı sarmış olan.

    Ünhan: Ün salmış hükümdar.

    Ünkan: Tanınmış soydan gelen.

    Ünkaya: Tanınmış ve kaya gibi kimse

    Ünlem: Ses, seda. 2. Çağrı.

    Ünlen: Herkesçe tanınma dileği

    Ünler: Yüksek sesle bağıran

    Ünlübay: Ünlü ve saygın kişi.

    Ünlübey: Ünlü ve saygın kişi.

    Ünlüer: Tanınmış, ünlü

    Ünlüol: Ün kazan

    Ünlüsoy: Şöhreti olan bir soydan gelmiş.

    Ünlütürk: Şöhretli Türk.

    Ünol: Ünlü olma

    Ünsaç: Her yana ününü duyurma

    Ünsal: Her yana adını duyurma

    Ünsan: Ünlü ve sanlı

    Ünsay: Tanınıp sayılma

    Ünsev: Adını sev.

    Ünseven: Şan, şöhret peşinde olan.

    Ünsever: Ünlü olmayı seven

    Ünsevin: Şanın, şöhretin peşinde olun.

    Ünsi: Alışmış, sokulgan. 2. Arkadaş, dost.

    Ünsoy: Tanınmış soy, ünlü soy

    Üntürk: Tanınmış Türk, ünlü Türk

    Ünübol: Şöhretinden

    Ünüçok: Şöhretinden yanına yanaşılmayan.

    Ünüdeğer: Hakkederek kazanılmış, ün sahibi.

    Ünügör: Çok tanınmış, ünlenmiş, ünü yaygın ve çok

    Ünügür: Çok ünlü olan.

    Ünüvar: Herkesçe tanınır, ünlü

    Ünver: Herkesçe tanınma, ünlü olma

    Ünverdi: Şan, şöhret sahibi yapan.

    Ünveren: Şan, şöhret sahibi yapan.

    Ünvermiş: Şan, şöhret sahibi yapmış.

    Ürek: Ürkek, tedirgin olan.

    Üren: Soyun sürsün.

    Üresin: Soyu çoğalsın.

    Ürkmez: Korkmaz

    Ürkün: Benden korkun anlamında.

    Üscan: Gerçek, yürekten dost.

    Üsgen: Gelişmiş, yüksek.

    Üstat / Üstad: Üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse.

    Üstay: Yüksek ay.

    Üstel: Üstün el.

    Üster: Baş olan yiğit

    Üstol: Üstün olma

    Üstün: Benzerlerine göre üst düzeyde olan. 2. Nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan.

    Üstünbay: Seçkin, başarılı.

    Üstündağ: Karakteriyle ve azametiyle üstün olan.

    Üstünel: Güçlü el, iyi nitelikli el

    Üstüner: Güçlü yiğit, iyi nitelikli yiğit

    Üstünsoy: Yüksek bir soydan gelen.

    Ütügen: Üşüyen, çok üşüyen.

    Üveys: Arzu eden, isteyen

    Üzek: “Özek” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Üzer: “Özer” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Üzeyir: Kuran-ı Kerim’de geçen bir isim.

     

    26/29‘V’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘V’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Vacip: Yapılması gerekli olan. 2. İslam dininde farzdan sonra gelen emir.

    Vacit: Yaratan, ortaya çıkaran.

    Vafi: Sözünde duran, sözünün eri.

    Vafir: Çok, bol.

    Vafit: Elçi, temsilci.

    Vaha: Çöl ortasında sulak ve yeşillik yer

    Vahan: Kalkan, siper

    Vahap: Çok bağışlayan, ihsan edici

    Vahdet: Bir ve tek olma

    Vahdettin: Dinin tekliği

    Vahdi: Bir ve tek olmayla ilgili

    Vahid: Yalnız, tek

    Vahid / T: Tek, bir

    Vahim: Korkulu, çok tehlikeli.

    Vahip: Tek, yalnızca bir tane olan.

    Vahit: Tek, bir

    Vahit / D: Tek, bir

    Vahittin: Dinin tekliği.

    Vaiz: Dini öğütler veren kimse.

    Vakar: Ağırbaşlı olan.

    Vakıf: Bilen. 2. Bir şeyi vakıf durumuna getiren.

    Vâkıf: Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran.

    Vakkas: Okçu, savaşçı

    Vakur: Ağırbaşlı, onurlu.

    Vala: Şanı, adı sanı yüce olan.

    Vâlâşan: Şanı yüce, şanlı.

    Vali: Yeter, tam. 2. Sözünün eri, sözünde duran.

    Vamık: Seven, âşık.

    Varal: Var olanı al. 2. Yetiş al.

    Varan: Giden, varan

    Varaş: Anlayış, akıl, zekâ.

    Vardar: Balkanlarda bir ova ve ırmak.

    Vargın: Giden, varan

    Varış: Çabuk kavrayan, anlayış, güçlü seziş, 2. Bir yarışın son bulduğu yer, finiş. 3. Varmak durumu veya biçimi.

    Varlık: Zenginlik

    Varol: Varlığını sürdürme

    Vasfi: Nitelikli.

    Vasıf: Ayırıcı özellik / Vasfeden, bildiren, öven

    Vasıl: Ulaşan, varan.

    Vassaf: Nitelendiren, tanımlayan.

    Vatan: Yurt, ülke.

    Vataner: Vatanını seven.

    Vatansever: Vatanını seven.

    Vatir: Fazlasıyla çok olan.

    Vatit: Elçi.

    Vecahet: Güzellik, güzel yüz. 2. Saygınlık, onur, haysiyet.

    Vecahettin: Dinin yüceliği, onuru.

    Vecaip: Vecibeler, ödevler.

    Vecdet: Zenginlik, çoşku

    Vecdi: Coşkunlukla ilgili

    Vechi: Taraf, yan, yüz.

    Vecid: Coşkulanmak, sevinç.

    Vecih: Yol; tarz. 2.Yüz, çehre.

    Vecihi: Soylu, asil

    Vecit: Çoşkunluk. 2. Kendinden geçme.

    Veciz: Kısa ve anlatımı etkili söz.

    Vedat: Sevgi, dostluk

    Vedayi: Emanet olarak bırakılan.

    Vedi: Başkasının malını saklamakla görevli kimse.

    Vedid: Sevgisi çok olan, dost.

    Vedit: Dost, arkadaş.

    Vefa: Sözünde durma

    Vefai: Vefalı, sözünde duran.

    Vefakar: Sevgisi geçici olmayan, vefalı.

    Vefi: Vefalı kişi.

    Vefik: Arkadaş, yoldaş

    Vefki: Uygun.

    Vehbi: Allah vergisi, doğuştan olan

    Vehip: Bağışlama.

    Vejın: Yaşamak.

    Vekil: Başkasının yerine hareket eden, konuşan.

    Vel: Sığ.

    Vela: Yakınlık, sahiplik

    Velet: Oğul, çocuk.

    Veli: Sahip, sorumlu, dost, arkadaş

    Velican: Candan dost.

    Velit: Yeni doğmuş çocuk.

    Veliyullah: Ermiş kimse, Allah´ın sevgili kulu.

    Veliyüddin: Dindar, dinine sımsıkı bağlı kimse.

    Ven: Amaç, erek.

    Vera: Günah ve haramdan kaçmak için şüpheli şeylerden uzaklaşma, takva.

    Veral: “Ver ve al” anlamında kullanılan bir ad.

    Verdi: Güle ait.

    Verdî: Güle ait, gül ile ilgili.

    Vergi: Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik.

    Vergili: Eli açık, cömert.

    Vergin: Verici, özverili, sevgi dolu

    Verim: Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç.

    Verka: Güvercin, açık boz.

    Verşan: Şan, şöhret saç.

    Vesamet: Güzellik.

    Vesik: Çok sağlam, güçlü.

    Vesim: Yüz güzelliğine sahip olan.

    Veyis: Yoksul, muhtaç

    Veysel: Garibanlık

    Veysi: Fakir, muhtaç

    Vezdan: Kutsal, tanrısal.

    Vezir: Bakan.

    Vicdani: Duygu ile, vicdan ile ilgili. 2. Vicdanlı.

    Virni: Mevsiminde olmayan.

    Visali: Ulaşma, kavuşma.

    Visam: Damga, nişan, işaret.

    Viyan: İstek, arzu.

    Volkan: Yanardağ

    Vural: Vurup almakla ilgili

    Vurcan: Tutkun dost

    Vurgun: Tutkun, âşık; dip sarhoşluğu

    Vuska: Çok sağlam kuvvetli.

    27/29‘Y’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘Y’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Yabalak: Yabancı. 2. Issız kır, ova. 3. Dışarı, başka ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası.

    Yaban: İnsan yaşamayan ıssız yer. 2. Yabancı, el.

    Yabar: Güzel koku, misk.

    Yabgu: Yol gösterici, kılavuz.

    Yabız: Yavuz

    Yadacı: Büyücü, sihirbaz. 2. Hekim.

    Yadigar: Bir kimseyi veya bir olayı hatırlatan nesne.

    Yafes: Hz. Nuh’un üçüncü oğludur

    Yağan: Yağmur, kar. 2. Yağış.

    Yağar: Yağacak olan. 2. Parlayacak olan, parıldayan.

    Yağın: Yağmur.

    Yağınalp: Hareketli yiğit.

    Yağısıyan: Düşmanı yenen, zafer kazanan.

    Yağız: Yiğit; esmer

    Yağızad: Adı gibi kendide yağız olan.

    Yağızalp: Esmer yiğit, karayağız yiğit, delikanlı manasındadır.

    Yağızbay: Esmer ve saygın kişi.

    Yağızboğa: Güçlü, esmer kimse.

    Yağızcan: Esmer, güçlü yiğit kişi.

    Yağızer: Esmer, yiğit, kara yağız er kişi

    Yağızhan: Esmer, yiğit hükümdar.

    Yağızkan: Esmer bir soydan gelen.

    Yağızkurt: Esmer, yiğit ve kurt gibi de kurnaz.

    Yağıztay: Esmer, yiğit genç

    Yağıztekin: Esmer ve biricik şehzade

    Yağıztürk: Esmer Türk.

    Yağmur: Havadaki su buğusu-nun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.

    Yağmurca: Bir tür geyik. 2. Dağ keçisi.

    Yahşibay: İyi tanınan, saygın kimse.

    Yahşibey: İyi tanınan, saygın kimse.

    Yahşiboğa: İyi, güzel, güçlü kimse.

    Yahşihan: İyi, güzel hükümdar.

    Yahşikan: İyi, soylu bir sülaleden gelen kimse.

    Yahşitay: İyi, güzel kimse.

    Yahya: ‘Allah lütufkârdır” anlamındadır. Bir peygamber ismidir.

    Yakın: Uzak olmayan

    Yakub: Bir Peygamber adı

    Yakup: Bir Peygamber adı

    Yakut: Aliminyum oksit, yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş

    Yalabuk: Güzel, yakışıklı, sevimli. 2. Parlak, ışıltılı. 3. Şimşek. 4. Çevik, atik, işgüzar. 5. Kavgada üstün gelen.

    Yalap: Parıltı. 2. İvedi, hızlı, çabuk. 3. Sarı renkli bir kuş.

    Yalav: Alev, ateş.

    Yalavaç: Peygamber, elçi.

    Yalaz: Alev, ateş, bayrak.

    Yalaza: Alev.

    Yalazabay: Alevli, coşkun kimse.

    Yalazahan: Alevli, coşkulu hükümdar.

    Yalazakan: Alevli, coşkulu bir soydan gelen kimse.

    Yalazalp: Yalım gibi yiğit

    Yalazan: Berk, şimşek.

    Yalazay: Alev ve ay gibi olan.

    Yalazbay: Ateşli ve saygın kişi.

    Yalazhan: Ateş gibi hükümdar.

    Yalazkan: Ateş gibi bir soydan gelen.

    Yalçın: Sarp, sert, düz olmayan

    Yalçıner: Sarp yiğit

    Yalçınkaya: Çıkılması güç, dik, büyük ve kaygan kaya

    Yalçuk: Parlayan, parlak, elçi.

    Yaldırak: Ak, parlak, ışıklı.

    Yaldıran: Parlayan, ışıldayan, bezdiren.

    Yaldırım: Yıldırım

    Yalgı: Büyü, sihir; yalnız

    Yalgın: Serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek

    Yalgınay: Alev gibi parlayan kimse.

    Yalım: Alev, ateş

    Yalımbay: Alev gibi olan.

    Yalımhan: Kılıcının keskinliğiyle bilinen hükümdar.

    Yalımkan: Alev gibi bir soydan gelen.

    Yalımsoy: Alev gibi bir soydan gelen.

    Yalımtay: Alev gibi genç.

    Yalımtürk: Alev gibi Türk.

    Yalın: Sade, çıplak, katışıksız

    Yalınad: Mütevazi ad, yalın ad.

    Yalınalp: Gösterişsiz kahraman

    Yalınay: Bulutsuz gecedeki ay

    Yalınbay: Mütevazi ve saygın kişi

    Yalınbey: Mütevazi ve saygın kişi.

    Yalınç: İçine başka bir şey karıştırılmamış, saf

    Yalınhan: Mütevazi hükümdar.

    Yalınkan: Mütevazi bir soydan gelen.

    Yalınsoy: Mütevazi bir soydan gelen.

    Yalıntay: Mütevazi ve genç.

    Yalıntürk: Mütevazi Türk.

    Yalkı: Yalın.

    Yalkın: Yalnız, tek başına; ince, zayıf

    Yalkın/Yalgın: Serap, ılgın / alev

    Yalmaç: Karışık olmayan, sade, yalın, yapılması ve anlaşılması kolay olan.

    Yalman: Dik, sert, eğik; kesici alet ucu

    Yalt: Yalçın, sert.

    Yaltar: Parlak, ışıldayan.

    Yaltaray: Parıldayan ay.

    Yaltır: Parlak, parlayan.

    Yaltırak: ışıldayan, parıldayan.

    Yaltıray: Parlak ışık saçan ay

    Yalvaç: Peygamber gibi

    Yalvaç/Yalavaç: Peygamber¸elçi.

    Yamaç: Dağın veya tepenin herhangi bir yanı. 2. Karşı. 3. Yan, yakın.

    Yaman: Şiddetli, öfkeli, cesur, korkutan, becerikli

    Yamanad: Adı gibi kendisi de yaman olan.

    Yamanalp: Korku salan yiğit.

    Yamanbay: Cesur ve saygın kişi.

    Yamanbey: Cesur ve saygın kişi.

    Yamancan: Candan dost, koruyucu.

    Yamaner: İşbilir yiğit, becerikli yiğit

    Yamanöz: Becerikli kimse, işbilir kimse, yaman kimse

    Yamansoy: İşbilir bir soydan gelen

    Yamantay: Korkusuz genç.

    Yamantürk: Korkusuz Türk.

    Yamanyiğit: Yiğitler yiğidi.

    Yamçı: Sürücü.

    Yanaç: Yön.

    Yanal: Yanda olan, yana düşen. 2. Alaca, iki renkli.

    Yanar: Yanan.

    Yanbey: Karşı tarafın zengini.

    Yanık: Yanmış olan. 2. Rengi koyulaşmış. 3. Duygulu, dokunaklı, etkili, acılı. 4. Bıkkın, üzüntülü, dertli.

    Yankı: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması

    Yarar: Yarayan, elverişli, uygun.

    Yaren: Arkadaş, yakın dost.

    Yargı: Hüküm, muhakeme. 2. Birini ya da bir nesneyi eleştirici bir biçimde değerlendirme.

    Yarıgar: En içten dost.

    Yarka: Büyük piliç.

    Yarkan: Yüksek mahkeme.

    Yarkaya: Sarp, uçurumdaki kaya.

    Yarkın: Güneş aydınlığı, düneş ışığı, şimşek.

    Yarkurul: Komisyon, encümen.

    Yarlık: Hükümdar buyruğu ferman.

    Yarluk: “Yarlık” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Yasa: Değişmezlik ve mecburiyet göstermeyen kural. 2. Kanun. 3. Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması yaşamın bir mecburiyeti olan toplum alışkılarının bütünü. 4. Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel.

    Yasan: Belirlenmiş kuralların içinde bulunan. 2. Yönelim.

    Yasef: “Yafes” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Yaser: Varlık, zenginlik

    Yasin: Kuran-ı Kerimde bir surenin adıdır. İnsan demektir.

    Yasir: Sol tarafa giden

    Yasun: Toplumsal edinim.

    Yaşa: Rahat ve huzurlu bir ömrün olsun.

    Yaşar: Uzun ömürlü olsun dileğiyle koyulan isim

    Yaşartürk: Yaşayan Türk

    Yaşdaş: Aynı yaşta olanlar.

    Yaşıl: Erkek ördem.

    Yaşın: Işık, şimşek, güneş parçası.

    Yaşlak: İhtiyar.

    Yatkın: Bir yana eğilmiş, yatık. 2. Benimsemiş, alışmış, eğilimli. 3. Yetenekli becerikli.

    Yatman: Mütevazi kişilik.

    Yatuk: Kanun benzeri sazların ortak adı.

    Yavaş: Hızlı olmayan. 2. Yumuşak huylu, yumuşak başlı.

    Yaver: Emir subayı

    Yavuz: İyi, güzel, iyi huylu, becerikli, hamarat, mert

    Yavuzad: İsmi gibi kendi de güçlü olan.

    Yavuzalp: Korkusuz yiğit, yaman yiğit

    Yavuzay: Cesur, güçlü kimse.

    Yavuzbey: Güçlü ve saygın kişi.

    Yavuzcan: Yürekli, korkusuz kimse

    Yavuzer: Korkusuz yiğit, yaman yiğit

    Yavuzhan: Güçlü, kuvvetli, cesur hükümdar

    Yavuzkan: Güçlü bir oydan gelen.

    Yavuzsoy: Korkusuz soydan gelen kimse

    Yavuztay: Genç ve güçlü.

    Yavuztürk: Güçlü Türk.

    Yayak: Yürüyerek yol kateden.

    Yaygır: Gökkuşağı.

    Yazan: Yazar.

    Yazar: Yazarak yapıt üreten kişi.

    Yazgan: Yazar, yazan

    Yazgı: Karder.

    Yazı: Yazılan şey.

    Yazır: Bir Türkmen boyunun adı.

    Yedier: Büyük ayı takım yıldızı.

    Yeğen: Birine göre kardeşin çocuğu. 2. Birine göre amca, hala, dayı, teyzenin çocuğu.

    Yeğin: Zorlu katı, şiddetli. 2. Baskın, üstün.

    Yeğinalp: Üstün yiğit.

    Yeğiner: Üstün yiğit.

    Yekbun: Tek olmak, birleşmek

    Yekemin: İlk, birinci.

    Yekiti: Birlik, bütünlük.

    Yekman: Başkan.

    Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.

    Yelbey: Rüzgar gibi esen ve saygın kişi.

    Yelden: Rüzgardan gelmiş, rüzgar çocuğu.

    Yelen: Arzu, istek, fırtına.

    Yeler: Rüzgar gibi yiğit

    Yelesen: Fırtınalı, çabuk kimse.

    Yelmen: İstekler, arzular.

    Yeltekin: Rüzgâr gibi ve tek olan

    Yeman: Gözü pek olan.

    Yemen: Mutluluk.

    Yenal: Galip gelme

    Yenay: . Yeni ay, hilal, ayça.

    Yenel: Kazanan el, kazanma.

    Yener: Zorlukların üstesinden gelen

    Yenerol: Üstün ol.

    Yengi: Üstün gelme, yenme, utku, zafer

    Yenin: Her anlarında üstün olun.

    Yenisey: Doğu Sibirya’da 3354 km.’lik ırmağın adı.

    Yenisu: Temiz, berrak su.

    Yerel: Belirli bir yer ile ilgili olan. 2. Gözlem yerine veya gözlemcinin yerine ilişkin.

    Yergin: Üzüntülü, tasalı, kaygılı.

    Yersel: Yerle ilgili.

    Yesari: Sol ile ilgili. 2. Bir düzlem içinde bulunmayan şekiL.

    Yeşne: Şimşek, yıldırım.

    Yeten: Her şeyin üstesinden gelebilen.

    Yetener: Her türlü zorluğun üstesinden rahatlıkla gelebilen.

    Yeter: Yeterli, kâfi

    Yetik: Bilgi ve becerisiyle gereken olgunluğa ermiş kişi.

    Yetim: Babası ölmüş çocuk.

    Yetiş: Zor zamanların insanı

    Yetişal: Kurtar anlamında.

    Yetişen: Kurtaran, kurtarıcı.

    Yetkin: Becerili, olgun

    Yetkiner: Yetişkin yiğit, olgunlaşmış yiğit

    Yezgut: Sezani hanedanlarından bir kral.

    Yezidi: Yezidi dininden olanlar.

    Yılbay: Her zaman için saygı duyulan.

    Yıldır: Işıklı, parlak

    Yıldırak: Süheyl.

    Yıldıralp: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit

    Yıldıran: Parlayan, ışıldayan. 2. Bezdiren.

    Yıldıray: Parlayan ay

    Yıldırer: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit

    Yıldırım: Işıklı ve sesli bir doğa olayı

    Yılhan: İyi hükümdar.

    Yılkan: Temiz kan.

    Yılma: Hiçbir işten korkup, yılma anlamında.

    Yılmayan: Korkmayan, vazgeçmeyen.

    Yılmaz: Vazgeçmeyen kişi, kararlı

    Yılmazer: Azimli yiğit.

    Yiğit: Cesur, savaşçı

    Yiğitalp: Yiğitler yiğidi, erler eri

    Yiğitcan: Güçlü ve yürekli kimse

    Yiğitefe: Cesur, yürekli

    Yiğitel: Güçlü el,

    Yiğiter: Güçlü ve yürekli erkek

    Yiğithan: Yiğit, cesur hakan

    Yiğitkan: Yiğit bir soydan gelen.

    Yoğun: Koyu, ağır, kalın. 2. Artmış, çoğalmış durumda olan.

    Yolaç: Çığır açma

    Yolak: Patika.

    Yolbul: Kılavuz, önder, ider.

    Yoldaş: Aynı yoldan giden, arkadaş

    Yoldaşcan: Can arkadaş, can dost.

    Yoldaşer: Kahraman yiğit, arkadaş.

    Yoma: Balıkçılıkla kullanılan bir tür halat.

    Yomut: Her anlamda üstün olan.

    Yordam: Çeviklik, çabukluk. 2. Çalım. 3. Yatkınlık, alışkanlık. 4. Kılavuz, yardımcı.

    Yordamla: Her işe yatkın olan.

    Yosun: Çoğu sularda, ağaç veya taşların üzerinde yetişen tallı bitkiler.

    Yön: Taraf, yan, istikamet. 2. Tutulacak, izlenecek yol.

    Yönal: Yönünü, cepheni aL.

    Yönder: Yön gösteren, önder

    Yöner: Yönelmiş olan.

    Yönet: Bir işin üstesinden gelebilecek kişi.

    Yönetmen: Yöneten, uygun ve doğruyu söyleyen.

    Yöntem: İzlenen, tutulan yol, usul, sistem.

    Yörük: Göçebe bir Türkmen oymağı ve bu oymaktan olan kimse

    Yula: Meşale, ışık

    Yumlu: Uğurlu.

    Yunus: Bir peygamber adı; bir memeli canlı

    Yurdacan: Yurda canlılık veren.

    Yurdaer: Yurtsever, kahraman

    Yurdahan: Yurda kağan olan kimse

    Yurdaışık: Yurda ışık olan kimse

    Yurdakul: Yurduna karşı fedakâr olan

    Yurdal: Kendine yurt edinme

    Yurdaşen: Yurdu şenlendiren.

    Yurday: Yurdu aydınlatan.

    Yurdun: Yurda ait olan

    Yurt: Vatan. 2. Kalacak, barınacak yer.

    Yurtal: Yurtsever.

    Yurtbay: Memleketinin adamı.

    Yurtcan: Vatanının dostu.

    Yurter: Yurdunun yiğidi.

    Yurtkan: Yurdu için kanını verebilecek niteliklere sahip olan.

    Yurtkul: Yurdunun kulu kölesi olan.

    Yurtkur: Yurdunun kurucusu olan.

    Yurtkuran: Bir yurdun kurucusu olan.

    Yurtman: Yurdunu çok seven.

    Yurtsal: Yurtsever.

    Yurtsan: Yurduyla övünen.

    Yurtsev: Yurtsever.

    Yurtseven: Ülkesini, yurdunu seven, yurt sevgisi olan

    Yurtsever: Yurtseven.

    Yurtsuz: Gariban.

    Yurttaş: yurtları veya duyguları bir olanlardan her biri, vatandaş.

    Yusuf: Yakışıklı, güzel

    Yusuf Efdal: Yakışıklı, güzel, daha üstün, erdemli

    Yuşa: Bir peygamber adıdır. Hz. Musa’nın yeğenidir.

    Yüce: Büyük, erişilmez, ulu

    Yücealp: Büyük, ulaşılmaz ve ulu yiğit

    Yücedağ: Ulu dağ.

    Yüceer: Ulu yiğit, ulaşılmaz yiğit

    Yücel: Yükselme, ilerleme

    Yücelay: Ay gibi güzel ve yüce.

    Yücelen: Yüceleşen, yükselen

    Yücelt: Başarılı bir duruma gel.

    Yücelten: Yükselten, o duruma getiren.

    Yücesan: Ulaşılmaz soy, ulu isim

    Yücesoy: Ulaşılmaz soy, ulu soy

    Yücetay: Başarılı genç.

    Yücetekin: Ulu ve biricik, ulu şehzade

    Yücetürk: Yüce Türk.

    Yüksel: Özellikle manevi anlamda yücelme

    Yükselen: Yükseklere çıkan, ilerleyen

    Yümni: Uğurlu becerikli. 2. İşi sağ eliyle yapan.

    Yürük: “Yörük” isminin bir başka söyleniş biçimi.

    Yüşa: İstanbul’da bir türbe

    Yüzüak: Dürüst, namuslu.

     

    28/29‘Z’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

    ‘Z’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları

     

    Zabit: Deniz subayı

    Zade: Evlat, oğul. 2. Doğmuş.

    Zadegani: Köklü aile.

    Zafer: Başarı, utku, galip

    Zafir: Zafer kazanan, üstün gelen.

    Zağnos: Bir tür doğan kuşu.

    Zahid: Dinen yasak olan şeylerden sakınan

    Zahir: Gözle görülür, parlak

    Zahit: Dini yasaklardan kaçan

    Zaho: Musul ve Cizre arasında Kürt kasabası.

    Zahor: Sarp kayalık.

    Zaid: Artam.

    Zaik: Tadıcı, tadan, tat alan.

    Zail: Yok olan, ortadan kalkan.

    Zaim: Kefil, prens, şef.

    Zait: Çoğalan. artıran.

    Zaki: Saf, katışıksız, temiz, pak.

    Zakir: Zikreden, dua eden

    Zal: Mitolojik bir savaşçı

    Zalal: Gölge veren.

    Zaman: Vakit, çağ.

    Zamir: İnsanın içyüzü.

    Zana: Bilgin, bilginç, alim.

    Zara: Sivas’a bağlı bir ilçe.

    Zarif: Yakışıklı, kibar tavırlı.

    Zati: Kişisel.

    Zaza: Bir Kürt lehçesi. 2. Bir Kürt kolu.

    Zekai: Zekâ ile ilgili

    Zekai/Zekayi: Zekâyla ilgili, zekâya ait.

    Zekeriya: Erkek

    Zeki: Akıllı, anlayışlı

    Zemin: Taban, döşeme, yer. 2. Temel, dayanak. 3. Yeryüzü, dünya.

    Zengin: Varlıklı. 2. Gösterişli. 3. Verimli.

    Zerage: Güneş’ten süzülen ışık.

    Zerak: Mavi, gök renkli

    Zerdeş: M. Ö. 850 yıllarında yaşamış Merusi dininin kurucusu.

    Zeren: Zeki.

    Zereng: Zeki, akıllı.

    Zerin: Altından ya da altın benzeri olan.

    Zerka: Gök gözlü.

    Zerver: Altın yaldızlı.

    Zevafir: Parlak yıldızlar.

    Zeval: Sona erme, yerinden ayrılıp gitme.

    Zevkan: Zevkli, zevk alınan.

    Zeycan: Candan, cana yakın.

    Zeyneddin: Dinin ziyneti, süsü.

    Zeynel: Süslü, dikkat çeken

    Zeynel/Zeynelabidin: İbadet edenlerin süsü

    Zeyni: Süslü

    Zeynullah: Tanrı’nın süsü.

    Zeynur: Aydınlık.

    Zeyrek: Akıllı, uyanık, anlayışlı

    Zeytun: Arapça zeytin

    Zeyyat: Zeytinyağcı.

    Zıhar: Ejder, canavar.

    Zılan: Sert rüzgar.

    Zıryan: Kar fırtınası.

    Zihni: Akılla ilgili

    Zikir: Anma, anılma. 2. Bildirme. 3. Kur´an-ı Kerim.

    Zikra: Öğüt.

    Zikri: Zikirle ilgili, zikreden

    Zikrullah: Tanrı’nın anılması.

    Zinar: Kaya

    Zinnur-Zeynur: Nurlu, ışıklı, aydınlık.

    Ziren: Dinç.

    Zirve: Doruk, en yüksek nokta, tepe.

    Zişan: Şanlı, şöhretli, şerefli.

    Ziver: Süs.

    Ziverbey: Süs, bezek.

    Ziya: Işık, aydınlık

    Ziyaeddin: Ziyaettin

    Ziyaettin: Dinin ışığı, aydınlığı.

    Ziyat: Fazlalık.

    Ziyeddin: Dinin ışığı, aydınlığı

    Ziynetullah: Allah´ın süsü, bezeği

    Zobu: İriyarı, delikanlı, hovarda

    Zoloy: Kafkas Türklerine verilen ad

    Zoral: Zorlanarak elde edilme.

    Zorbey: Zorlu ve saygın kişi.

    Zorlu: Dayanıklı, yenilmez

    Zozan: Yayla, dağ tepesi. 2. Yüksekte bulunan.

    Zuhur: Görünme, baş gösterme.

    Zuhuri: Orta oyununda bir karakter

    Zübeyir: Yazılı küçük şey

    Zübeyr: Yazılı küçük kitap

    Zübeyr-Zübeyir: Yazılı küçük şey.

    Zübeyryazılı: Küçük Kitap

    Zühdi: Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.

    Züheyr: Çiçeklik. 2. Küçük çiçek.

    Zühtü: Her türlü dünyevi zevke ara verip kendini ibadete veren.

    Zülfekar: Hz. Muhammet’in Hz. Ali’ye armağan ettiği kılıç.

    Zülfi: Kılıcın kabzasına iliştirilen süs.

    Zülfikar: Hz. Alinin kılıcı

    Zülfü: Perçemli, yüzünün iki yanından saç lülesi sarkan

    Zülfükar: Hz. Alinin kılıcı

    Zülkarneyn: İki boynuzlu 2. Büyük İskender.

    Zülkif: Yüce, makam sahibi.

    Zülküf: Makam sahibi

    Zümer: Kuran-ı Kerim'in 39. suresi

    Zürap: Toprağa atılan tohumun yeşermesi

    Zürriyet: Soy, bir soydan gelenler.

     

    29/29En Popüler Erkek Bebek İsimleri

    En Popüler Erkek Bebek İsimleri

     

    Acar: Çevik

     

    Acun: Dünya

     

    Arda: Asa

     

    Aykan: Kanı parlak olan

     

    Aytekin: Kıymetli

     

    Baha: Kıymet, paha

     

    Barın: Kuvvet

     

    Barış: Uzlaşma

     

    Berkan: Parıldayan

     

    Berkin: Güçlü

     

    Candaş: Dost

     

    Caner: Çok içten, sevilen kişi

     

    Cankut: Kişinin şansı, uğuru

     

    Cezmi: Kararlı

     

    Çağan: Bayram

     

    Çağdaş: Aynı çağda yaşayan

     

    Çağın: Yıldırım

     

    Çelikel: Güçlü kuvvetli kişi

     

    Dağ: Toprak ya da kaya yükseltisi

     

    Dağhan: Eski Türklerde dağ tanrısı

     

    Deha: Dahi

     

    Demirkan: En kuvvetli nesilden gelen kişi

     

    Doğan: Yırtıcı bir kuş türü

     

    Edis:  Ulu, yüce

     

    Efe: Batı Anadolu köy yiğidi

     

    Ekin: Tahılın filiz vermiş hali

     

    Elvan: Rengarenk

     

    Erkin: Çalışan kişi

     

    Faris: Anlayışlı

     

    Ferhan: Sevinçli

     

    Ferruh: Uğurlu

     

    Feza: Uzay

     

    Gediz: Su birikintisi

     

    Gençer: Genç erkek

     

    Gökbay: Mavi gözlü kişi

     

    Haldun: Ebedi

     

    Haluk: Güzel huylu

     

    Hazar: Güven

     

    İhsan: İyilik

     

    İlkay: Yeni ay

     

    İlker: İlk doğan erkek çocuğa verilen isim

     

    İlter: Yurtsever

     

    Kaan: Hükümdar

     

    Kayahan: Kaya gibi güçlü yönetici

     

    Kayran: İnce kumlu toprak

     

    Kerem: Cömertlik

     

    Kuzey: Güneyin karşıtı yön

     

    Latif: Nazik, yumuşak

     

    Levent: Denizci, yakışıklı kişi

     

    Mengü: Ölümsüz

     

    Mert: Özü sözü doğru olan

     

    Mir: Komutan

     

    Mutlu: Mesut

     

    Nazım: Düzenleyen

     

    Nejat: Nesil

     

    Nezih: Temiz, masum

     

    Nusret: Yardım

     

    Olcayto: Şanslı

     

    Önay: Ocak ayında doğan

     

    Önder: Kılavuzluk eden kişi

     

    Övünç: Övünülecek şey

     

    Pamir: Orta Asya’da bulunan bir sıradağ

     

    Peker: Güçlü erkek

     

    Poyraz: Bir rüzgar türü

     

    Raşit: Akıllı

     

    Reha: Kurtuluş

     

    Rüçhan: Üstünlük

     

    Sadun: Mübarek

     

    Sertaç: Baş tacı, çok sevilen

     

    Sezgin: Anlayışlı, sezgili

     

    Soner: Son doğan erkek çocuk

     

    Şahsüvar: Yiğit kişi

     

    Şevki: Neşeli

     

    Tankan: Temiz soydan gelen kişi

     

    Taner: Güçlü kişi

     

    Tanju: Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen unvan

     

    Turgay: Bir tür serçe

     

    Ulaç: Sınır

     

    Ulaş: İsteğine kavuşmuş kişi

     

    Ümit: Umut

     

    Ünalp: Tanınmış

     

    Ünsal: “Ünlen” anlamında kullanılan isim

     

    Vedat: Dostluk

     

    Vural: Vur ve al anlamında kullanılan isim

     

    Yalım: Alev

     

    Yalvaç: Peygamber

     

    Yekta: Eşsiz

     

    Yüksel: İlerle anlamında kullanılan isim

     

    Zafer: Amaca ulaşma

     

    Zamir: Vicdan

     

    Zeynel: İbadet edenlerin süsü

     

    EN ÇOK OKUNANLAR
    Endişeli bir ebeveynin 5 özelliği Kaygılar nesiller boyu yayılabilir
    Endişeli bir ebeveynin 5 özelliği! Kaygılar nesiller boyu yayılabilir
    “Anne olmuş bir kadının en büyük ihtiyacı dış seslerden biraz uzaklaşmak ve kendi içindeki sese güvenebilmek
    “Anne olmuş bir kadının en büyük ihtiyacı dış seslerden biraz uzaklaşmak ve kendi içindeki sese güvenebilmek"
    Vikinglerin yöntemi işe yaradı Mutlu ve öz güvenli çocuk yetiştirmenin 6 kuralı
    Vikingler'in yöntemi işe yaradı! Mutlu ve öz güvenli çocuk yetiştirmenin 6 kuralı
    Öğretmenleri tarafından keşfedildiler 2 kızın hayatını değiştiren olay
    Öğretmenleri tarafından keşfedildiler! 2 kızın hayatını değiştiren olay
    Yazarlar
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi KeleşHer şey normaldi ama ben hiçbir şey hissetmiyordum
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin11 Haziran yay dolunayı, burçları neler bekliyor? Konular artık netleşiyor
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç SevinJüpiter Yengeç'te, Yay Dolunayı Yaklaşıyor! 9-15 Haziran 2025 Haftası Burçlara Göre Şans ve Değişim Rehberi
    Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
    Astrolog Aslıhan DoktoroğluHaziran'da zihinle kalp arasında denge kurmak
    Dt. Pertev Kökdemir
    Dt. Pertev KökdemirSüt dişleri... Geçici ama değerli
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin2-8 Haziran haftalık burç yorumları! 'Dönüşmeye de hazır mısın?'
    Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
    Astrolog Aslıhan Doktoroğlu27 Mayıs İkizler Yeniayı ve burçlara etkileri: Görünmeyeni anladığımız an
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi KeleşCesaretin yeni tanımı: Sürdürülebilir emek
    Dt. Pertev Kökdemir
    Dt. Pertev KökdemirGebelikte diş sağlığı
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin26 Mayıs – 1 Haziran 2025 Haftalık Burç Yorumları: Dileğini Tut, Gerçekleşiyor!
    Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
    Astrolog Aslıhan DoktoroğluSatürn Koç burcunda: Bizi neye hazırlıyor?
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş
    Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi KeleşEnerji değişiyor: Mayıs'ta frekansınızı yenileyin
    Dt. Pertev Kökdemir
    Dt. Pertev KökdemirŞekerli gıdalar dişi ne kadar zamanda çürütür?
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin20-26 Mayıs haftalık burç yorumları / Cuma gününe dikkat!
    Dt. Pertev Kökdemir
    Dt. Pertev KökdemirHavuz suyundaki klorun diş ve diş etlerine etkisi
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin12 - 18 Mayıs haftası burç yorumları! 'Gizli saklı ne varsa ortaya çıkabilir'
    Dt. Pertev Kökdemir
    Dt. Pertev KökdemirDiş sıkma probleminden kurtulmanın 4 yolu
    Duygu Sevinç Sevin
    Duygu Sevinç Sevin5-11 Mayıs haftalık burç yorumları: En güçlü frekansta yaşanacak bir buluşma
    İlgili Haberler
    Demet Özdemir ve ablasının Instagramdaki yeni pozlarına beğeni yağdı
    Demet Özdemir ve ablasının Instagram'daki yeni pozlarına beğeni yağdı
    Survivor 2025 şampiyonu için geri sayım başladı İşte Aycan Yanaçın gönlünde yatan o isim
    'Survivor 2025 şampiyonu' için geri sayım başladı! İşte Aycan Yanaç'ın gönlünde yatan o isim
    Başak Dizer paylaştı Kıvanç Tatlıtuğ ve Demet Akbağ bir araya geldi
    Başak Dizer paylaştı! Kıvanç Tatlıtuğ ve Demet Akbağ bir araya geldi
    Görüntüler tepki çekmişti Demet Akalın minik hayranının gönlünü aldı
    Görüntüler tepki çekmişti! Demet Akalın minik hayranının gönlünü aldı

    YAZARLAR

    ASTROLOJİ

    • Günlük Burç Yorumları
    • Aylık Burç Yorumları
    • Haftalık Burç Yorumları
    • Yıllık Burç Yorumları
    • Burç Özellikleri (2025)
    • Daha Fazla
      • Koç Burcu 2025
      • Boğa Burcu 2025
      • İkizler Burcu 2025
      • Aslan Burcu 2025
      • Başak Burcu 2025
      • Yengeç Burcu 2025
      • Terazi Burcu 2025
      • Akrep Burcu 2025
      • Yay Burcu 2023
      • Oğlak Burcu 2025
      • Kova Burcu 2025
      • Balık Burcu 2025
      • Burçlar
      • Yükselen Burç Hesaplama
      • Aşk Uyumu

    MODA

    • Stil
    • Ayakkabı
    • Aksesuar
    • Bugün Ne Giysem

    DİYET

    • Sağlıklı Beslenme
    • Diyetler
    • Egzersizler

    GÜZELLİK

    • Cilt Bakımı
    • Saç Bakımı
    • El ve Ayak Bakımı
    • Makyaj
    • Estetik

    İLİŞKİLER

    • Aşk
    • Evlilik
    • Cinsellik
    • Ayrılık

    AİLE

    • Hamilelik Hazırlığı
    • Hamilelik
    • Doğum
    • Doğum Sonrası
    • Bebek
    • Daha Fazla
      • Çocuk
      • Ergenlik
      • Gebelik Hesaplama

    DEKORASYON

    • Salon
    • Mutfak
    • Yemek Odası
    • Yatak Odası
    • Banyo
    • Daha Fazla
      • Dış Mekan
      • Kendin Yap (DIY)

    SAĞLIK

    • Kadın Sağlığı
    • Erkek Sağlığı
    • Çocuk Sağlığı
    • Cinsel Sağlık
    • Ruh Sağlığı
    • Daha Fazla
      • Alternatif Tıp
      • Genel Sağlık

    YAŞAM

    • Evcil Hayvan
    • Püf Noktası
    • Seyahat-Tatil
    • Editörün Seçtikleri
    • Rüya Tabirleri

    YEMEK

    • Çorba Tarifleri
    • Et Yemekleri
    • Hamur İşi
    • Zeytinyağlılar-Sebzeler
    • Tatlı Tarifleri
    • Daha Fazla
      • İçecekler
      • Salatalar-Mezeler
      • Diyet Tarifler
      • Yöresel Lezzetler
      • Bugün Ne Pişirsem

    PEMBENAR TV

    • Çocuk
    • Yemek
    • Sağlık
    • Diyet
    • Güzellik
    • Daha Fazla
      • İlişkiler
      • Başaran Kadın
      • Püf Noktası
      • Alternatif Tıp
      • Evcil Dostlar
      • Yaşam
      • Hukuk
      • Dini Sohbetler
      • Hakan Kırkoğlu İle Astroloji
      • Aysun Düz İle Pilates
      • Op. Dr. Gökçe Mık İle Ortopedi
      • Sevil Eskicioğlu İle Yaşam Koçluğu
      • Mustafa Altay ile Saça Dair
    BİZİ TAKİP EDİN
    UYGULAMALARI İNDİREBİLİRSİNİZ

    Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi http://milliyet.com.tr ; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

    © 2025 Milliyet.com.tr
    • • Künye
    • • İletişim
    • • Kişisel Verilerin Korunması
    • • Reklam
    • • Arşiv
    • • Üyelik
    milliyet logo