Ayakkabılardan yana tercihi ise elbette babetlerdir. 1956’da ünlü ayakkabı tasarımcısı Repetto’dan kendisi için dans ayakkabıları gibi narin ve giyimi kolay ama gündelik kullanabileceği ayakkabılar yaratmasını istedi. Ve evet, düz tabanlı bale ayakkabılarını, babetleri, stüdyodan sokağa taşıyan isim oldu.
Topuklu giydiğinde ise ‘kitten heel’leri tercih eder ve hiçbir zaman yüksek topuklu ayakkabı giymezdi. Zaten fırsat buldukça da yalın ayak olmayı tercih ederdi.
Bikiniyi popüler hale getirmiş, küçük feminen yazlık elbiseleri çok sevmiş ve kapri pantolonları hiçbir zaman ihmal etmemiştir. Her fırsatta bacak dekoltesi vermiş ve fakat mümkün olduğunca az mücevher kullanmıştır.
İkinci eşi ile evlenirken, tamamen alışılmadık davranmış ve pembe pamuklu kumaştan diz boyunda bir elbise giymiştir.
Diğer Bardot stili anahtar parçaları arasında; dağınık saçlara takılan siyah saç bandı, yine saç için siyah fiyonklar, skinny kotlar, şirin hırkalar, çizgili tişörtler, günlük elbiseler ve krem rengi trençkot var.
Doğal saçları açık kahverengi olmasına rağmen film kariyerine başlar başlamaz tonunu açmaya başladı ve sarıyı tercih etti. Ayrıca kuaförünün de yardımı ile bulduğu dağınık saç stili ile saçları dikkat çekici gözüktüğü halde bir o kadar doğal duruyordu. Mümkün olduğunca uzun, hafif dalgalı, dağınık ve parlak saçlar…
Makyajda ise vazgeçilmezi elbette eye liner’dı. Hem üst hem alt kirpik köklerine kalın şeritler halinde sürer ve kenarlarını küçük kanatlar gibi kıvırırdı. Cildini mümkün olduğunca doğal tonlarda tutmayı tercih ederdi ve dudaklarını da çıplak…
