30.03.2017 - 09:57 | Son Güncellenme:
Kimyager ve fizikçiFizik ve kimya olmak üzere iki ayrı alanda da Nobel kazanmayı başaran Marie Curie aynı zamanda bu ödüle layık görülen ilk kadın bilim insanıdır. Eşi Pierre Curie ve fizikçi Henri Becquerel ile birlikte radyoaktif moleküller üzerine yaptıkları çalışmayla Nobel fizik ödülüne layık görüldüler. ''Radyoaktivite'' terimini öneren de Marie Curie'dir. Nobel kimya ödülüne ise keşfettiği polonyum ve radyum elementleri sayesinde layık görüldü. Tümör tedavilerinde radyoaktif izotopların kullanılması fikrini öne süren Curie, Paris'te ve Varşova'da günümüzde hala önemli tıbbi araştırma merkezleri olan Curie Enstitüsü'nü kurdu. Radyoaktivitenin tehlikelerinden habersiz olan Curie çalışmalarını koruyucu kıyafetler giymeden yürütmüştür ve aplastik anemi yani uzun süre radyasyona maruz kalma nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Hala daha tuttuğu günlüklerde ve notlarda radyasyon oranı oldukça yüksek olduğu için kurşun kaplı kutularda muhafaza edilmektedir.
KimyagerMarie Curie'nin kızı olan Irene de annesi gibi bilim alanında kendini kanıtladı. Doktorasını yaparken tanıştığı eşiyle birlikte yapay radyoaktiviteyi keşfeden Irene 1935 yılında Nobel kimya ödülüne layık görüldü. Çocukları Helene ve Pierre'in de saygın birer bilim insanı oldukları bilimsel dehanın Curie ailesinde nesilden nesile aktarıldığını kanıtlar nitelikte.
PrimatologGünümüzde en çok tanınan bilim kadınlarından biri olan Jane Goodall şempanzeler konusunda en başta gelen uzmandır. Goodall 55 yıl boyunca Tanzanya'da vahşi şempanzelerin sosyal ve ailevi ilişkilerini incelemiştir. Çocukluğundan beri şempanzelere ilgisi olan Jane'in kariyeri, Kenyalı paleontolojist Louis Leakey'nin ilkel insanlar üzerine yaptığı bir çalışmada şempanzeler üzerine uzman birisine ihtiyaç duymasıyla bambaşka bir noktaya gitti. Leakey etkilenmiş olacak ki Jane'i Cambridge Üniversitesi'ne yolladı ve Jane Goodall okul tarihinde önce lisans eğitimini almadan doktora yapan 8. kişi oldu. Vahşi yaşam araştırmalarının yanı sıra Goodall hayvanların korunması ve refahlarının bozulmaması adına sözcü oldu. Hatta bu hedefte birçok yardım derneği, araştırma enstitüsü ve aktif destek grupları kurulmasına ön ayak oldu.
FizikçiOtto Hahn ve Lise Meitner'ın öncü çalışmaları olmasaydı nükleer enerji ve silahlar günümüzde olmayacaktı. İkili, atom çekirdeğini ortadan ikiye bölerek daha küçük iki çekirdek oluşturan ve bu esnada çok büyük bir enerji çıkaran füzyon sürecini keşfetti.1944 yılında Hahn Nobel ödülüne layık görülmüş ancak bu bilimsel keşifte kritik bir rol oynayan Meitner gözardı edilmiştir. Birçok bilim insanı ve gazeteci tarafından protesto edilen kurum Lise Meitner'ın araştırmaya katkısını resmi bir şekilde tanımamıştır.Bu, Meitner'ın katkısı hiç tanınmamıştır anlamına gelmiyor. Alman Araştırma Topluluğu tarafından Leibniz ödülüne, 5 fahri doktorluğa layık görülmüş ve Almanya'da ilk kadın fizik profesörü olmuştur. 1946'da ABD Ulusal Basın Kulübü onu ''yılın kadını'' seçmiştir. 109 numaralı element metneryum ona ithafen isimlendirilmiştir. Yine de Nobel ödülünde göz ardı edilmiş olması bütün aldığı ödülleri gölgede bırakmıştır.
AstrofizikçiJocelyn Bell Burnell 1967'de lisansüstü öğrencisiyken radyo pulsarlarını keşfetmiş ve incelemeye başlamıştır. Tez danışmanı olan Antony Hewish'e araştırmalarını göstermiş ancak hocası araştırmaya şüpheli yaklaşmıştır. Bir süre sonra Hewish bu teori üzerine bir makale yayımlamıştır ve makale üzerinde adı geçen 5 kişinin içerisinde olan Bell'in adını ikinci olarak yazmıştır. Tıpkı Lies Meitner gibi o da Nobel ödülünde göz ardı edilmiş ve ödül Hewish ve Martin Ryle ikilisine verilmiştir.Bilim insanları bu karara itiraz etmiş ve ilk pulsarları keşfedenin ve inceleyenin Jocelyn Bell olduğunu söylemiş ve kurumu eleştirmişlerdir. Bell üstelik, bu keşfi gerçekleştirmelerini sağlayan teleskobun yapılmasına da yardım etmiştir. (Bell bu ayrımcılığı umursamamış hatta bu konuya oldukça esprili yaklaşmıştır.) Bunun yanı sıra Bell, birçok ödüle layık görülmüştür. Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun başkanı, Fizik Enstitüsü'nün başkanı, Edinburgh Kraliyet Topluluğu başkanı ve Dublin Üniversitesi kürsü başkanı olmuştur. Ayrıca Cambridge ve Harvard dahil 20 küsur okuldan fahri doktora ünvanı kazanmıştır.
Paleontolojistİngilizce'de bir tekerlemeye ilham kaynağı olmuş paleontolojist Mary Anning dünyanın tarihini anlamaya yardımcı olan bilimsel araştırmalara fosil toplayarak katkıda bulunmuştur.İngiltere'nin Dorset'teki falezlerine tırmanan Anning, 1833'te bu tehlikeli aktivitesi sırasında ölüm tehlikesi geçirmiş hatta bilimsel araştırması uğruna köpeğini kaybetmiştir. Ancak bütün bu uğraş ilk ihtiyozor iskeletini, soyu tükenmiş bir deniz canlısı olan iki tam plesiosaur ve ilk pterezor iskeletini keşfetmesiyle meyvesini vermiştir. Ancak her ne kadar bilime önemli bir katkıda bulunmuşsa da kadın olması öne sürülerek 19. yy bilimsel topluluğuna hiçbir zaman kabul edilmemiştir. Ne yazık ki hakettiği saygıyı ancak ölümünden sonra kazanmıştır. 2010 yılında Kraliyet Topluluğu onu en önemli Britanyalı bilim kadınları listesine dahil etmiştir.
SitogenetisitBugün kromozomlar hakkında ne biliyorsak Barbara McClintock'un çalışması sayesindedir. Çalışmasında genetik üzerine yoğunlaşan McClintock, mısırın genetik haritasını çıkaran ilk insandır. Bu harita kromozomların fiziksel özellikler üzerindeki etkisini anlamaya yardımcı olmuştur. Bu araştırma sayesinde genlerin fiziksel özellikleri belirlediğini kanıtlamıştır. Yaptığı çalışmalar zamanın o kadar ötesindeydi ki diğer insanlardan aldığı eleştiriler nedeniyle 1953 yılında çalışmalarını yayınlamayı bıraktı. Neyse ki daha sonraları çalışmaları yeniden değerlendirilip kabul edildi ve 1983 yılında Fizyoloji veya tıp alanında bir Nobel ödülü de dahil birçok ödüle layık görüldü.
Matematikçi ve astronomKadın bilim insanları sadece günümüzde değil, bundan yüz yıllar öncesinde dahi yaşıyorlardı. İskenderiyeli Hypatia en çok bilinenlerinden biri. 4. yy.'ın son yarısında yaşamış ve İskenderiye'de tanınmış bir matematikçi babanın kızıdır Hypatia. Atina'da eğitim aldıktan sonra babasının çalışmalarına yardım etmiştir. Bundan kısa süre sonra felsefe, matematik ve astonomi dersleri verdiği İskenderiye Okulu'nun başı oldu. Yaşadığı dönemde öncü matematikçi ve astronom olduğu kabul edilen Hypatia belki de tarih boyunca bu anlamda ön plana çıkarılan tek kadındır.Bilimsel araştırmalarının yanı sıra milattan sonra 415'te Hristiyan yobazları tarafından öldürülmesi çoğu kimse tarafından Antik dönemin ve İskenderiye medeniyetinin bitişi olarak kabul edilir.
AstronomHypatia kadar tanınmış olmasa da Aglaonice milattan önce 1. ya da 2. yy.'da Antik Yunan'da yaşadığı düşünülen ilk kadın astronom olduğu sanılıyor. Ayın evreleri hakkında yapmış olduğu yorumlar ve ay tutulmalarını tahmin edebiliyor olması o dönemde insanların onu Ay'ı Dünya'ya çekebilme gücü olan bir büyücü olarak görmelerine neden olmuştur. Plato, Rodoslu Apollonius ve Plutarkhos, Aglaonice hakkında yazmışlardır.PembeNar Özel