Zeytinyağlı yemek, salata veya çorba olarak tüketilmektedir. Özellikle Akdeniz ülkelerinin şifalı bitkilerindendir.A, B, C vitaminleri dışında kalsiyum, magnezyum ve demir bakımından da zengindir. Soğuk algınlığı, hazımsızlık, şişkinlik ve ödem atılmasına yardım eder. Ayrıca karaciğer ve safra kesesi için de yararlıdır. Lif açısından zengindir, içeridiği kalsiyum sebebi ile kemikleri güçlendirir. Bağırsak florasında probiyotik bakterilerin çoğalmasını destekler, böylece sindirimi güçlendirir.Kuşkonmaz bitkisi yüksek oranda pürin içerdiği için böbrek yetmezliği olan hastalar ve gut hastalığı olanların bu şifalı bitkiyi tüketmemesi önerilir.
Vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir.Semizotunun içerdiği omega 3 doymamış yağlar, balıklarınkiyle kıyaslanabilecek düzeydedir. Kanama hastalıklarında ve peklikte çok yararlıdır.Yaşlı, hasta ve diyet yapan kişiler için çok uygun bir sebzedir.İdrar söktürür,kanı, üre ve benzeri pisliklerinden temizler,sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirir,böbrekteki kum ve taşı döker.Şeker hastalarının susuzluğunu azaltan bu besin,yeşil salata olarak yenilirse daha faydalıdır.
A, C, E vitaminlerini ve diğer vitaminler bakımından, ayrıca demir, bakır, potasyum ve kalsiyum mineralleri açısından oldukça zengindir. Salata olarak, haşlanmış olarak, zeytinyağlı yemek olarak ve çorba olarak sıkça tüketilir. Mükemmel bir antioksidandır.
Mevsimsel salgın hastalıklarda koruyucu olarak, tansiyon ve kolesterol düşürücü , kan sulandırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici olarak faydaları saymakla bitiremeyiz.