19.06.2025 - 14:04 | Son Güncellenme:
Georgina’nın hikâyesi, çoğumuzun hayatında en az bir kez karşılaştığı türden bir anla başladı. Lunaparkta yaşadığı olay, onun için bir uyanış çağrısı oldu. “O an, kendime bir aynada bakıyormuşum gibi hissettim,” diyor Georgina. Kilosu, sadece fiziksel bir yük değil, aynı zamanda özgüvenini ve yaşam kalitesini de etkileyen bir engel haline gelmişti. Georgina, bedeninin ve zihninin kontrolünü yeniden kazanmak istiyordu.
Georgina’nın dönüşümündeki en kritik adım, beslenme alışkanlıklarını tamamen gözden geçirmesi oldu. Daha önce ne yediğine pek dikkat etmeyen Georgina, kalori hesabı yaparak ve yediklerinin besin değerlerini öğrenerek işe başladı. “Başta bu fikir gözümü korkuttu” diye belirtiyor.
Kişisel bir eğitmenle çalışmaya başlayan Georgina, yediklerini bir uygulama üzerinden takip etmeye başladı. Bu yöntem, ona vücuduna neler girdiğini net bir şekilde görme fırsatı verdi. “Bir hamburgerin ya da bir tatlının kaç kalori olduğunu öğrenmek, seçimlerimi değiştirdi. Ama bu, kendimi aç bırakmak anlamına gelmiyordu; bilinçli seçimler yapmayı öğrendim” diyor
Georgina’nın kilo verme sürecindeki diğer önemli bir unsuru, düzenli egzersiz oldu. Daha önce fiziksel aktivitelerden kaçınan biri olarak, bu onun için büyük bir büyük bir meydan okumaydı. “İlk spor salonuna gittiğimde kendimi tamamen yetersiz hissediyordum” diye anlatıyor. Yürüyerek 100 metre mesafeyi bile zor tamamlayan Georgina, eğitmeninin desteğiyle küçük adımlarla başladı.
Georgina’nın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, sosyal ortamlarda yaşadığı baskılardı. Aile toplantıları, arkadaş buluşmaları ve iş yemekleri, sağlıklı beslenme kararlılığını sınayan anlarla doluydu. “Etrafınızda sürekli ‘Bir kereden bir şey olmaz’ ya da ‘Hadi, bir dilim pasta ye!’ diyen insanlar oluyor” diye anlatıyor. Ancak Georgina, bu tür baskılara karşı bir strateji geliştirdi. Her sağlıklı seçim, her tamamlanan egzersiz, onu hedefine bir adım daha yaklaştırdı.
Georgina’nın çabalarının sonucu sadece tartıdaki rakamlarla sınırlı kalmadı. 37 kilo veren Georgina’nın metabolizma yaşı, 45’ten 16’ya geriledi. Bu rakamlar, bedeninin artık çok daha sağlıklı ve enerjik çalıştığının bir kanıtıydı. Georgina, formda kalmayı bir yaşam tarzına dönüştürdü. Düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, onun için artık birer görev değil, hayatının doğal bir parçası. “Bu, bir diyet değil; bu benim yeni yaşam biçimim” diye ifade ediyor.
Georgina’nın hikâyesi, sadece kendi dönüşümüyle sınırlı kalmadı; sosyal medya üzerinden paylaşarak binlerce kişiye ilham kaynağı oldu. “Eğer ben yapabildiysem, herkes yapabilir” diyor. Hikâyesini samimi bir şekilde anlatan Georgina, küçük ama istikrarlı adımlarla hayatın nasıl değişebileceğini gösteriyor.