24.05.2025 - 20:08 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Milliyet.com.tr ÖZEL - Ortada kabus yok, sessizlik hakim, ama zihninizdeki düşüncelerin ağırlığı sizi uykunuzdan ediyor. O e-postayı gönderdiniz mi? Çocuğunuzun öksürüğü kötüleşirse ne olacak? Toplantıda o sözü neden söylediniz?
Kaygı bozukluğu yaşayan her yaştan insanla çalışan bir psikolog, bu duruma "gece yarısı zihin sarmalı" diyor. Günün sessizliğinden sıkılan beyin, gece yarısı bir talk show başlatır gibi devreye giriyor. Ancak bu şovun sunucusu, konuğu ve izleyicisi sizsiniz ve bu hiç de komik değil.
Psikolog, yıllardır bu durumu yaşayan danışanlarına dört kelimelik bir cümle öneriyor:
"Bu düşünce bekleyebilir."
Bu basit ifade, birçok kişiye yardımcı oluyor. Neden mi?
- Kısa ve hatırlaması kolay, gece 03.00'te bile aklınıza gelebilir.
- Düşünceyi bastırmaz, sadece ertelenmesini sağlıyor.
- Aciliyet hissini azaltıyor, kaygıyı besleyen döngüyü kırıyor.
- Duraklama becerisini güçlendiriyor.
Çoğu gece uyanışı, gerçek bir acil durumla ilgili değil. Beyin, sürekli meşgul olacak bir sorun arama mekanizmasına sahip. Bu düşüncelere odaklandığınızda, adrenalin devreye girerek uyanık kalmanıza yol açıyor. Oysa sorunları çözmeye çalışmak yerine, sakinleşmeye geçiş yapmak daha etkili.
‘Bu düşünce bekleyebilir’ ifadesi nasıl daha etkili kullanılabilir?
Nefesle birleştirin: "Bu düşünce bekleyebilir" derken yavaşça nefes alıp verin.
Tekrarlayın: Zihin dağılırsa, ifadeye dönün. Bu bir başarısızlık değil, zihinsel bir egzersiz.
"Düşünce kavanozu" hayal edin: Endişelerinizi zihninizde bir kavanoza koyun. Sabah hala önemliyse, o zaman açarsınız.
Telefona bakmayın: Mavi ışık ve sosyal medya, uykuya dönmenizi zorlaştıracak.
Geceleri uyanmak normal. Önemli olan, bu anlarda ne yaptığınız. "Bu düşünce bekleyebilir" sihirli bir formül değil, ama zihninize verdiğiniz nazik bir sinyal.
Çünkü bazen bir sorunu çözmenin en iyi yolu, gece 03.00'te çözmeye çalışmamak.