Püf Noktası Hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak için etkili öneriler

Hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak için etkili öneriler

12.02.2020 - 13:28 | Son Güncellenme:

Korona virüsü, influenza derken çevremizi saran salgın hastalıklar,gündelik yaşamda panik ve korkuya neden oluyor. Hatta hastalıklardan uzak durmaya çalışan insanlarda bir süre sonra kaygı bozukluğu bile görülüyor. Oysaki hastalıkların panzehiri pozitif düşünce. Kişisel gelişim uzmanı Turhan Güldaş, hastalıkların adını sürekli anarak kendinize çekeceğinizi söylüyor ve uyarıyor: “Abartılarak konuşulan hastalıklara kulak asmayın. Bu sizde sadece korkuya neden olacaktır. Ancak insan hastalıkları aklına getirmez, güçlü ve sağlıklı olacağına inanırsa bu şartlanmışlıkla, hastalıkları davet etmez.”

Hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak için etkili öneriler

Çok okunanlar listelerinde yer alan kişisel gelişim kitapları, onbinlerce kişinin hayatında mucizeler yaratan mantrası ile son dönemlerde adından sıkça söz ettiren Kişisel Gelişim Uzmanı Turhan Güldaş, hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak için etkili önerilerde bulundu:

Haberin Devamı

*BANA FARK ETMEZ DEYİN: Son günlerde hayatımıza giren yeni virüsler gibi, her dönem farklı adlarla insanların sağlığını tehdit eden hastalıklar oldu. Geçmiş yıllarda çıkan hastalıkların tedavisi bulunduğu gibi bugün yayılan Korona virüsüne de tıp çare bulacak. Kaldı ki, bu virüslerden çok daha basit nedenlerle günümüzde ölen insanlar var. Örneğin sigaradan ve ona bağlı nedenlerden her gün Türkiye’de 300 kişi ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre alkollü içeceklerden ise her yıl ölenlerin sayısı 2.5 milyonu geçiyor. Yani bugün gündemi meşgul eden Korona virüs veya influenza vb. virüsler yarın sıradan hale gelecek. Şu anda abartılarak anlatılan bu hastalıklar sadece insanlarda korkuya neden oluyor. Ülkeler arası beklentiler, devlet politikaları, sektörel çıkarlar vb. nedenlerle çoğu zaman abartılan hastalık haberlerine kulaklarınızı tıkayın. Tıkayın çünkü bunları düşünerek hayat geçmez. Bir gün öleceğiz elbette ama bunu sürekli düşünerek yaşamak, yaşamak değildir.Hiçbir şeyin sonsuz ve mutlak olmadığını bilmek gerekir. Kaygı duymamayı öğrenmek ve takmamak gerek. Bir şey yaşadınız ya da kötü bir hastalık haberi duydunuz, olay yaşanmış ve bitti, buna üzülmenin, kaygı duymanın bir anlamı yoktur. Tabi ki önlem alalım, kendimizi koruyalım ancak biraz da takmayalım. Fazla kafaya takmadan yaşamak daha iyidir. Bana fark etmez deyin, takmama moduna geçin. Relaks olun. Yani yaşamanıza bakın.

Haberin Devamı

*BUGÜNÜ KENDİNİZE ZEHİR ETMEYİN: Hastalanacağınızı düşünerek yaşamak insanda stres yaratır. Dahası aklına gelen hastalıklara davetiye çıkartır. Hastalıklar stresten beslenir. Negatif duygulardan yol alır. Dünü ve yarını düşünmek negatif hisler getirir, şimdide olmak önemlidir. Sürekli geleceği düşünmek, üstüne üstlük kara senaryolar kurmak, hastalanacağını düşünmek insanı içten içe eritir. Şöyle olursa böyle olur gibi kurgulayıp durursunuz ama daha bugünü yaşamadınız… Her gününüzü hasta olacağınızı düşünerek yaşamayın. Bugününüzü zehir etmeyin. Aynı şekilde geçmişte yaşananları düşünmek de insanları depresyona sokar. Dün bitmiştir, yaşananlar yaşanmıştır, hastalıklar atlatılmıştır. Yani çöptür. Dünü veya yarını düşünerek bugünde olan güzellikleri kaçırırsınız. Bugünün farkında olamazsınız.

Haberin Devamı

*KAYGIDAN UZAKLAŞIN POZİTİF DÜŞÜNÜN: Farkındalığınızı yükseltin. Hastalığı; bedeninizin verdiği hata sinyali olarak değerlendirip,zihninizde hastalığı yaratan düşünce kalıplarını kırarak sorunu kökünden çözebilirsiniz. Düşünce yapınızı en yüksek seviyede bir farkındalıkla kontrol edebilmeli, sizi hasta eden düşünce kalıplarını tespit edebilmelisiniz. Sağlıklı olmayı, sağlığınızı korumayı sağlayan düşünce kalıplarını beyninize yerleştirmelisiniz. İyi bir beden, iyi bir enerji ve iyi bir ruh hali için beyninize olumlu düşünce kalıpları yerleştirmeniz gerekir. Beyin ne kadar sağlıklı ve pozitif düşünürse insan o kadar sağlıklı ve enerjik olur, genç kalır ve o kadar az hastalanır. İnsanların içsel konuşmalarının, kendi kendilerine yorum ve analiz yapmalarının sonucu; negatif ya da pozitif düşünceler ortaya çıkar. Bunları yaparken pozitif olmak gerekir. Çünkü hastalıkların pek çoğu neredeyse % 90’ı insanın beyninde üretilir. Genetik, fiziksel ve çevresel faktörlerden doğan hastalıklar sadece %10’luk bir dilimde kalır. Bu nedenle beyni güçlü tutarken düşünce gücünü en üst seviyeye taşımak gerekir. Beynin yüksek potansiyel ve enerjide kalması, pozitif düşünceler eklenmesi önemlidir.

Haberin Devamı

*OLUMLU TELKİNLERDE BULUNUN: Olumlu cümlelerimizle yapacağımız içsel konuşmalarımız karşılığında sağlığımızı koruyabiliriz. Telkinlerimizin olumlu olması önemlidir.İnsan beynine hastalıklı ve olumsuz düşünceler eklerse kendi kendini hasta edebilir. Beyin verilen her komutu ciddiye alır. Örneğin ‘benim ailemde kanser var ve ben de kanser olacağım’ demek kanserin geleceği komutunu beyne vermektir. Beyne bir hedef belirtir, negatif düşünceler yükler. Oysa insan kanser kelimesini aklına getirmez, güçlü ve sağlıklı olacağına inanırsa şartlanmışlıkla, hastalıkları davet etmez. Hastalığın adını anmamak insanın kendine çekmesini engeller. Olumsuz telkinlerin yarattığı stres hormonları, kalp ve damar hastalıkları, kanser, alerji gibi birçok hastalığa davetiye çıkarır. Zihin, ne kadar sağlıklı ve olumlu düşünce yapısında olursa, beden de o kadar sağlıklı ve enerjik olur, o kadar az hastalanır.

Haberin Devamı

*MEDİTASYON YAPIN: Çok hareketli ve hızlı yaşıyoruz. Gün içerisinde beynimizde birikenleri boşaltmamız gerekli. Stresten ve negatif düşüncelerden uzaklaşmak gerekli. Duyduğumuz haberleri, kötü olayları silmemiz gerekir.Bu nedenle uyumadan önce meditasyon yapın. Muhteşem hissedeceksiniz. Yaşadıklarımızı yaşadık, eskide kaldı, onları unutalım, beynimizdeki çöpleri temizleyelim. Yarın yeni bir gün başlıyor. Güzellikleri fark etmeliyiz. Durarak yürümeliyiz, koşmaya gerek yok. Böylece farkında olursunuz. İnsanları, iyilikleri, güzellikleri görebilirsiniz.

*STRESLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENİN: İnsanlar hayatın zorluklarıyla karşı karşıya geldiklerinde kara senaryolar yazarlar. Karamsar bir bakış açısı strese yol açar ve yaşlanmayı hızlandırır, hastalıklara davetiye çıkarır. Gelecek kaygısı, başarısızlıklar, korkular ve daha pek çoğu, negatif düşüncelerden beslenir. Tüm bu olumsuz telkinler, stres hormonlarının salgılanmasına neden olur. Stres de vücudu içten kemiren zehir gibidir. Aslında her dakika milyonlarca hücre ölüyor ve yenisi doğuyor. Vücudumuzda hücrelerimiz ortalama olarak 7 ayda yenilenir. Oysa ki stres hormonu salgılayan bir vücut, bu yenilenmeye direnir. Stresli bir vücut, bazı zehirler salgılar. Vücuttaki hücreleri öldürür. Bu da hastalıklara yol açar. Vücut direncini ve enerjiyi düşürür. Tüm bunları bildikten sonra stresle baş etmek, hastalıklardan uzak durarak genç ve zinde kalmanın olmazsa olmazıdır.

*NEGATİF ETKİ YARATAN KİŞİLERDEN UZAK DURUN: Çevresel etkiler, aile, evlilik, ilişkiler, negatif enerjiyle yüklü arkadaşlıklar insanları etkiler. Paylaşımlarda negatif duygu varsa, bu yaşlanmayı hızlandırır, hastalıkları çoğaltır.Bu nedenle çevremizi seçerken dikkat etmemiz lazım. Çünkü baştan yapacağımız küçük seçimler geleceğimizi etkiler. Örneğin eşinizi seçerken, arkadaşlar, dostlarınızı seçerken dikkat edin. Pozitif enerji veren insanlarla daha çok bir araya gelin. Enerjinizi alan ve negatif yüklü çevreden uzak durun, sınır koyun. Bırakın az dostunuz olsun, on binlerce olmasına gerek yok, birkaç tanesi yeter. Yeter ki size enerji versin, pozitif paylaşımlarınız olsun. Ancak az ve öz olan dostlarınıza da değer verin. Hakkını verin, yükseltin.

 

 

Yazarlar