11.06.2025 - 18:10 | Son Güncellenme:
Gazeteci Lynne Peeples, çocukluğundan beri uyku sorunları yaşadığını ve Seattle'da geçirdiği uzun, karanlık kışların mevsimsel duygusal bozukluğu (SAD) tetiklediğini belirtti. Bu süreçte, vücudunun uyku-uyanıklık döngüsü ve iştah gibi temel fonksiyonlarını yöneten sirkadiyen ritimlerinin sıklıkla düzensiz olduğunu fark etti.
Işıktan tamamen soyutlanma deneyi
Deney boyunca Peeples, güneş ışığı, elektrik ışığı, saatler, ekranlar ve diğer insanlardan gelen tüm dış uyaranlardan kendini izole etti. Sadece sirkadiyen ritmini etkilemeyecek loş kırmızı LED ışıklar kullandı. Vücut ısısı, glikoz seviyeleri, uyku düzeni ve kalp atış hızını takip eden cihazlarla veri topladı. Zamanını hokkabazlık yaparak, mızıka çalarak ve Kindle'da kitap okuyarak geçirdi, deneyimlerini ise bir daktiloya kaydetti.
Deneyin ortalarında, iç saati tamamen tersine dönmüştü. Yer üstündeki herkes uyurken tamamen uyanık hissediyor, mide gurultuları, göğüs sıkışması, halsizlik ve sersemlik gibi belirtiler yaşıyordu. Bilim insanlarıyla yaptığı veri analizinde, ritimlerinin senkronize olmadığı ortaya çıktı. Peeples, bu durumu "Gün içinde uykululuk, tuhaf zamanlarda sıcak ve soğuk basmaları, hafif depresyon ve net düşünememe" gibi semptomlarla tanımladı.
Sirkadiyen ritimlerin önemi ve ışığın rolü
Peeples, deneyden elde ettiği bulguları "The Inner Clock: Sirkadiyen Ritimlerimizle Senkronize Yaşamak" adlı kitabında paylaştı. Vücuttaki içsel saatlerin kusursuz olmadığını, gezegenin aydınlık-karanlık döngüsüyle düzenli olarak senkronize edilmesi gerektiğini vurguladı. İlk birkaç gün, 24 saatlik döngüye yakın bir ritim sürdürdüğünü, hatta saati sadece 11 dakika yanılarak tahmin ettiğini belirtti.
Işığın sirkadiyen ritimler için kritik olduğunu ifade eden Peeples, gözlerdeki fotoreseptör hücrelerin mavi ışığı algılayarak beyne "gündüz" sinyali gönderdiğini açıkladı. Modern yaşamda, insanların hem yeterli gün ışığından hem de karanlık gecelerden uzaklaştığına dikkat çekti. Bu durumun, vücudun gece-gündüz ayrımını yapmasını zorlaştırdığını söyledi.
Pratik öneriler: Işık, yemek ve tutarlılık
Peeples, sirkadiyen ritimleri düzenlemek için üç temel öneride bulundu:
Zıtlık yaratmak: Sabahları 15-20 dakika doğal gün ışığına maruz kalmak ve geceleri ışıkları kısmak. Turuncu ve kırmızı tonlarda loş aydınlatma kullanmak, gece tuvalet ihtiyacı için sıcak tonlu gece lambaları tercih etmek.
Daraltma: Yemek, kafein ve alkol tüketimini günün erken saatlerine yoğunlaştırmak. Akşam yemeğini hafif tutmak ve yatmadan 2-3 saat önce yemeyi bırakmak.
Tutarlılık: Her gün aynı saatte yatıp kalkmak. Araştırmalar, uyku süresinden çok düzenin önemli olduğunu gösteriyor.
Ekran ışığı ve kronotipler
Elektronik cihazlardan yayılan mavi ışığın etkileri hakkında konuşan Peeples, "Televizyon veya telefon ekranlarındaki mavi ışık abartıldığı kadar zararlı olmayabilir ancak sınırlamak faydalı" dedi. Kişisel kronotiplerin (erkenci veya gececi) görev performansını etkilediğini belirterek, "Zihinsel görevler için sabah geç saatler, fiziksel aktiviteler için öğleden sonra ideal olabilir" diye ekledi.
Kendi ritmini keşfetmek
Vücudun doğal ritmini anlamak için tatil gibi serbest zamanlarda alarmsız uyanmayı ve enerji düzeylerini gözlemlemeyi öneren Peeples, "Ne zaman en iyi hissediyorsunuz? Enerjiniz ne zaman düşüyor? Bunları fark etmek, kişisel programınızı optimize etmenize yardımcı olur" dedi.
Deney ve araştırmalar, sirkadiyen ritimlerle uyumlu yaşamanın genel sağlık ve üretkenlik için kritik olduğunu ortaya koyuyor.